Ergenekon soruşturması kapsamında çekilen 116 sanık ve şüpheliye ait eşkal fotoğrafları, bir ifade için cezaevinden emniyete getirildi. Haber Türk gazetesinin haberine göre; 116 fotoğrafın bulunduğu albüm Çınar Mustafa Altunbaş’ın ifade vermek için kendi isteğiyle Cumhuriyet Savcılığı'na başvurmasıyla ortaya çıktı. Altunbaş'ın eşkal belirlemesi için Organize Suçlar Şubesi'ne getirilen 4 sayfa halinde 116 fotoğraf ifade sırasında teşhis için kullanıldı. Dosyaya giren 116 fotoğraf içinde, Doğu Perinçek 18. sırada, İlhan Selçuk 109. sırada, emekli Orgeneral Hurşit Tolon 103. sırada, Neriman Aydın 113. sırada, Osman Gürbüz 114., Ufuk Büyükçelebi 116'ıncı sırada bulunuyor.
‘Küçük’ü Karadağ’ın odasında gördüm’ 2004 yılında Kuvayi Milliye Derneği'ne girdiği girdiğini ve kendisine Hüseyin Görüm tarafından DTP ile ilişki kuran kişilerle ilgili istihbarat toplama görevi verildiğini belirten Çınar Mustafa Altunbaş, Veli Küçük'ü 2006 yılı sonlarında Fikri Karadağ'ın odasında gördüğünü iddia etti.
Bu iddia üzerine teşhis için getirilen fotoğrafların gösterildiği Altunbaş'ın, Küçük'ü teşhis ettiği öğrenildi. Altunbaş'a ayrıca bütün Ergenekon sanıklarının fotoğrafları gösterilerek toplantılara kimlerin katılıp katılmadığı soruldu ve teşhis yapması istendi.
‘155’i arayarak tanık oldu’ Polis imdat hattı "155"i arayarak güncel konularla ilgili bilgi vereceğini söyleyen sigortacı 29 yaşındaki Çınar Mustafa Altunbaş'ın 15 Temmuz 2008 tarihinde İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nce, 8 Ekim 2008 tarihinde de "Ergenekon" soruşturması savcılarından Nihat Taşkın tarafından alınan ifadeleri dava dosyasına konuldu. Tanığın ifadesi sırasında teşhis için kullanılan fotoğraflar bu şekilde dosyaya girmiş oldu.
‘Türk askerine Azeri üniforması giydirmek istiyordu’ Altunbaş, savcılık ifadesinde 2004 yılında kendisinin Kuvayı Milliye Derneği'nin Avrupa Yakası sorumlusu olduğunu belirtti. Hüseyin Görüm'e ait olan Maltepe'deki büroya gittiği sırada Fikri Karadağ ile tanıştığını belirten Altunbaş, "Karadağ benim sormam üzerine, görev yaptığı dönemde, Genelkurmay Başkanlığına, 20 bin Türk askerine Azeri ordusu üniforması giydirip Karabağ'a gönderilmesini, bu şekilde Azerbaycan ile organik bir sınır hattı kurulacağını, bu hat üzerinden Türk Cumhuriyetlerine açılanabileceğini teklif ettiğini, ancak ordu içerisinde bir bütünlük olmadığını, bu çok yararlı teklifin dikkate alınmadığını anlatmıştı" iddiasında bulundu.
Çınar Mustafa Altunbaş, Karadağ'ın ayrıca, "Doğu bölgesinde büyük bir terörist grubu çembere aldığını, Genelkurmay Harekât Dairesi Başkanlığından geri geçilmesi emri verildiğini, ordu içindeki problemler olduğunu, mandacı yönetim zihniyetleri bulunduğunu, bu nedenle de general olamadığını da anlattığını" ileri sürdü.
Dernekte ‘Ölme, öldürtme ve öldürülme yemini’ Tanık Altunbaş, derneğe üye olunca "ölme, öldürtme ve öldürülme" üzerine olarak bilinen yemini Karadağ'ın kendisine ettirdiğini, teşkilat başkanı olan Hüseyin Görüm tarafından talebi üzerine kendisine "dış ilişkiler", yani derneğe gelip gidenlere derneği anlatma görevi verildiğini kaydetti. İfadesinde kendisine verilen kartta ise "istihbarat" yazdığını kaydeden Altunbaş, DTP ile ilişki kuran kişiler hakkında istihbarat toplayacağının söylendiğini, ancak bu görevle ilgili bir şey yapmadığını öne sürdü.
‘
Veli Küçük derneğe gelirdi’ Altunbaş, fotoğraftan teşhis ettiği Veli Küçük'ü dernekte gördüğünü de belirttiği ifadesinde gelenlerle ilgili şunları söyledi: "Bunları Kahraman Şahin karşılar ve odasına çıkarırdı. Bu kişiler genelde dernekteki diğer kişilerle görüşmezdi. Hatırladığım kadarıyla 2006 yılının sonlarına doğru dernekteyken Karadağ'ın odasından 4 kişilik bir grubun indiğini gördüm. Bunların içerisinden daha önce gazete ve televizyonlarda gördüğüm Veli Küçük'ü hemen tanıdım. Karadağ beni, Niyazi Kıyak, Görüm ve Ali Kutlu'yu 'Bunlar da bizim evlatlarımız' şeklinde tanıştırdı. Küçük elimizi sıkarak araca bindi.
Hatta belinden rahatsız olduğu için, Arif ismi ile hitap edilen emniyette fotoğraflarından 'Emin Caner Yiğit' olarak teşhis ettiğim kişi yardım etti. Karadağ ile ne konuştuğunu bilmiyorum." Çınar Mustafa Altuntaş, derneğin birkaç toplantı ve seminerine katıldığını, Üsküdar'da düzenlenen tanıtım yemeğine de Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun geldiğini öne sürerek, Alemdaroğlu'nun Kuvayı Milliye adına genç birinin yaptığı konuşmayı beğenmeyerek toplantıdan ayrıldığını iddia etti.
2 bin kişilik ekip… Yine Ergun Poyraz'ın da derneğe geldiğini, hatta kendisine "Musa'nın Çocukları" adlı kitabını imzaladığını ileri süren Altunbaş, dernekte, "PKK gösterileri olmak üzere, kolluk kuvvetleri yetersiz kaldığı zaman suçla mücadele edecek 2 bin kişiden oluşan motorlu, telsizli ve coplu bir ekip kurulmasının düşünüldüğünü, kendisinin de fiyat aldığını belirten Altuntaş, merkezi Almanya'da bulunan, Türk vatandaşların kurduğu ve gönüllü bağışlar yapılan "Avrupa Ulusal Türk Birliği" adlı bir kuruluştan motorlar için 2 milyon euro geleceğinin konuşulduğunu, para gelmeyince projenin gerçekleşmediğini ifade etti.
‘Ergenekon sanıklarını dernekte gördüm’ Dernekte Niyazi Kıyak ile Ayşe Ceylan Gençyol'un "Kuvva Nikahı" ile evlendiğini ileri süren Altuntaş, dava kapsamında yargılanan sanıklardan bazılarını da dernekte gördüğünü iddia etti.
Muzaffer Tekin ile yüz yüze hiç karşılaşmadığını, ancak Tekin'in Kuvayı Milliye'den ayrılan bir kol olan "Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi"nin başında olduğunun dernekte konuşulduğunu öne süren Altuntaş, Sami Hoştan' ı ise aynı kuaföre gittikleri için tanıdığını, dernekte hiç görmediğini söyledi.