Erol Yarar, kurucu başkanı olduğu muhafazakâr iş dünyasının örgütü Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) “burjuvazi” ile değil çok daha eskiye uzanan “ahilik, fütüvvet ve tacir” kavramlarıyla özdeşleştiğini söyledi. Yarar, Türkiye'de burjuvazinin halkın değerlerine karşı tutumunu eleştiren Orhan Pamuk'un fikirlerine katıldığını söyledi.
Erol Yarar, dün akşam (29 Ağustos 2012) A Haber’de Selin Ongun’un sunduğu Bi Sormak Lazım programına konuk oldu. A Haber'den yapılan açıklamaya göre, “MÜSİAD’ın burjuvazi terimi ile nitelendirilemeyeceğini” savunan Yarar'ın görüşleri özetle şöyle:
'Pamuk'un fikirlerine katılıyorum'
Türkiye’de batılı anlamda burjuva denilebilecek bir kesim var. Kendimi ve arkadaşlarımı haricinde tuttuğum için onlar adına bir yorum yaptım ve Orhan Pamuk’un fikrine katıldığımı, Türkiye’de burjuvazi denen kesimin, halk kesiminden uzak ve kopuk olduğunu, onların içinde olmadığını, onların değerleriyle barışık olmadığını söyleyerek bu fikre katıldığımı ifade ettim. Tabii Orhan Bey’in ne gaye ile söylediğini bilmiyorum. Bana göre Türkiye’de üniter bir iş camiası yok Burjuvazi denebilecek bir camia var, Türkiye burjuvazisi denebilecek, daha ziyade Batılı değerlerle kendini ifade etmeye çalışan bir kesim var. Bir de Türkiye’de daha ziyade kendi değerleriyle barışık bir iş camiası var. Bazı insanlar bunlar da burjuvadır, değildir diye tartışmaya sokuyorlar.
'Biz kendimizi burjuvazi kavramıyla özdeşleştirmiyoruz'
Biz hiçbir zaman kendimizi böyle bir kavramla özdeşleştiremiyoruz. Burjuvazi kavramı zaten batılı bir kavram. Batı’da üretilmiş; şehirli, soylu, zengin işadamı tiplemesi, sosyal, kültürel ve iktisadi cephesi olan bir kavram. Netice itibariyle, taze ve yeni bir kavram 200-300 yıllık bir geçmişi var. Ahilik, fütüvvet (TDK'ya göre dinî ve mesleki birlik, esnaf teşkilatı - T24) , tacir gibi binlerce yıllık geçmişi olan kavramlarla özdeşleşen bir işadamı camiasının Türkiye’de öne çıkması için mücadele eden bir kurum ve onun kurucu başkanı olarak benim kendimi batılı bir kavramla izah etmem kendi tarihimi, bilgimi, fikriyatımı reddetmek anlamına geliyor.
'Burjuva ile ahilik-tacirlik taban tabana zıt'
Burjuvaziyi kimin kullandığı ve nasıl kullandığı önemli. Batılı bir medya mensubu geldiği zaman tabiî ki kendi değerleri içinde soru soruyor. Bizim dinimizi, kültürümüzü, tarihimizi bizim gibi bilmiyor. O burjuva dediği zaman onunla iletişimi sağlayabilmek içim, onun kafasında zengin işadamı ve muhafazakârlık değerleri var, böyle bir kavramla geliyor. Onunla böyle bir iletişimde bulunabilirsiniz. Biz Türkiye vatandaşı olarak, kendi tarihini kültürünü bilen insanlar olarak burjuva kelimesi ile tacir tiplemesinin, ahilik kelimesinin taban tabana zıt denebilecek özellikler taşıdığını bilmemiz lazım. Kendimizi böyle bir kavram çelişkisine sokmamamız lazım. Onun için ben MÜSİAD’ın burjuvazisi denildiği zaman bunu batılı anlamda izah edebilirim, bir batılı ile konuşabilirim. Türkiye’deki işadamları camiasına konuştuğum zaman bunu kendi kavramlarımı temel alarak izah etmem lazım, onun için burada bir kavram kargaşası oluyor bazen. Ama birisi derse ki, Müslümanlık değerlerini öne alan işadamları, demek istiyoruz burjuvazi demekle, çok kısıtlı ve dar, biraz daha ilmi tartışmalardan uzak, günlük dilde kullanılabilecek dar anlam söylenebiliyorsa, belki öyle bir kavram kullanılabilir.