Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa’daki koruyucu aile sisteminde çocukların kendi kültürlerine, kendi değerlerine uygun ailelere verilmesinin, bir Müslüman ise, Müslüman bir aileye verilmesinin en uygun olanı olduğunu vurguladı. Diğer yandan Erdoğan, çocukların eşcinsel bir aileye verilmesini de genel ahlak kurallarına ters olduğunu söyledi.
Hollanda’da temaslarda bulunan Başbakan Erdoğan, mevkidaşı Mark Rutte ile görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Avrupa’daki koruyucu aile konusunu görüşmelerinde ele aldıklarına değinen Başbakan Erdoğan, “Özellikle Yunusla ilgili konuyu konuştuk. Bu konuda ilgili bakanlarımız ve STK’lar vasıtasıyla bir adımı atmak suretiyle bunu da bir çözüme kavuşturma noktasında, bu tür vakaları, olayları çözebiliriz noktasındayız. Bu adımı da müşterek olarak atmamızda çok büyük bir fayda olduğuna inanıyorum” dedi.
'Müslüman'ın müslüman bir aileye verilmesi uygun olanıdır'
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: Bu koruyucu aile sisteminde o ailelerin veya o çocukların kendi kültürlerine, kendi değerlerine uygun ailelere verilmesi, bir Müslüman’sa, Müslüman bir aileye verilmesi en uygun olanıdır. Bunun tercih edilmesi lazım. Bu konularda STK’ların bizzat devreye girmek suretiyle bunları sahiplenmeleri de onların sorumluluğudur. Bunu Hollanda hükümetine de bırakmamalı, yargısına bırakmamalı. Kendileri bu noktada devreye girerek burada rol üstlenirlerse o zaman zaten Yunus vakaları olmayacak diye düşünüyorum.”
'6 aylık bir çocuk böyle bir tercih yapamayacağına göre'
Cinsel tercih konusunun önemli olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bir çocuğu teslim ettiğimiz aile genel ahlak kuralları açısından, biz haklarının çoğu Müslüman olan veya İslam kültürü içerisindeki bir yaklaşım olarak söylüyorum, eşcinsel bir aileye bir çocuğun teslim edilmesi bir defa o toplumun kendi genel ahlak kurallarına terstir, kendi inanç değerlerine terstir. Çünkü biz emaneti bu noktada emin, sağlam ellere teslim etmek durumundayız. 6 aylık bir çocuk böyle bir tercih yapamayacağına göre, bu konuda tercih eden makam yargıdır diye bakarsak bu ciddi bir yanlışa sevk edebilir. Bu konuda da devletlerarasında birçok anlaşma yapıldığı gibi bakanlıklar arasında da bu tür anlaşmalar yapılabilir. Bizde bu güne kadar yoktu ama ben son hükümetimde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı kurdum. Bunu kurmamın sebebi de aile kurumu çok kutsal bir kurumdur. Bu yapının güçlü tutulması lazımdır. Bu güçlü yapının kurulabilmesi için de bu yapı ile ilgili bu bakanlık ve karşıt bakanlık Adalet Bakanlığı ise bakanlıklarımız da kendi aralarında görüşmek suretiyle, STK’lar ile de işbirliği yapmak suretiyle bir adım atılırsa ne bu Hollanda’da bir sıkıntı meydana getirir ne de Türkiye’de bir sıkıntı getirir.”
'Rutte: Çocuğun çıkarı önemli'
Başbakan Erdoğan'la son günlerde medyada yer alan koruyucu ailelerin yanlarına yerleştirilen Türk çocukların durumunu da konuştuklarını dile getiren Rutte ise çocukların en iyi bakımı hak ettiklerini söyledi.
Her zaman çocuğun refahını göz önünde tuttuklarına değinen Rutte, "Çocukların en iyi bakımı hak ettikleri kuşkusuz. Bu işin çıkış noktası da şu: Çocuk için en iyi çözüm nedir? Ebeveynlerin de çıkarı düşünülmeli fakat çocuğun çıkarı esas alınmalı. Koruyucu ailelere verilen çocuklar hakkındaki kararlar itinayla alınıyor. Çocuğun refahı göz önünde bulundurularak incelemeler yapılıyor" dedi.
Ailelerinden alınan çocuklar konusunun Hollanda'nın sorumluluğunda olduğunu, bunun bakanlıklar düzeyinde görüşülmesine karşı olduğunu kaydeden Rutte, Müslüman koruyucu ailelerin sayısının çoğalmasını arzuladıklarını ifade etti.
'Bu Hollanda'nın meselesi'
"Hollanda Gençlik Koruma Bürosu, çocukların kültürel özelliklerine göre koruyucu aileler bulmaya çalışıyor" diyen Rutte, şöyle konuştu:
"Bakanlık düzeyinde bunun konuşulmasına karşıyım çünkü Hollanda'nın meselesi bu. Fakat birbirimize yaptıklarımızı çok iyi açıklamak gerektiğini düşünüyorum. Hollanda'da koruyucu aile düzenin nasıl çalıştığını anlatmaya çalıştım. Çocukların dini kökenlerinin de göz önünde bulundurmak istiyoruz fakat bazı dini gruplarda yeterince koruyucu aile olmadığından dolayı çocukların bu ailelere verilmesini sağlayamıyoruz. Eğer başka kökene sahip koruyucu aileler mesela Müslüman koruyucu aileler olursa bu sorun kendiliğinden çözülür."
Başbakan Rutte, dört aylıkken koruyucu ailenin yanına yerleştirilen 9 yaşındaki Türk çocuğu Y.A'nın ailesine iade edilip edilmeyeceği yönündeki soruyu cevaplandırırken, "Hakim bütün değerlendirmeleri yaparak, dosyayı inceleyerek çocuğun şimdiki koruyucu ailede kalmasını daha uygun buldu. Durum bu" ifadelerini kullandı.