T24 – Başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 29 Ekim'de verdiği Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna aynı saatte Merkez Orduevi'nde resepsiyon düzenleyerek katılmayan komutanları adlarını anmadan eleştirdi. “1940'lardan beri bayramdan uzak tutulan millet bayrama gelince imtiyazlı elitlerin resepsiyonu boykot ettiklerini” savunan Erdoğan, resepsiyona gitmeyen asker ve CHP'yi eleştirirken, “Bu zihniyetle nasıl cumhuriyetçilik, halkçılık, demokrasi olur. Sizin bu anlayışınız milleti laiklikten soğuttu” dedi.
AKP TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, muhalefetin üslubunu eleştiren, referandumdan önce muhalefet görevinin mizah dergilerine bırakıldığını savunan Erdoğan, "12 Eylül halkoylamasında olduğu gibi eline silgiyi alıp o karikatürleri de düzelteceğimiz gün elbette gelecektir. Biz Türk siyaseti adına üzüntü duyuyoruz. Bu seviyesiz siyasi söylemler bizi üzüyor. Bu durum Türkiye'nin faydasına değildir” dedi.
"Üslup bozukluğu sadece liderde değil, kılavuz karga meselesi... Tencere kapak... Birileri içlerindeki gerçek hissiyatı artık dökmeye başladı” diyerek iktidar temsilcilerini “analarını bile satan zihniyet sahibi” olmakla suçlayan Oktay Ekşi'yi eleştiren Erdoğan, asker ve CHP'nin Köşk resepsiyonuna katılmamasını şu sözlerle değerlendirdi:
“1940'lardan itibaren cumhuriyetin asıl sahibi, yani cumhur, Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinden adeta uzak tutuldu... Bu ülkede yıllarca cumhur, seçkinlerin resepsiyonlarına giremedi. Aynı ortamı paylaşmadılar. Ne zaman ki o duvar yıkıldı, AK Parti iktidarıyla cumhuriyet, cumhurla kucaklaştı; bu sefer de o beyefendiler o resepsiyonları boykot etmeye başladılar. Dün milleti küçükmsüyor, yanlarına almıyorlardı. Şimdi millet yanlarına geldi diye rahatsız oluyorlar, peki bu zihniyetle nasıl cumhuriyetçilik, halkçılık, demokrasi olur? Sizin bu anlayışınız yıllar yılı milleti laiklikten soğutan anlayış.”
“Biz devlet millet bütünleşmesini savunuyoruz, her kademede olması gerekir” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“İşte o zaman 73 milyonun kardeşliğini savunabiliriz. Ondan sonra gidip Bağdat Caddesi'nde tur atarsın. Ama biz Bağdat Caddesi'ne de gideriz, Kasımpaşa'ya da gideriz. Ümraniye'ye de gideriz, Dudulyu'ya da gideriz. Bayramı İstanbul'un en ücra köşelerinde kutlarız. Aramızdaki fark bu. Dertleri kendi imtiyazlarını korumak, keşke bizim yüzde 42'yi anlamak için gösterdiğimiz çabanın 10'da 1'ini bunlar, yüzde 58'i anlamak için gösterseler. O zaman Türkiye'nin seviyesi bugünkünden çok daha farklı bir yerde olacaktır. Sadece yüzde 58'in değil, yüzde 42'nin de bu siyaset seviyesini hak etmediğini düşünerek, milletin, bu partilere hak ettiğini vereceğini umuyorum."
