Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD’nin başkenti Washington’ın en prestijli düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü’nden aldığı davetin perde arkasına ilişkin bir iddia ortaya atıldı. Cumhuriyet'in Washington ve İstanbul kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, kurumun Erdoğan’a davet göndermesi için Türkiye’nin en güçlü iş kadınlarından biri devreye girdi.
Birkaç hafta öncesine kadar Erdoğan, Nükleer Zirve için gittiği Washington’da herhangi bir düşünce kuruluşu tarafından konuşma daveti almamıştı. Türk yetkililerin bu yöndeki yoğun çabalarına rağmen önemli düşünce kuruluşu Carnegie Vakfı’ndan ret yanıtı gelmişti. Ancak Brookings Enstitüsü’nün talebe olumlu yanıt geldiği öğrenilmişti.
"Önce kabul edilmedi"
Cumhuriyet’in iddiasına göre, Brookings de ilk önce, Carnegie’nin yaptığı gibi, Washington’da Erdoğan’a duyulan yüksek düzeydeki alerjiden dolayı cumhurbaşkanına konuşması için bir zemin açmak istemedi. Ne var ki büyük bir Türk holdinginin kadın başkanı Brookings Enstitüsü’nün başkanını arayarak Türkiye’de kendilerine yapılan baskıdan bahsetti ve bunun hafifletilmesi adına Erdoğan’a konuşması için imkân verilmesini talep etti. Hükümetle arasının açık olduğu bilinen bu grubun yöneticisinden gelen bu özel ricadan sonra Brookings’in başkanı Strobe Tallbot, Erdoğan’ın konuşması isteğine olumlu cevap verdi.
Çeşitli kaynaklar da Erdoğan’ın konuşmasının Brookings’de en üst seviyede alınan bir son dakika kararıyla gerçekleştiğini doğruladı. Erdoğan’ın yarın yapacağı konuşmanın başlığı “Küresel Sınamalar ve Türkiye’nin 2023 Hedefleri” olarak belirlendi.
"Soru geleneği bozuluyor"
Ancak bu kez de etkinliğe davet edilecek kişiler ve soru alınıp alınmayacağı krizi çıktı. 2010’daki Nükleer Zirve’ye gelen Erdoğan, o yıl şehrin biraz dışında bulunan George Mason Üniversitesi’nde de bir konuşma yapmış ve izleyicilerden soru almıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013 yılında Washington’da yine Brookings Enstitüsü’nde bir konuşma yapmıştı. O zaman da izleyicilerden soru alınmıştı. 2010 ve 2013 yıllarında Erdoğan ayaküstü basın toplantıları yapıp gazetecilerin sorularını yanıtlamıştı. Erdoğan’ın bu yılki ziyaretinde ise bir basın toplantısı gözükmüyor. Brookings yetkilileri, cumhurbaşkanının soru almayabileceğini ifade ederken toplantının şeffaflığı ve içeriği ile ilgili sorular sorulduğunda gazetecileri Türkiye Büyükelçiği’ne yönlendiriyorlar.
Washington merkezli düşünce kuruluşlarının bir konuk devlet başkanına soru sordurmaları âdetten... Katılımcı. ların istedikleri gibi soru sormalarının önüne engel konulmaması bu gibi toplantıların en önemli özellikleri arasında sayılıyor. Fakat Brookings’den şimdiye kadar gelen işaretler endişe verici. Kurumun basın yetkilisi Gail Chalef, Erdoğan’ın konuşması sonunda soru alıp alınmayacağının halen kesinlik kazanmadığı söylüyor. Ancak şehirde Erdoğan’ın soru kabul etmeyeceği konuşuluyor. Birçok kişinin sırf bu nedenle etkinliği boykot edeceği iddia ediliyor.
"Yüksek katılım sıkıntısı"
Erdoğan’ın Brookings’de yapacağı konuşma ile ilgili bir başka rahatsızlık Türk tarafının toplantıya çok yüksek sayıda protokol getirme talebi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın delegasyonundan düzinelerce protokol isteği geldiği, Brookings oturma kapasitesinin de bu taleplerle daha da azaldığı anlaşılıyor. Brookings’in zaten çok büyük olmayan konuşma salonunda Erdoğan’ın çevirisi için kurulacak kabin ile VIP, yetkililer ve korumalara ayrılacak yer de hesaba katıldığında dışarıdan çok az sayıda katılımcı ve gazeteci olacağı tahmin ediliyor.
Türkiye’de muhalefette olan grupların temsilcilerine davetiye gitmediği de belirtiliyor. Brookings’in medya ilişkilerinden sorumlu kişiler, gazetecilerin salona gelmemesi için tavsiyelerde bulunuyor.
"Mülakatçı tanımıyor"
Erdoğan’ı mülakat yapacak kişi ABD’nin İsrail eski Büyükelçisi Martin Indyk Türkiye uzmanı değil. Türkiye’yi çok tanımayan birinin mülakatı yapması Erdoğan’ın cevaplarında daha serbest olmasına izin verecek. Cumhuriyet’e konuşan Washington’ın etkili figürleri bu durumda toplantıya gitmenin bir anlamı kalmayacağı yorumunu yaptı. Brookings’deki Türkiye kürsüsü TÜSİAD’ın bağışları ile ayakta duruyor.