Ergenekon zanlılarının takibinde önce “önleme” (istihbari) dinlemesi yapıldığı ortaya çıktı. Sanık avukatları, delil sayılmayan bu kayıtların iddinamede yer alıp almadığının peşinde...
Ergenekon operasyonu sırasında zanlıların telefon görüşmelerinin tartışma yaratacak bir yöntem izlenerek takibe alındığı ortaya çıktı. Buna göre, İstanbul Başsavcılığı, Ergenekon örgütünün gizli ve katı hiyerarşik yapısının deşifresindeki zorlukları gerekçe göstererek, zanlıları sadece suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla kullanılabilen “önleme (istihbari) dinlemesi” yöntemiyle takibe aldı.
Savcılık, daha sonra bu şekilde dinlediği kişiler hakkında adli dinleme kararı çıkardı. Savcılık, bunun ardından önleme dinlemesinde elde edilen ve olağan şartlarda kanıt olarak kullanılamayan kayıtların, kanıt olarak kullanabilmenin de yolunu açtı.
İki tür dinleme var
Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu’nun Ek 7. maddesine göre, suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla hakkında herhangi bir soruşturma açılmamış ya da suç işlediği şüphesi olmayan kişiler için “önleme dinlemesi” yapılabiliyor. Ancak bu yolla elde edilen kayıtlar, kanıt olarak kullanılamıyor.
Önleme dinlemesi sonunda herhangi bir suç şüphesi açığa çıkmışsa ilgili kişi hakkında mahkemeden adli dinleme kararı çıkarılıyor.
Adli dinleme sırasında elde edilen, özel yaşamla ilgili konuşmalar dışındaki tüm kayıtların kanıt niteliği bulunuyor. Savcıların, yürüttükleri soruşturmalarda suç şüphesi altında bulunan kişiler hakkında adli dinleme kararı çıkarttırmaları gerekiyor.
Ergenekon operasyonu sırasında her iki yöntemin tartışma yaratacak biçimde kullanıldığı Cumhuriyet gazetesi yazarı ve Ergenekon davası sanığı İlhan Selçuk hakkındaki bir kararla açığa çıktı.
Buna göre savcılık, teknik takip çalışmaları sonucunda örgütün üst düzey yöneticilerinin örgütteki katı ve çok gizli hiyerarşik yapı nedeniyle deşifresinde zorluk yaşandığını gerekçe göstererek çok sayıda isim hakkında önleme dinlemesi yaptırdı. Telefonları “önleme dinlemesi” yöntemiyle takibe alınan isimler arasında Selçuk da yer aldı. Savcılık, daha sonra aralarında Selçuk’un da bulunduğu isimler hakkında adli dinleme kararı çıkarttı.
Talepte bulundu
Ancak başsavcılık, Selçuk’un gözaltına alındığı 22 Mart 2008’de 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak “önleme dinlemesi” kayıtlarının İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürlüğü’nden alınarak kendisine teslim edilmesini talep etti.
Yazıda, TCK ve CMK’da yer alan, “Savcının maddi gerçeği araştırması ve adli yargılamanın yapılması için tüm kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebileceği” gibi kurallar anımsatıldı.
Mahkeme de talebi yerinde bularak, Selçuk’la ilgili önleme dinlemesi kayıtlarının savcılığa teslim edilmesine karar verdi. Ancak Ergenekon iddianamesindeki hangi dinleme kaydının hangi yöntemle elde edildiği henüz bilinmiyor.
Selçuk’un avukatları, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdikleri dilekçede, önleme dinlemesi kayıtlarının kendilerine de verilmesini istedi. İddianamede veya dosyada önleme dinlemesi ile elde edilmiş kayıt varsa, bunların geçersiz sayılması yönünde tartışma başlayabilecek. (Milliyet)
