Ergenekon davasının 67. duruşmasında tutuklu sanıklardan Kemal Kerinçsiz savunma yaptı. Davanın suç niteliği olarak askeri mahkemede görülmesi gerektiğini söyledi. Terör örgütüne üye olmak ve hükümete karşı silahlı isyana tahrik iddiasıyla yargılanan Kerinçsiz, savcılara "Kendinizi kullandırmayın. Yeşil yargı darbesinin parçaları olmayın" diye seslendi. Kerinçsiz, "Arkamızda şu-bu var diye güvenmesinler. Gün gelir onların gücü biter" dedi.
Kerinçsiz, şu ifadeleri verdi: "Sayın savcılar bu davada ya kullanıldıklarının farkında değiller ya da baştan beri kullanılmaya muvafakat etmişler. Kendileri adına üzülüyorum. Çünkü kendi ordusuna, Türk Silahlı Kuvvetlerine, Atatürkçülere terörist diyen savcılar olarak Türk tarihine geçmişlerdir. Bunun ilk örneği daha önce Şemdinli iddianamesinde görüldü, bu iddianame 'Ergenekon' davasının da ilk işaretiydi. Şemdinli iddianamesini hazırlayan savcı Ferhat Sarıkaya'nın satır aralarında TSK'ya 'terör örgütü' dedi, Genelkurmay Başkanı'nın da 'terör örgütünün başı' olduğunu iddia etti. Bu tarikat elemanı, işi bittikten sonra alındı, götürüldü tarikat şeyhinin dizinin dibine oturtuldu. Şimdi de gizli tanık olarak kullanıldığı söyleniyor. Sayın savcılar sakın ola ki 'Biz savcıyız. Arkamızda Adalet Bakanı var, hükümet var, dış güçler var, Fethullah Gülen var, kimse dokunamaz bize' demesinler. Gün gelir arkanızdaki güç biter. Tek kalacak olan güç Türk milletinin gücüdür."
Yeşil yargı darbesi yapılıyor
"Yapılan sivil bir darbe. Sayın savcılar söylediklerimi ideolojik bir kimlikle değil, hukukçu kimliğiyle dinlerlerse onların da kazanacakları vardır. Savcıların şahıslarına yönelik herhangi bir kastım yoktur. Önemli olan bu yeşil yargı darbesinin parçaları olmalarıdır. Senaryosu dışarıda yazılan, milli değerlere, Türk milletinin bekasına, Atatürkçü düşünce yapısına, masum insanlara ve şahsıma bu dava yoluyla verdikleri zarar beni yakından alakadar etmektedir."
Dava askeri mahkemede görülmeli
"İddianamede darbe hazırlığı içinde olduğu öne sürülen kişilerin, yakalanana kadar TSK içindeki yüksek mevkili komutanlarla irtibat içinde olmaya devam ettiği belirtiliyor. Bu nedenle dava askeri mahkemede görülmeli ve mahkeme 'görevsizlik kararı' vermeli. Davanın başından beri hukuk kurumlarının değil, emniyet güçlerinin kontrolünde. Savcı Zekeriya Öz, bana 'MİT benim kulağıma fısıldar, ben gereğini yaparım' dedi."
Kesintisiz yargılama sadece bu davada
"Ümraniye'de ele geçirilen el bombaları konusunda usule uygun hareket edilmedi, bombalar konusunda mutlaka bilirkişi incelemesi yapılmalı. Mahkeme, Beşiktaş'taki ağır ceza mahkemelerinde görülen davalardan farklı olarak kesintisiz yargılama yapıyor. Sadece bu davada kesintisiz yargılama yaparak CMK 192. maddesinin uygulanmasının, mahkemenin bu davayı farklı gördüğü, bu davaya ön yargılı baktığını gösterir. Mahkemenin kesintisiz yargılamayı neden yaptığını açıklaması gerekir. Kesintisizlik kuralının uygulanması mahkemenin bu davaya tahsis edilmesini zorunlu kılmıştır. Mahkeme, Ergenekon davasının diğer ceza davalarından farklı olarak kesintisiz olarak yapmasının gerekçesini ortaya koyamadı. Kesintisiz yargılamayla sadece tarikat medyasının takip ettiği bir dava haline gelindi."
"Usule uygun olmayan bir şekilde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci bir heyet oluşturuldu, 2 başkan ve 6 üye bulunuyor ancak adli mahkemelerin kuruluş yasasına göre bir başkan ve gerektiği kadar üye olmalı. İkinci heyet ve soruşturma için yeni savcı atamaları olağanüstü yargılamanın yolunu açtı. Silivri'deki cezaevinde yargılama nedeniyle sanıklar müdafilik konusunda istenildiği kadar yararlanamadı. Sanıkların az sayıda yakınları duruşmayı izleyebildi. Bugüne kadar 10 binlerce kişi araçlarla sağlıksız koşullarda duruşmalara taşındı. Sanıklar adeta savcıların önüne arenada atılmış silahsız gladyatörlere dönüştürülmüştür. Ben o sorulan suallere inanamıyorum"
Hazırlanan yeni iddianamenin kendilerine de okunarak ek savunmalarının alınması gerektiğini söyledi ve ikinci iddianame ve ekleri ile tüm delillerin kendisine verilmesini istedi.
