Sözcü yazarı Murat Muratoğlu,Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Buzdolabı", "Millet Kıraathanesi" gibi çarpıcı açıklamalarını değerlendirirken, "Kesin danışmanlarının arasına FETÖ sızdı!" ifadesini kullandı.
Erdoğan, refah seviyesini anlatırken buzdolabı örneği vermiş, bu açıklaması tepki çekmişti. Seçim vaatleri arasında saydığı ve içinde kek ile çayın tüketileceğini söylediği "Millet Kıraathaneleri" de Erdoğan'ın tepki çeken açıklamaları arasında.
Muratoğlu bugünkü köşesinde, Millet Kıraathaneleri için, "Bugüne kadar duyduğum en acayip seçim vaadi" dedi. Muratoğlu yazısında şunları söyledi:
Bugüne kadar duyduğum en acayip seçim vaadi Erdoğan'dan geldi! Sen git 16 yıldır ülkeyi tek başına yönet, Yeni Türkiye söylemiyle geldiğin nokta; “Millet kıraathaneleri kuracağız” olsun… “Hem kitabını okuyacak, hem kekini, çayını, kahvesini alacak. Ücretsiz… 24 saat açık!”
* * *
Herhalde bu mega projeyle dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına rahat gireriz. Çay ve kek yersek teknoloji eksikliğimizi giderebiliriz. Astronot eğitiriz. Bu ülkenin okuyan, çalışan, üreten insana mı ihtiyacı var? Açığı Suriyeliler kapar!
* * *
İşsizlere iş vaat edeceğine, kıraathane vaat etmek nedir yahu? Ülke için yapacak başka bir şey kalmadı mı? Vizyonu bu kadar mı? Prompter mı çalışmadı? Önce buzdolabı muhabbeti sonra kıraathane projesi… Kesin danışmanlarının arasına Fetö sızdı! Sanki memlekette her işi yaptık, kıraathane kültüründe geri kaldık.
* * *
Fabrikaları da sattık. Bu yıl biraz işsiz kalacaksınız, lakin merak etmeyin. Yeriniz hazır! İŞKUR'un önünde kalabalık yapmayın, gidin oralarda oyalanın. İşsiz aylak aylak gezmeyecek, gidecek devletten çay ve kek eşliğinde pinekleyecek. Açık hava isteyen de millet bahçesinde zaman geçirecek.
* * *
Esas, kek sınırı olacak mı? İsteyen ikinciyi, üçüncüyü alacak mı? Sahi bu kıraathanelerde kim çalışacak? Üniversitelerde “kıraathane işletmeciliği bölümü” mü açılacak? Yoksa KPSS puanı ile mi işe alınacak? Hiçbiri! Önce partili müdürü atarlar. Sonrasını biliyorsunuz zaten!
Peki, yap-işlet-devret şeklinde mi olacak? Biz alıştık köprüde, tünelde öpülmeye… Hastanelere bile hasta garantisi vermeye… Çaya, kahveye, keke de garanti verilecekhaliyle? Normal kıraathaneler ne olacak? Sinek mi avlayacak? İşsiz kalıp millet kıraathanesinde mi oturacak?
* * *
Kitaplar falan da olacak diyor. Vatandaşlarını hiç mi tanımıyor? Kim kitap okur kıraathanede? En fazla gazetelerin iddia eki, at yarışı bülteni… Muhtemelen Sözcüburalara giremeyecek. Yandaş basının gazeteleri baş gösterecek. Halkımız müjdeleri okumaktan kafasını kaldıramayacak. Dünyanın, Türkiye'yi kıskandığını sanacak!
* * *
Ne olacak söyleyeyim. Kıraathanenin meali, aslında her biri AKP lokali, propaganda merkezi… Bir dayı çıkacak yapılan yolları, dış mihrakların oyunlarını anlatacak! Televizyonda A-Haber açık olacak. Dinleyenin beyni yanacak! Herhâlde, bir dahaki seçimde 150 bin kişilik dünyanın en büyük kıraathanesi vaat edilecek.
* * *
Tabii her icraatı da eleştirmemek lazım… Okeye dördüncüyü devlet bulacaksa, taş çalmayı engelleyip tabelayı tutacaksa, hele bir de masadaki yancı sayısını kontrol altına alacaksa, neden olmasın? Belli ki Erdoğan fena gerildi. Bitmiş, okeye dönüyor ama vaatleri “sahte okey” gibi!