ERUYGUR: AKP’Yİ VAKİT KAYBETMEDEN PARÇALAMAK LAZIM
“27.1.0 pazartes
Saat 18.00'de Şener ERUYGURLA görüşme... 19.10'a dek. Komutanlık kapısından, meclisin karşısından giriş. Jandarma heykelleri... Döner merdivenden çıkış. Görüşme..
ABD: Görüşmelerde çok açık konuşuyorum. Bize bir türlü operasyon sonrası planlarını söylemiyorlar. Yazılı verip diyoruz yapmıyorlar. Ben onlara Türkiye'nin nasıl kurulduğunu anlatıyorum. Dikkatle dinliyorlar. Bu ülkeyi böldürmeyiz diyorum.. Büyükelçi geldi ona dedim ki Biz eğer çok zorda kalırsak delilik de yaparız. Ne yapacağımız belli olmaz. Eğer bülünürsek, siz de altında kalırsınız… Gerçekten söylüyorum. Türkiye parçalanırsa, ABD altında kalır. Bunların niyeti petrol. Bu belli oldu.
AKP:
Bunların kafalarının bir bölümü çürümüş. Bu yüzden bunlardan sağlam fikir çıkmaz. Arada bir iyi fikir gibi görünse bile mutlaka sapıtırlar. Mümkün değil.
Bunları orta vadedede, hatta çok vakit kaybetmeden parçalamak lazım.
Şimdi bazı emareler var ama, doğrusu onlara kesin gözüyle bakamıyorum. Biraz zaman tanımak lazım görüşü var. İyi güzel de bu zaman içinde ne tür kadrolaşma yapacaklar,devleti nasıl yıpratacaklar, bunu bilmiyoruz. Bu kadrolaşmanın önüne mutlaka geçmek gerekiyor
‘KEŞKE ESKİSİ GİBİ MÜDAHALE ETSEK. GEREKİRSE… YANİ..’
Davos'a gittiler, kepazelik. Bunların derdi türbanı kabul ettirmek.. Bunlara karşı biraz sabırlı da hareket etmek gerekiyor.
Şimdi eskisi gibi müdahale et.. Olmaz... (gülerek) keşke olsa, öyle bir ortam... gerekirse...yani..
CHP:
çok şey bekliyoruz.Baykal’ı dikkatli, kararlı, ne yapmak istediğini bilen bir havada buldum. Kararlı görünüyor. Dedim ki, siz yüzde 65'i temsil ediyorsunuz. Öyle davranmanız lazım... onun da kendine göre değerlendirmelerivar
MEDYA:
çok önemli nasıl bizim tarafa çekilir bakmak gerekiyor. Bu sizce nasıl olabilir...
Tuncay ÖZKAN geldi buraya. Nasıl biri tam olarak bir not veremedim. cumhuriyette yetiştim dedi.
İtrica Operasyonu: Bu İstanbul Sultanbeyli deki operasyon. Önce alt ediyorlardı, neden dedim, üzerine gidin. Gittiler.
Biz bunlara karşı sağlam duracağız. Ama toplumun da sağlam durmasının yolunu bulmak onları birbiriyle irtibatlandırmak lazım..
Bir dosya ve CD verdi..
İlhan abi Cumhuriyette olanları, ittifakları, Akşam-Sabah Grubu ile kurulan ilişkileri anlattı..
Suriye ile ilişkiler iyileşmiş. Türkiye aleyhine bir film varmış, onun kaldırılması için rica etmişler kaldırılmış”
MEDYANIN KONTROL ALTINA ALINMASI TEK MERKEZDEN YÖNETİLMESİ İLE İLGİLİ ALT BAŞLIK BÖLÜMÜNE KONULABİLİR
DEĞERLENDİRME
Söz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 27 Ocak’ın 2003 yılında Pazartesi gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin 27 Ocak 2003” tarihinde yapıldığı değerlendirilmiş olup söz konusu sohbette Mustafa BALBAY ile birlikte İlhan SELÇUK’un da bulunduğu anlaşılmıştır.
AYTAÇ YALMAN: MEDYANIN ADAM EDİLMESİ, AKP’NİN BÖLÜNMESİ LAZIM
“
30.1.0 Perşemb
KKK Aytaç YALMAN'LA görüşme... Önce 10 dakika sohbet sonra karavanaya. Çatıdaki Marmara Salonuna geçtik. Uzun bir generaller yemekhanesinin ötesinde. Kayu sarı kahve ağırlıklı renkler çok şık
Salonun önünde yemyeşil küçük balkonumsu yer. Duvarlarla deniz kıyısı ve insan resimleri... Ressamlarını okuyamadım havuç maddonoz çorbası, levrek, özel patlıcan... tatlılar..
