Milliyet yazarı Mehmet Tezkan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın miting meydanlarında yaptığı konuşmalarla ilgili olarak "Konuşmaların temel bir mantığı var.. Bir felsefeye, bir inanca dayanıyor. O felsefe de şu; hafıza-i beşer nisyan ile malüldür. Cumhurbaşkanı’nın yaptığı konuşmaların kurgusu bu felsefeye dayanıyor" dedi.
Mehmet Tezkan'ın "Erdoğan'ın felsefesi" başlığıyla yayımlanan (2 Nisan 2018) yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı’nın konuşmalarını takip ediyor musunuz?
İşim gereği kaçırmamaya çalışıyorum..
Konuşmaların temel bir mantığı var.. Bir felsefeye, bir inanca dayanıyor..
O felsefe de şu..
Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür..
Cumhurbaşkanı’nın yaptığı konuşmaların kurgusu bu felsefeye dayanıyor..
Ne demek bu?
Unutkanlık insanlık halidir demek..
İnsan hafızası unutkanlık hastasıdırdemek..
İnsan hafızasının eksikliği unutkanlığıdır demek..
***
Cumhurbaşkanı cumartesi Pendik’teydi.. Partisinin ilçe kongresine katıldı..
Konuşmasının bir bölümünde kalabalıklara sordu..
IMF’e borcumuz var mı?
Kendisini dinleyenlerden tepki gelmeyince; ‘IMF’i unuttunuz değil mi? Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür’ dedi ve başladı IMF’i anlatmaya..
Cumhur-başkanı..
- IMF’ye borcumuzu ödediğimizi..
- IMF’in bizden 5 milyar dolar borç istediğini..
***
Arkadaş-larının gelip borç verelim mi diye sorduğunu..
- Kendisinin verin dediğini.. Ama IMF’in daha sonra vazgeçtiğini..
Yüzlerce defa anlatmıştır.. Bir kez daha anlattı..
***
Dikkat ederseniz Cumhurbaşkanı bazı meseleleri gittiği her yer anlatıyor.. Bazen günde iki defa anlatıyor..
Defalarca anlatıyor..
Sıkılmadan tekrarlıyor..
Başarısı şurda..
İlk defa anlatıyormuş gibi coşkuyla anlatıyor..
İlk defa anlatıyormuş gibi heyecanla anlatıyor..
Çünkü ‘hafıza-i beşer nisyan ile malüldür’ kavramına yürekten inanıyor.. İnsanların beyninde yer etmesi için onlarca kez tekrarlaması gerektiğini biliyor..
Rant doğayı yendi!
Dün betonlaşmaya dikkat çekerken hepimiz suçluyuz dedim..
İstanbul’dan Ataköy’ü, Bodrum’dan da Pina yarımadasını örnek gösterdim..
Doğa cinayeti dedim..
***
Ataköy’de yaşayan bir arkadaşım aradı.. ‘Doğru denizin önüne adete duvar örüldü, rüzgarın önü kesildi ama Ataköylülerin büyük kısmı şikayetçi değil’ dedi..
Şaşırdım.. Niye dedim..
‘Lüks konutlar yapılınca 30 yıllık, 40 yıllık, 50 yıllık evleri değer kazandığı için memnunlar’ dedi..
Rant doğayı yendi yani..
Dedim ya hepimiz suçluyuz
İyi taktik valla..
İktidar, yıllarca enflasyon indirmekle övündü.. İktidara geldiklerinde yüzde 30’lardaydı.. Önce yüzde 20’nin altına sonra yüzde 10’nun altına indirdiler..
Tek haneli rakama çekmekle övündüler..
Mesela 2009’da, 2010’da yüzde 6.5’lardaydı..
2012’de yüzde 6.1’e kadar inmişti.. Hedef yüzde 5’ti..
Dönemin Başbakan’ı hemen her konuşmasında bu konuya değinir, ne kadar başarılı olduklarını övüne övüne anlatırdı.
Haklıydı..
Enflasyon belasından Türkiye çok çekmişti..
***
Enflasyon 2017’de kafa kaldırdı.. Yüzde 11.92 oldu.. Yüzde 12 de sen ona..
Enflasyonu biz indirdik diyen iktidar söylem değiştirdi.. Enflasyon faturasını finans kuruluşlarına kesti.. Şimdilerde onların izlediği ekonomik politika yüzünden (faizi yüksek nedeniyle) enflasyonun yükseldiğini söylüyorlar..
***
Yani enflasyon indiren kendileri..
Enflasyonu azdıran başkaları..