Gündem

Ertuğrul Özkök: Cumhuriyet soruşturmasına FETÖ'den sanık savcıyı vermenin anlamı nedir?

"Git FETÖ'cü olmadığını ispat et' demek değil midir?"

05 Kasım 2016 12:05

Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında "PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine müzahir oldukları" iddiasına ilişkin başlatılan soruşturmaya bakan savcı Murat İnam'la ilgili  "FETÖ davasında sanık olarak görünen bir savcıya böyle bir görev verirseniz bunun anlamı nedir? 'Git, FETÖ’cü olmadığını ispat et” fırsatı değil midir bu?" dedi.

Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet gazetesinde Cumhuriyet gazetesi soruşturmasını yürüten savcı Murat İnam'a ilişkin yazısı şöyle:

Dün saat 16.00'da İstanbul Çağlayan Adliyesi'nin kapısından girerken şunu düşündüm.

15 Temmuz darbesi başarıya ulaşsaydı, büyük bir ihtimalle bu kapıdan ellerim kelepçeli, sanık olarak içeri girecektim.

* * * 

Olay şu...

“FETÖ” denilen örgüt, geçmişte, “Selam Tevhid” adlı İslamcı bir gizli örgütü araştırmaya başlamış.

Güya bu örgüt, İran’la işbirliği yapıyormuş.

* * * 

Bu örgüt araştırılırken benim bir gazeteciyle yaptığım konuşma da dinlemeye takılmış.

Böylece ben de bu örgütün muhtemel gizli üyesi olarak takibe alınmışım.

* * * 

Ancak 17-25 Aralık olayı ortaya çıkınca, bu davanın da bir “kumpas” olduğu anlaşılmış.

Böylece ben de FETÖ örgütünün mağdurlarından biri haline geldim.

* * * 

15 Temmuz darbesi başarıya ulaşsaydı, büyük bir ihtimalle bu dava tersine dönecek ve bendeniz büyük bir ihtimalle Silivri’den o kapıya getirilip ellerim kelepçeli olarak hâkimin önüne çıkacaktım.

* * * 

Ben hâkim karşısındayken, sanık sandalyesinde hemen önümde kim oturuyor olacaktı biliyor musunuz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan...

Çünkü FETÖ’cü savcıların peşine düştükleri Selam Tevhid örgütünün “bir numarasının” Tayyip Erdoğan olduğu iddiasındalarmış.

* * * 

Şimdi o savcılar sanık sandalyesinde, Erdoğan gücünün doruğunda...

Ben de tanık sandalyesindeyim.

O kumpası kurduğu iddia edilen kişilerden biri de kim...

Cumhuriyet gazetesine FETÖ davasını açan savcı...

 

Sayın Bakan, o savcı tesadüfen atanmış olamaz

 

Cumhuriyet gazetesindeki arkadaşlarımızı gözaltına alan savcı, işte benim tanık ve mağdur olduğum bu kumpas davasının sanığı görünüyor.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da “Bunun sıraya bağlı tesadüfi bir görevlendirme”olduğunu söylüyor.

“Bu görevlendirmenin psikolojisi” böyle söylemiyor.

FETÖ davasında sanık olarak görünen bir savcıya böyle bir görev verirseniz bunun anlamı nedir?

“Git, FETÖ’cü olmadığını ispat et” fırsatı değil midir bu...

O da ne yapıyor?

Normal olarak, şirket yönetimi ile ilgili ifade alınıp sürdürülecek basit bir ticaret hukuku davasını, “FETÖ yanlısı” olmak gibi absürd bir cürüm hale getiriyor.

Yukarıda anlattığım olay da açıkça gösteriyor ki...

BİR: Ortaya çıkan bu gerçekle, Cumhuriyet davası, Balyoz’dakinden bile hızla çökmüştür.

İKİ: Cumhurbaşkanı da dahil, hepimizin sığınacağı tek yer barış, demokrasi ve gerçek bir adalettir.

ÜÇ: Yaşadığımız coğrafya ve yaşadığımız günler, hepimizi her zamankinden çok daha fazla birbirimize muhtaç hale getiriyor.