Gündem

Erhan Göksel'e biraz ayıp etmediniz mi?

17 Haziran 2010 03:00

T24 - Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Ergenekon soruşturmasında gözaltına alındıktan kısa bir süre sonra ABD'de yaşamını yitiren Erhan Göksel'e büyük bir haksızlık yapıldığını yazdı. Ergin, savcıların hakkında dava açmaya gerek görmemelerine karşın Göksel'in özel hayatını ilişkin çok sayıda dökümanın 4. Ergenekon iddianamesinin ek klasörleri arasında yayımlanmasını eleştirdi.


Hürriyet gazetesi yazarlarından Sedat Ergin'in "Erhan Göksel’e biraz ayıp etmediniz mi?" başlığı (17 Haziran 2010) ile kaleme aldığı yazısı şöyle:




Erhan Göksel’e biraz ayıp etmediniz mi?



Gazetecilerin ve siyasetçilerin dünyası ilginizi çekiyor mu? Bu dünyadaki ünlü isimlerin aralarında geçen telefon konuşmalarının içeriğini merak edenlerden biri misiniz? Yanıtınız “evet” ise son Ergenekon iddianamesinin ek klasörleri, gözlerinizi kamaştıracak bir dünyanın kapılarını aralıyor size.


Ankara’da yakın dönemde pek çok önemli siyasetçiye danışmanlık yapmış olan Verso Araştırma şirketinin sahibi Erhan Göksel’in telefon konuşma dökümleri muazzam renkli ve ilginç diyalogları önünüze getiriyor.
Göksel’in gazetecilerle konuşmalarını mı merak ediyorsunuz? Fehmi Koru’lu konuşmaları mı tercih edersiniz, yoksa tercihinizi Ertuğrul Özkök’ten yana mı kullanırsınız?
“Hayır, siyasetçi olsun” diyorsanız, siyaset yelpazesinin her kanadından konuşma var. İktidar derseniz Murat Mercan ve Ömer Çelik tapeleri favori. Yok ana muhalefet diyorsanız, Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu konuşmaları önerilir.


DAVA DOSYASINDA PORNO KASETLER


Söz konusu dinleme dökümleri, 30 Nisan tarihinde kabul edilen ve birinci sanık olarak Bedrettin Dalan’ın yer aldığı dördüncü Ergenekon iddianamesinin ek klasörleri içinde yer alıyor.
Erhan Göksel, Ergenekon’un onbirinci dalgası çerçevesinde 22 Ocak 2009 tarihinde gözaltına alınarak İstanbul’a getirildi, sorgusu yapıldıktan sonra 26 Ocak günü serbest bırakıldı. Yaklaşık 4 gün özgürlüğünden yoksun bırakıldı. Göksel’in gözaltı öncesinde mahkeme kararıyla dinlenen ve çoğu gazeteci ve siyasetçi dostlarıyla yaptığı siyasi içerikli telefon konuşmalarının büyük bir bölümü ek klasörlere dahil edilmiş. Dava dosyasına konan bilgiler yalnızca telefon dökümleriyle sınırlı değil. Erhan Göksel’in ofisine yapılan baskında el konulan videoların da dökümü yapılmış. İki polis memuru, toplam 29 VHS video kaseti büyük bir titizlikle inceleyerek, tespitlerini iki sayfalık “video kaset inceleme tutanağı” başlıklı bir raporda kaleme almışlar. Kasetlerin her biri numaralanmış ve 21’e kadar olanların “porno” olduğu vurgulanmış, bazılarının içeriği ile ilgili ayrıntılar da verilmiş.


SÜLEYMAN DEMİREL İLE NE GÖRÜŞTÜNÜZ?


Dosyada ayrıca bir de SİM kart tutanağı var. Burada Göksel’in cep telefonuna gelen bazı SMS mesajlarının içeriği aktarılmış. Bunların siyasi içerikli olmadığı, doğrudan Göksel’in özel hayatını ilgilendirdiği anlaşılıyor.
Bitmedi; Göksel’in SİM kartında kayıtlı cep telefonu fihristi de klasöre eklenmiş. Fihristte yaklaşık 900 kişinin cep telefon numarası var. Bunlar arasında ünlü politikacılar, gazeteciler akademisyenler ve bürokratlar bulunuyor.
Göksel’in 3 savcı tarafından yapılan sorgulamasına ilişkin tutanak, savcıların hangi sorulara yanıt aradıkları, nereye ulaşmak istediklerini göstermesi bakımından fikir vericidir. Bunlar arasında Göksel’in muhatap olduğu “Süleyman Demirel ile görüşme yaptınız mı? Yaptıysanız ne görüştünüz?” sorusu bu çerçevede hatırlatılabilir.
Tapelere baktığınızda, Ankara’da neredeyse herkesle teması olan Göksel’in herhangi bir çıkar da beklemeden zamanının çoğunu enformasyon alışverişiyle geçirdiğini görüyorsunuz. Göksel, oldukça hülyalı bir dünyada yaşıyor. Duyduğu her bilginin, dedikodunun, kulisin üzerine atlıyor, hepsine doğruluk atfediyor ve sonuçta oldukça uçuk siyasi teorilerin peşine takılabiliyor. Zaman zaman olayları biraz abartarak aktarıyor Göksel. Örneğin, bir arkadaşıyla konuşurken, eski ABD’nin en önemli stratejistlerinden Jimmy Zbigniew Brzezinski’nin kendisini aradığını, ama telefonuna çıkmadığına ilişkin anlatımı bu fasılda örnek verilebilir.


VE GÖKSEL’İN MASUM OLDUĞU ANLAŞILIYOR


Göksel’in gözaltına alındığı 11’inci dalgaya ilişkin iddianame bundan bir buçuk ay kadar önce 30 Nisan tarihinde mahkeme tarafından kabul edildi. İddianamenin en sonundaki 234’üncü sayfada Ergenekon Savcıları Fikret Seçen ve Zekeriya Öz’ün imzaları var. Numara verilmemiş olan bir sonraki sayfada şöyle yazılı:
“NOT: ... ERHAN GÖKSEL hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.”
Bunun anlamı, savcıların yaptıkları soruşturma sonucunda Göksel’e yükleyecek bir suç bulamadıkları, masumiyetine kanaat getirdikleri, bu çerçevede davanın kapsamı dışına çıkarttıklarıdır.
Madem aleyhinde bir kanıt bulunamadı, o zaman Göksel hakkında elde edilen bütün bu veriler neden iddianamenin eklerine dahil edilip kamuoyuna açık bilgi haline getirildi?
Soruşturma sonunda masum olduğu anlaşılan bir vatandaşın özel hayatıyla toplum karşısında bir anlamda çırılçıplak soyulup bırakılmasının artık hukuk ve usulden vazgeçtim, asgari vicdani bir yönü olduğunu söyleyecek bir hukuk adamı var mı?
Önemli Not: Erhan Göksel, suçsuz olduğunun iddianamede duyurulmasından yaklaşık 20 gün sonra 21 Mayıs günü ABD’nin New Jersey eyaletinde bir otel odasında ölü bulundu. Göksel’in kalp krizinden öldüğü ortaya çıktı.