Gündem

Eser Karakaş: Varsa yoksa Erdoğan'ın statüsü, bir de utanmadan yönetim sorunu diyorlar!

"Genelkurmay Başkanı’nın Milli Savunma Bakanı’na bağlanması ne oldu?"

13 Mayıs 2016 16:34

Yeni Hayat yazarı Eser Karakaş, yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili olarak, "AKP sözcülerinin daha da büyük bir ayıbı var; zira bu mini değişikliğe alternatif olarak düşündükleri anayasa değişikliği önerisi modeli de “partili cumhurbaşkanı” modeli değil de yarı başkanlık ya da başkanlık modeli. Çok açık söylüyorum; demek ki temel konular aslında ne Erdoğan’ın, ne de AKP’nin derdi değilmiş. Varsa, yoksa Erdoğan’ın statüsü. Bu duruma bir de utanmadan yönetim sorunu diyorlar. Peki, anayasanın resmi ideolojisi ne oldu?" dedi.

Eser Karakaş'ın, "AKP ve utanma" başlığıyla yayımlanan (13 Mayıs 2016) yazısı şöyle: 

"Birileri beni çok naif olmakla eleştirebilir; ama ben hala AKP’nin gündeme getirdiği mini anayasa paketi önerisinden çok yakın gelecekte büyük utanç duyacağı kanısındayım.

Duymazlarsa durum benim sandığımdan da vahim demektir.

Sayın Nurettin Canikli’yi izliyorum ekranlarda. Canikli, partili cumhurbaşkanı modelini en kısa sürede TBMM’ye sunacaklarını, bu modele uygun olarak da en fazla beş maddede teknik değişiklik yapacaklarını ifade ediyor.

Anayasanın 101. Maddesinin son paragrafı değiştirilecek; bu değişikliği destekleyecek, tamamlayacak zorunlu teknik değişiklikler yapılacak. Bunların sayısı beş dolayında olacak ve böylece AKP’nin 12 Eylül darbesi ürünü Kenan Evren anayasası ile hesaplaşması noktalanacak.

Bravo, bin kez bravo doğrusu.

Anayasanın 101. Maddesi son paragrafı şöyle: “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer. “

Bu cümleden “Cumhurbaşkanının, varsa partisi ile ilişiği kesilir” ifadesi çıkarılacak.

Bu değişikliği teknik olarak destekleyecek küçük değişikliklerle anayasa meselesi rafa kalkacak. Zira Sayın Erdoğan artık “partili Cumhurbaşkanı” olmuş olacak, kendisine Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı denebilecek.

Anayasanın tarafsızlık ilkesini ayaklar altına almadan AKP’nin içinde olacak, muhalefetin de anayasa ihlali suçlamaları sona erecek.

Bütün dert buymuş demek.

AKP sözcülerinin daha da büyük bir ayıbı var; zira bu mini değişikliğe alternatif olarak düşündükleri anayasa değişikliği önerisi modeli de “partili cumhurbaşkanı” modeli değil de yarı başkanlık ya da başkanlık modeli.

Peki, hazırlandığı iddia edilen ama hiçbir detayı kamuoyu ile paylaşılmayan bir total anayasa değişikliği vardı hani, bu ne oldu?

Davutoğlu ile beraber o da berhava oldu muhtemelen.

Çok açık söylüyorum; demek ki temel konular aslında ne Erdoğan’ın, ne de AKP’nin derdi değilmiş.

Varsa, yoksa Erdoğan’ın statüsü.

Bu duruma bir de utanmadan yönetim sorunu diyorlar.

Peki, anayasanın resmi ideolojisi ne oldu?

Milli Güvenlik Kurulu’nun hiçbir batı demokrasisinde olmayan anayasal statüsü, Genelkurmay Başkanı’nın Milli Savunma Bakanı’na bağlanması ne oldu?

Çift başlı yargı ne oldu?

YÖK ne oldu?

Başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere diğer vesayet kurumları meselesi ne oldu?

Buram buram ırkçılık kokan vatandaşlık maddesi, anayasal vatandaşlık ne oldu?

İdari vesayet problemi ne oldu?

Erdoğan, partili Cumhurbaşkanı ya da başkan olursa tüm bu meseleler sıfırlanacaklar mı?

Anayasa değişikliği ihtiyacının önceliği partili cumhurbaşkanlığı mı idi?

Demek çok eskilere dayanan bir siyasal hareketin tüm derdi liderini başkan, hadi olmadı, yarı başkan, bu da olmadı “partili cumhurbaşkanı” yapmak imiş.

Son sözüm de CHP’ye: Neden elinizde hala uluslararası temel hak ve özgürlükler sözleşmelerine dayalı bir yeni anayasa taslağınız yok?"