Gündem

Ergin: Tasarruf başsavcının yetkisinde ANKARA (A.A)

05 Eylül 2011 20:55

-Ergin: Tasarruf başsavcının yetkisinde ANKARA (A.A) - 05.09.2011 - Adalet Bakanı Sadullah Ergin, ''Deniz Feneri e.V'' bağlantılı soruşturmayı yürüten savcıların görevden alınmasıyla ilgili, ''Ankara Cumhuriyet Başsavcısı soruşturmanın selameti açısından savcıları değiştirmiştir, değiştirme kararı almıştır ve uygulamıştır. Bu tasarruf başsavcıların yetkisi içerisinde olan tasarruftur'' dedi. Ergin, NTV Canlı yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.  ''Deniz Feneri e. V bağlantılı soruşturmayı yürüten savcıların neden görevden alındığının'' sorulması üzerine Ergin, bu konunun bilgi kirliliğine maruz kaldığının, birbirine karıştırılan konular bulunduğunu söyledi. Deniz Feneri soruşturmasının yaklaşık 3 yıldır devam ettiğini, 3 yıldır aynı savcılar tarafından soruşturmanın yürütüldüğünü anımsatan Ergin, şunları kaydetti:  ''Bu süre içerisinde bu savcıların çalışmalarına hiç kimse müdahil olmuş değil. Ne istemişlerse yapmışlar. Hangi soruşturmayı yapmak istemişlerse yapmışlar. Hangi yazışmaları yapmak istemişlerse onu yapmışlar. İstedikleri verileri toplamışlar. Yurt dışına gitmek istemişler. Alman yargı organları tarih bildirip müsaade ettikleri andan itibaren derhal gitmişler. Orada çalışmalarını yapmışlar. Bütün buralarda hiçbir müdahale söz konusu değil.'' -Mahkeme kararının iki temel unsuru- Adalet Bakanı Ergin, müfettişlerin dosyayı incelemeye başladıklarını, şikayet dilekçesinin ekindeki belgelerin izin dosyası ile birlikte tarafına geldiğini ifade ederek, ''Burada kamuoyunda bilgi kirliliği oluşturan birtakım konular ortaya atıldı. 'Efendim, mahkeme kararındaki gereksiz bölümler kapatılmış, ne olmuş. İlgisiz bölümler kapatılarak faks çekilmiş, ne kötülük var bunda?' gibi birtakım beyanlar yapıldı'' dedi. Olayın açıklıkla ortaya konması gerektiğini bildiren Ergin, soruşturmayı yürüten savcıların, soruşturmanın bir yerinde soruşturulan kişilerin mal varlıkları üzerine el konulması talebiyle mahkemeye gittiklerini, mahkemeden ''soruşturmaya dahil olan 19 kişinin taşınır taşınmaz mal varlıklarına, araçlarına ve ortağı oldukları şirketlerdeki ortaklık hisselerine el konulmasını'' ve ''bu kişilerin ortağı oldukları şirketlerin mal varlığına da el konulmasını'' istediklerini belirtti.  Taleplerin birbirinden farklı olduğunu söyleyen Ergin, mahkemenin, teknik nedenlerle bir kişi dışındaki diğer 18 kişiyle ilgili ''mal varlıklarına, hesaplarına, ortağı oldukları şirketlerdeki hisselerine el koyma'' talebini kabul ettiğini hatırlattı. Savcıların ikinci talebinin, ''soruşturulan 19 kişinin dışındaki gerçek ve tüzel kişilere ait hisselere el konulmayacağı, bunun kanuna aykırı olduğu'' gerekçesiyle mahkemece reddedildiğini anlatan Ergin, şöyle konuştu:  ''Şimdi ortada böyle bir mahkeme kararı var. Bu mahkeme kararının iki temel unsuru var. Bir tanesi, 18 kişinin mal varlığına el konulma kararı, birinci taleptir. Ortak oldukları şirketlerdeki hisseler de dahil olmak üzere tedbir konuluyor, el konuluyor. İkinci talep, ortak oldukları şirketlerin diğer mal varlıkları, şüphelilere ait olmayan mal varlıkları. Onlara da tedbir istiyor savcılar. Mahkeme diyor ki: Bu kanuna aykırıdır, bunu vermiyorum. Bu iki temel unsur. Siz bu iki temel unsurdan bir tanesini kapatıyorsunuz. 