Gündem

Ertuğrul Özkök: Bienalin arkasındaki İstanbul burjuvazisi bu soruları sorabilecek mi?

"5 yıldır izlediğimiz Suriye politikası iyi komşuluk olarak değerlendirilebilir mi?"

13 Eylül 2017 05:14

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu yıl 15'ncisi düzenlecek olan "İstanbul Bienali"nin "iyi bir komşu" temasını değerlendirdi. Bineali'n "iyi bir komşu" temasıyla ilgili olarak Türkiye'nin komşu ülkelerine izlediği politikayı eleştiren Özkök, "Acaba biz, yani Türkiye ve Türkler iyi bir komşu olabildik mi... Üç milyon Suriyeliyi evimize kabul etmek, iyi komşuluk da, o insanları sürgüne mahkûm eden muhalif gruplara bu kadar büyük destek vermek iyi komşuluk muydu... Bienalin arkasındaki İstanbul burjuvazisi bu soruları sorabilecek mi..." diye sordu.

Ertuğrul Özkök'ün "Pembe, yeşil, mavi 350 tabutla ne anlatılır" başlığıyla yayımlanan (13 Eylül 2017) yazısının ilgili kısmı şöyle:

Binealin arkasındaki İstanbul burjuvazisi bu soruları sorabilecek mi?

İstanbul Bienali, Türkiye’nin en güçlü markalarından biri... Bu yıl Contemporary İstanbul ile ortak bir karar alarak iki etkinliği aynı döneme rastlattılar.

Türkiye’ye gelenler bu iki etkinliği de seyretme imkânına sahip olacak.

İstanbul Bienali 16 Eylül günü başlıyor.

Onun bu yılki teması da çok ilginç.

“İyi Komşuluk”.

Çok önemli bir tema...

Ama doğrusu şunu çok merak ediyorum.

Acaba bienal boyunca şu soruyu kendimize samimi olarak sorabilecek miyiz?

- Acaba biz, yani Türkiye ve Türkler iyi bir komşu olabildik mi...

- Mesela 5 yıldır izlediğimiz Suriye politikası, Mısır’a karşı izlediğimiz politika iyi komşuluk olarak değerlendirilebilir mi?

- Üç milyon Suriyeliyi evimize kabul etmek, iyi komşuluk da, o insanları sürgüne mahkûm eden muhalif gruplara bu kadar büyük destek vermek iyi komşuluk muydu...

Bienalin arkasındaki İstanbul burjuvazisi bu soruları sorabilecek mi...

Şüpheliyim...

Rakamlar ve insanlar

Bienalin küratörlüğünü Michael Elmgreen ve Ingar Dragset gibi çok önemli iki sanatçı yapıyor.


32 ülkeden 56 sanatçı katılıyor.

30 sanatçı bienal için özel eser üretti.

Binealde merakle beklediğim 3 konuşma

16 Eylül saat 14.00’te Pera Müzesi’nde gerçekleştirilecek olan “Seçilmiş Aileler” başlıklı sempozyum.

Toronto Üniversitesi’nden Shahrzad Mojab kendi deneyiminden yola çıkarak şiddet ve kadın bedeni üzerinden göçün ne anlama geldiğini anlatacak.

Merak ediyorum: IŞİD’in köle haline getirdiği Ezidi kadınları gündeme gelecek mi?

Joseph Massad çokkültürlülüğün liberal görünümlerini eleştiren bir konuşma yapacak. 

Merak ediyorum: Liberaller siyasetten sonra çokkültürlülük konusunda da nasıl bir dayak yiyecek? 

Şükrü Argın ise ulusal sınırlar içinde ve dışında çizdiğimiz sınırları anlatacak. 

Merak ediyorum Zweig’ın “ruhsal anavatan” kavramına değinecek mi...

Sevgili devletim, gözün üzerimizde bari röntgene şöyle biraz estetik kat

İstanbul Bienali’nde bu güvenlik kamerası çok hoşuma gitti.

Artık dünyanın herhangi bir şehrinde günde en az 50-60 güvenlik kamerası ve MOBESE’ye yakalanmadan gezmek mümkün değil.

Kendi evimizde bile gözaltındayız.

Bari hiç olmazsa bizi gözetleyene böyle estetik bir tasarım verebilmek.

Çok güzel fikir...