Gündem

Ergenekon'dan tahliye olan Hıfzı Çubuklu görevine dönüyor

Hıfzı Çubuklu: Her zaman doğru bir tanedir. Muhakkak ortaya çıkacaktır. İnşallah her şey düzelecek. Ülkemiz bunlara layık değil

07 Ağustos 2013 11:34

Ergenekon davasından tahliye olan Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, tutuklu kaldığı 2 yılı ‘trafik kazası’ olarak değerlendirdi. Çubukçu, İnternet Andıcı belgesini, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a arz edildiğini itiraf ettiği için az ceza aldığı yorumlarına da, “Ben sadece prosedürü anlattım. Karargâhta herhangi bir personele de sorsanız aynı cevabı verecektir. Belgenin arz edilip edilmediğini bilemem, bilmeniz de mümkün değil” karşılığını verdi. Çubuklu, muvazzaf subay olarak görevinin başında olduğunu istifayı düşünmediğini söyledi.

Şehriban Oğhan Hürriyet gazetesindeki haberine göre, Çubuklu tahliyesinin ardından, avukatlığını yapan kızı Nazlı Çubuklu ile anne ve babasının elini öpmek için, Çanakkale’ye gitti. Nazlı Çubuklu, “Yarımız içeride kaldı” derken, babası Tümgeneral Çubuklu şunları söyledi:

“Ailemize kavuştuk ama buruk bir sevinç var. Suç işlemediği halde içeride kalan bir sürü arkadaşımız var, üzüntülüyüz. Aşağı yukarı 2 yıldır tutukluyum. Bir hukukçu olarak değil tutuklanmayı, hakkımda iddianame tanzim edilmesini bile hazmetmek kolay değil. Çünkü insan herkese yalan söyleyebilir ama kendisine yalan söyleyemez. Ben kendime dönüp baktığımda, muhasebesini yaptığımda, böyle bir suç aklımın kenarından değil, 5 kilometre yakınından geçmez. Uydurma bir suçla karşı karşıya kalmak başlangıçta üzdü tabii ama bir gün olsun metanetimi kaybetmedim. Arkadaşlarıma da hep bunu söyledim. Her zaman doğru bir tanedir. Muhakkak ortaya çıkacaktır. İnşallah her şey düzelecek. Ülkemiz bunlara layık değil. Birbirimizi kucaklamamız, kutuplaşmamamız lazım. Bu dönem en tehlikeli olacak şey bu. Bunları geçmişte de yaşadık. Görevimizi en iyi şekilde yapmaya çalıştık, kısmette bu da varmış. Bir trafik kazası olarak görüyorum.”

 

‘İnancımı yitirmedim’

 

“Hukukun her zaman üstün geleceğine inanıyorum. Sadece meslektaşlarımızın hukuktan ayrılmasına üzüldüğümü belirtmek istiyorum. 30 yılı aşkın süredir bu işin içindeyim. Mesleğimin hem üst yargı organlarında hem de değişik alanlarında çalıştım. Burada gördüğüm bazı olaylar, rüyamda görsem inanmayacağım şeyler. Bu beni üzdü. Ama inancımı hiçbir zaman kaybetmiyorum. Çünkü bizler inancımızı kaybedersek ülkemize çok büyük zararlar vermiş oluruz. Hukuka sırtımızı dayamak zorundayız, bireylerin hatalarından dolayı da hukuku suçlamamamız gerekir.”