'Şirketlerin mal varlığına el konulamaz, bunu reddediyorum' diyen mahkemenin kararının bu bölümünü kapatıyorsunuz ve bu şekilde Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne bu kararı kapatılmış şekilde gönderiyorsunuz. Oradan da bölge tapu sicil müdürlüklerine dağıtımını sağlıyorsunuz. Şimdi deniyor ki: Buralar ilgisiz. Buralar gereksiz. Allah aşkına, iki temel unsur... El konulacak olanlar, el konulamayacak olanlar. Bunun el konulamayacak olanları kapattık, gönderdik. El konulamayacağına hükmedilen mahkeme kararına saygı duyulup o uygulanmış olsa bir problem olmayacaktı. Ama bu kapatılan kısımla beraber sanki şirketlerin mal varlıklarına el konmuş gibi karar tatbik ediliyor ve tapulara, ticaret sicillerine tedbir uygulanıyor, el koyma kararı uygulanıyor. Şimdi burada sorulması gereken temel soru şudur: Kanunun müsaade etmediği, mahkemenin izin vermediği, reddettiği el konulma talebi uygulanmış mıdır uygulanmamış mıdır? Cevabı verilmesi gereken soru budur. 'Şurayı böyle kapattım, ilgiliydi ilgisizdi'. Buraları geçiniz. Bunlar dezenformasyon ifadeleridir.'' -''Tasarruf başsavcıların''- Deniz Feneri davasının üzerinde siyasi spekülasyonlar yapılabilecek bir dava olduğunu ifade eden Ergin, şöyle devam etti:  ''Dolayısıyla 'bu davanın savcıları yasaya uymasa da olur, mahkeme kararına uymasa da olur' deyip bu müfettiş görevlendirilmesine karar vermeyecek miydi Adalet Bakanı, Kurul Başkanı? Bu mu bekleniyor bizden? Dolayısıyla burada olan hadise şu: İzin verilmiştir. Müfettişler incelemeye başlamışlardır. İnceleme sonunda müfettişler ciddi buldukları için soruşturmaya geçme kararı almışlar ve savcıların savunmasını istemişlerdir. Bu savunma isteminden sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcısı soruşturmanın selameti açısından savcıları değiştirmiştir, değiştirme kararı almıştır ve uygulamıştır. Bu tasarruf başsavcıların yetkisi içerisinde olan tasarruftur.'' -''KILIÇDAROĞLU AKLINA GELENİ SÖYLÜYOR''- ''Tutuklu milletvekillerinin durumuyla ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Yargıçların takdir hakkıyla engelleniyor' dedi ve Adalet Bakanı olarak sizin daha etkin olmanız isteniyor, yasal düzenlemeye gidilmesi isteniyor. Çözümün adresi siz misiniz?'' sorusuna Ergin, şu yanıtı verdi:  ''Kusura bakmasın, ama Sayın Kılıçdaroğlu aklına gelen lafları söylüyor. Bir yerde 'yasal düzenlemeye gerek yoktur', bir başka yerde 'yasal düzenleme yapılsın' diyor. Adalet Bakanı ne yapsın? Açıp hakim savcılara 'Şu seçilen milletvekillerini bir bıraksanız da şu problemi çözsek mi diyecek Adalet Bakanı?' Bir başka zeminde de 'HSYK bu hakimleri görevden alsın diyecek, niçin müdahale etmiyor' diyecek. Şimdi Anayasanın 159. maddesi gereğince bir şikayet nedeniyle soruşturmaya izin verdiğim için ve anayasal bir görevim olduğu için 'Niçin Adalet Bakanı burnunu sokuyor?' diyen Sayın Kılıçdaroğlu. Diğer taraftan 'Tutuklu milletvekilleri serbest bırakılmıyor? Adalet Bakanı daha etkin olsun' diyen Sayın Kılıçdaroğlu. Şimdi hangisine itibar edeceğiz, hangisine ayak uyduracağız?'' -Yasa dışı dinlemeler- ''Yasa dışı dinlemeler konusu son olarak eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'in ses kaseti ile ortaya çıktı. Bu konuda herhangi bir düzenlemeye gidecek misiniz? Ayrıca bu konuyla ilgili CHP Lideri 'Elimizde bilgi belgeler var, yine hükümet içinden belli isimlerin ya da AK Parti'ye yakın isimlerin yaptırdığı yolunda isimler var, ama bunları açıklamıyoruz' dedi. Size bu bilgiler geldi mi ya da araştırdınız mı?'' sorusu üzerine Ergin, Kılıçdaroğlu'nun kimseyi zan altında bırakmamasını, bildiği şeyleri açıklamasını istedi.