T24- Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, Agos Gazetesi Yayın Yönetmeni Rober Koptaş'ın yazısından yola çıkarak Türkiye'de öldürülen Ermeni gazetecileri köşesine taşıdı. Bayramoğlu, Koptaş'ın "Türkiye'de öldürülen gazetecilerin sayısını TGC 62, ÇGD ise 67 olarak verirken, her iki listede de Hrant Dink'ten başka bir Ermeni gazetecinin adı yer almıyor" sözlerini aktardı.
Bayramoğlu'nun köşesinde yayımlanan (17 Şubat 2011) şöyle:
Hangi cinayetler, hangi ölüler bizim...
Rober Koptaş, Agos Gazetesi'nin yayın yönetmeni... Hrant Dink ve Etyen Mahçupyan'dan sonra, hem Ermenilerin hem demokratların üzerine titrediği bu küçük ama etkili gazetenin başındaki üçüncü kaptan.
Koptaş kendi neslinin en parlak, aklı ve sağduyu entelektüellerinden birisidir.
Türkiye'nin demokratikleşmesi, Ermeni cemaatinin kamusal alana açılıp katılması, kimi haklarının teslim edilmesi konusunda gazetesiyle birlikte verdiği mücadelede önünde daha uzun yıllar olacak.
Rober, Agos'ta kaleme aldığı yazılarda zaman zaman meselelerin gerçekten can damarını buluyor, "amnezi zihniyeti ve politikaları"na usta işi tek neşter darbesiyle ulaşıyor.
Bu hafta Agos'ta çıkan uzun makalesi de bu cinsten...
Önce yazısından kesitler okuyalım:
"Son haftalarda üst üste yıldönümleri vesilesiyle gündeme gelen gazeteci cinayetleri hakkında Türkiye'de çokça görmezden gelinen bir tarihsel gerçekliğe dikkat çekmek istiyorum. ... Öldürülen gazeteciler konusunda meslek örgütleri birbirinden farklı iki rakam veriyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Hasan Fehmi (1909) ile başlayıp İsmail Cihan Hayırsevener (2009) ile sona eren 62 gazetecinin ismini sayarken, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Tevfik Nevzat (1905) ile başlayıp yine Hayırsevener ile biten 67 kişilik bir liste veriyor.
Her iki örgüt de, 6 Nisan Öldürülen Gazeteciler Günü'nde bu isimleri anarken, toplumun dikkatini gazetecilere yönelik şiddete çekmeye çalışıyor. Bu listelerde Hrant Dink'ten başka bir Ermeni gazetecinin adı yer almıyor.
Kendisi de bir gazeteci olan Bülent Tellan, geçtiğimiz yıl, 1915'te öldürülen 22 Ermeni gazetecinin ismini tespit ettiği çalışmasını bir dosya haline getirdi ve Gazeteciler Cemiyeti'nin "Öldürülen Gazeteciler Araştırma Yarışması"na sundu.
"Kanla Sansür" başlığını taşıyan bu dosyada, adı geçen 22 gazeteci ve on kadar Ermeni olmayan gazetecinin de söz konusu listeye eklenmesi gerektiği tezini işleyen Tellan'ın çalışması, Gazeteciler Cemiyeti jürisi tarafından "dikkate değer" bulundu.
Ancak Cemiyet, dikkate değer bulduğu bu çalışmayı ne hikmetse henüz dikkate almadı.
Cemiyet'in başkanı Orhan Erinç, geçtiğimiz hafta Abdi İpekçi'nin mezarı başında yapılan anmada, öldürülen gazetecilerin sayısını 63 olarak zikretti.
1915'te öldürülen Ermeni gazetecilere baktığımızda, dönemin Ermenice basının en önemli simalarına rastlıyoruz.
Rupen Zartaryan, Yervant Sırmakeşhanlıyan (Yeruhan), Diran Kelekyan, Krikor Zohrab, Ardaşes Harutyunyan, Taniel Varujan, Rupen Sevag (Çilingiryan), Dikran Çögüryan, Keğam Parseğyan, Hovhannes Harutyunyan (Tılgadıntsi), Melkon Gürciyan gibi isimler, çok sayıda gazete çıkarmanın, oralarda editörlük, yazarlık, başyazarlık yapmanın yanısıra, Ermenice edebiyatın en önemli eserlerini vermiş, düzyazı ve şiirde dönemin nabzını tutmuş büyük isimlerdi.
Öldürülen gazeteciler listesine eklenebilecek başka pek çok isim var..."
Bu isimleri tek tek sayıyor Koptaş, ve şöyle devam ediyor satırlarına:
Yukarıda, 1915'te öldürülmüş tam 88 Ermeni gazeteci-yazarın isimleri yer alıyor...
Bugünün Türkiyesi'nde gazeteci örgütleri, 1915'te yaşanan felaketin bütün boyutlarıyla ilgilenmeyebilirler belki.
Ancak "ömürlerini kendileri gibi kalemleriyle kazanan, kavgalarını yazı yazarak veren meslektaşlarının adlarını, katledilen gazeteciler arasında anmak, onlara gönüllerinde bu yeri açmak, tarihe bir de böyle not düşmek, vicdanın ve meslek etiğinin gereği değil midir?"
Bu satırlar üzerine söylenecek söz kalıyor mu geriye?
Bu toplumu demokrasi çerçevesinde kuracaksak, hatırlamak, bilmek, görmek zorundayız...
Öldürülen Ermeni gazeteciler bizim insanlarımızdı...
Bunu fark ettiğimiz gün bambaşka bir yerde olacağız...