Almanya gezisi: Bu gezimi sizinle paylaşmak isterim. Almanya KKK'nin davetlisiydim. Hava kötü olunca savunma bakanı helikopterini vermiş. Bana, bunu sizin için yaptı, çok önemlisiniz' dedi. Ben normal bulmuştum. Sonra bir sorun daha oldu, bunu da buradaki Amerikan komutan çözdü. Herkes için yapmazlar dedi. Buna da normal gelmişti. Almanya Türkiye'nin AB'yi kişiliğini yitirmiş olarak girmesini istiyor. Fransa ise ulusal değerler bozulmadan girilsin, eklemeler olsun istiyor. Almanya ile Fransa AB'nin nasıl büyüyeceği konusunda anlaşamadı. Almanyanan büyük bir askeri gücü yok. Küçük güçlerle sorunlara mudahale edebileckelerini düşünüyorlar. Askeri güçle desteklenmeyen bir politikanın geçerliliği de yok. Türkiye'nin ne ABD'ye teslim olmasını ne de tam AB içinde yer almasını istiyorlar
Medya: modeliniz güzel, oturmuş olmasına sevindim. Ama dikkat edin. Hatta onları kendi yanınıza çekmeye çalışın.
Medyanın kesin adam edilmesi lazım. Burada işbirliği yapmamız lazım
AKP:
Bunların kesin bölünmesi lazım. Bu kadar bütün bir parça olmaz. İçlerinde değişik sesler var. Bu bize de geliyor.
Erdoğan gelince daha da gerginlik olacak. Öyle tahmin ediyorum.
Erdoğan devleti tanımadan konuşuyor.
GÜL da
YAŞ'ta askerlerle tanıştı. Orada ciddi bir hata yaptılar. Anayasaya karşı çıkmış oldular..
Bizimle uğraşıyorlar. Benim aleyhime, ordu aleyhine, dinsizdir demeye çalışıyorlar. Ama halk bunları yemez diye düşünüyorukm
CHP:
Deniz beyin kendine göre hesapları var. Ben şunu gördüm,
CHP'liler devlete çok yakın durursak oy kaybederiz havasında görünüyor. Sezdim bunu. Mesela son görüşmemizde bir şey dediler sonra verdiği demeçle bunun tersine düştü.
Ben ona açık açık her şeyi söyledim. sizden çok şey bekleniyor dedim..
CB: ona çok saygı duyuyorum. Kendisine de söyledim. TSK olarak sizinle gurur duyuyoruz, sizin gibi bir
CB ile olduğumuz için çok mutluyuz dedim. Görüşlerimizi kendisine açıkça söyledim. Yalnız olaylara sadece hukukçu gözüyle bakıyor. Olmaz. ama kadrolaşmada falan çok hassasb..
Irak: ABD'nin hesabı kesin işi bitirmek. Bir günde bitirmek... 1 Şubat 03 tarihli yazım, onun söylediklerinden esinlenerek... Meclis işin en kritik ayağı. Bakalım orada ne olacak. Biz şu değerlendirmeyi kesin yapıyoruz, eğer K. Irakta bir Kürt Devleti olursa bu domino etkisi yapar ve bizi de etkiler. Buna izin vermeyeceğiz
Kıbrıs: Gittik Denktaşa destek verdik ama, şu da var ki, Denktaşla toplum arasında bir uzaklık oluşmuşb. Bu çok acı. Ortada gezinip duran bir başbakan bir hükümet var. Etkinliğini yitirmiş. Muhalefet gemlişmeleri belirliyor. Böyle olmaz. Tabii muhalfetin küstahlaşmasında AKP'nin rolü var. Onlar
Erdoğanı dinledikçe cesaret alıyor... Abdullah GÜL bir paketle adaya gidecek. Bir harekat yapılacak. 28 Şubaan sonra ne olacağına karar vermek gerekiorb”
DEĞERLENDİRME
Söz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 30 Ocak’ın 2003 yılında Perşembe gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “30 Ocak 2003” tarihinde yapıldığı,
Açık kaynaklarda yapılan araştırmada ve incelemenin genelinde ‘Erdoğan’ın Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN, ‘Baykal’ın ise CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL olduğu değerlendirilmiştir.
Sonraki Sayfa >