Gündem

"Babası azmettirdi, oğlu öldürdü" iddiası

27 Nisan 2023 12:00

Erzurum'da, kız kardeşine mesaj gönderdiğini öne sürdüğü Soner Yurdigül’ü (26) tabancayla vurarak öldürüp, kardeşi Serdar Yurdigül’ü (21) de ağır yaralayan İlhami Akın’ın (20) "kasten öldürmek", kendisinin ise "azmettirmek" suçundan tutuklu yargılandığı davada Sedat Akın (39), “Ben oğluma 'Bacağına sıkma, vücudunun üst kısmına sık' gibi bir ifade kullanmadım. Oğlumla bu konuda hiç muhabbetim olmadı, kendisine maktulü öldürmesi yönünde cümleler kurmadım” dedi.

Palandöken ilçesinde, 21 Nisan 2022 tarihinde İlhami Akın, komşuları Soner ve Serdar Yurdigül'ü, girdikleri kavga sonrası babası Sedat Akın'a ait ruhsatsız tabancayla vurdu. Çatışma sonrasında İlhami Akın ve Sedat Akın tutuklanırken, Serdar Yurdigül ağır yaralanırken, Soner Yurdigül ise hayatını kaybetti.

Hayatını kaybeden Soner Yurdigül ile komşu olduklarını ifade eden Serdar Akın, kızına Soner tarafından gönderilen tehditkar mektuplardan dolayı husumet çıktığını belirtti.

Olaydan bir gün önce Serdar ve Soner Yurdigül ile tartıştıklarını kabul eden Sedat Akın, sözlerine şöyle devam etti: "Daha sonrasında bana taş attılar, arkadaşlarımla kahvehanede oturduk, ben kimseye kavga ettiğimizi söylemedim.

Evimde 7 kişi kalıyoruz, herkes silahın yerini biliyordu. Karakoldayken polislerin telsizinden benim ismim geçti, 'Sedat Akın bir cinayete karışmış' dediler, polis memuru da 'Sedat 2 saattir benim yanımdaydı' dedi. 20 dakika sonra İlhami Akın'ın fotoğrafını bilgisayardan gösterip bana 'Oğlun bu mu?' dediler, ben de 'Evet' dedim. Ben oğluma iddianamede yer alan 'Bacağına sıkma, vücudunun üst kısmına sık' gibi bir ifade kullanmadım.

Oğlumla bu konuda hiç muhabbetim olmadı, kendisine maktulü öldürmesi yönünde cümleler kurmadım. Ben Soner'in telefonunu engelledim, o da başka birinin telefonundan aradı, bana etmediği küfür kalmadı. Bana, hanımıma küfrettiler. Tahliyemi istiyorum, 4 çocuğum var, okula gidemiyorlar, durumları iyi değil. 300- 400 bin TL borç altına girdim, suçsuzum, hepsi bana iftira attılar.
"

"Çivili sopayla vurdu"

İlhami Akın ise savunmasında, "Biz bunlarla önceden çok yakın arkadaştık, yediğimiz içtiğimiz birdi, yardımcı da oluyorduk, işe de soktuk. Olaydan bir gün önce babamın yaşadığı kavgadan da haberim yoktu. Babamın kavga ettiğini cezaevinde öğrendim.

Olay günü ben işten geldiğimde kız kardeşime babamın nerede olduğunu sordum, o da karakola götürdüklerini söyledi, ben neden olduğunu sorduğumda 'Camları kırmışlardı, o yüzden götürmüşlerdir' dedi. Bir akrabam beni aradı, 'Baban aradı, tabancayı evden çıkart. Arama var, dükkana getir' dedi. Ben de silahı aldım, mermileri çıkarttım, silahı belime taktım, evden çıktım. Biraz ilerleyince sokağı döndüm.

 Serdar Yurdigül sırtıma vurdu. Hatta birileri de 'Vurmayın çocuğa' diye bağırdılar. Ben onları bir yere çağırmadım. Küfretmedim. 'Buraları terk edin' demedim. Soner bana vurduktan sonra ben de arkamı döner dönmez yüzüme tükürdü, ağır küfretti. 'Durun" dedim, durmadılar. Ben silahın ağzına kurşunu vereyim, belki dururlar dedim ancak durmadılar. Serdar bana çivili sopayla vurdu. Durmadıklarını görünce önce havaya 2 el ateş açtım, daha sonrasında ise rastgele ateş açtım. Kimseyi vurma kastıyla hareket etmedim. Rastgele ateş ettiğimde nasıl onlara denk geldi ben de anlamadım. Ben canımı korumak amacıyla silahı çıkarttım. Ben Serdar bana vurduğu için olay sebebiyle şikayetçiyim, çok pişmanım
" dedi.

"Çocuklarını gözünün önünde vuracağım derdi"

Soner ve Serdar Yurdigül kardeşlerin annesi Işıl Ertek, Sedat Akın ve ailesinin sürekli evlerini bastığını ifade ederek, şunları söyledi:

"Sedat Akın beni sürekli tehdit ediyordu, '2 çocuğunu gözünün önünde vuracağım, kanını içeceğim' derdi. Olay günü ikindi vaktinde hava güneşliydi, evin önüne çıkalım dedik. Evin önünde Soner, Serdar, ben ve kızım birlikte oturuyorduk. Kapı önünde otururken İlhami yoldan geçti, çocuklarımı çağırdı, ben de 'Siz gitmeyin sakın' dedim.

Serdar'a gel dedi, Serdar da 'Bakayım bana ne diyecek' dedi, gitti. Daha sonrasında Soner ve kızım peşinden koştu, ben oturuyordum. Daha sonra silah sesleri duydum ve kalktım, onların bulunduğu yere gittim. Bir oğlumun çenesi düşmüş, diğer oğlum da orada vefat etmişti. Kızım da sağa sola koşturuyor, arabanın arkasına saklanmıştı. Ben gittiğimde sanıklar da kaçmıştı. Olay sebebiyle şikayetçiyim.
"

Mahkeme heyeti, adli tıp kurumundan gelecek kati rapor ve eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteleyerek sanık baba ve oğlunun tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. (DHA)