23 Mart 2014 19:54
AKP hükümetinin dinsel milliyetçilik yapmayacağını söyleyen Başbakan Tayyip Erdoğan, “Ülkemizde kahir ekseriyet Müslüman da olsa, Hristiyan’a da Musevi’ye de hizmet edeceğiz. Hristiyan, Musevi, ister ateist olsun, ayrımcılık yapamayız. Bizim görev alanımızın içinde bunların hepsi var. Bizim iktidarımız, ayrımcılığın iktidarı olmayacak” dedi.
Başbakan Tayyip Erdoğan, AKP’nin Yenikapı mitinginde konuşuyor.
Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
Yıllarca bunlar, bizi sülük gibi sömürdüler ama sülük faziletli. Bunlar bizim helal kanımızı emdiler. Sadaka dediler yediler, zekat dediler yediler, kurbanlık koyun dediler yediler, adak dediler yediler.
Bizde bir laf vardır. Teşbih hata kabul etmez diye. Bu ne demek? Benzetmeyi yaparken doğru yapacaksın. Ama bunun yaptığı benzetme rezalet.
Şu başörtülü kızlarımızın üniversiteye girerken başlarını açmaları nopktaında fetva veriyor beyefendi. Niye? Çünkü 28 AŞubatçı generaller onu istediler. Sen nasıl hopcasın be. Aama 28 Şubat öncesinde öyle demiyor, o zaman abşka. Akşam başka, sabah başka. 5 ay önce başka, 5 ay sonra başka. 5 ay önce duadan bahsediyor, 5 ayda sonra bedduadan bahsediyor. Müslüman, Müslüman’a beddua eder mi? Asla…
Biz vatan yolundayız, millet yolundayız, bayrak yolundayız, samimiyetkle bunu devam ettiriyoruz. Kardeşlerim, İstanbul’a işte ta büyükşehir beledye başkanı oldum. 4,5 yıl aynen bugün söylediklerimi söylediler. Ne oldu, Siirt’te Ziya Gökalp’e ait olan şiiri okudum, kalktılar hapse attılar
Tabi ne gelir ki elden, kader bu, emir dedik. Ve, biz elimiz silahlı değildik. Biz hizmetkardık, İstanbul’a bunca ghizmetler yaptık, bnereden çıktı bu iş. Devletin nizamını bozmaya yönelik konuşma yaptın dediler, nedir dedim? Önüme bu şiiri çıkardılar. Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker. Bir şey bizi sindirimez. Kardeşlerim toplarıyla, tanklarıyla gelseler dahi imanın bu geçilmez kalesi aşılamaz dedik. Bundan rahatsız oldular. Ne oldu? Girdik ve o zaman şu andaki yandaş medya var ya, “Muhtar bile olamaz” dediler. Muhtar bile olamaz dedikleri kişi, 11 yıldır aralıksız Türkiye’de başbakan oldu. Çünkü bu milletin iradesini çalamazsınız. Biz, önce halkın, sonra Hakk’ın iradesine boyun eğdik, yola böyle koyulduk.
Kardeşlerim, biz bu faşizan, baskıcı, 27 Mayısçı bir blok ile mücadelemizi sürdürüyoruz ama Türkiye’nin yapısını, demokrasi dışı yollarla dizayn etmek isteyenlere karşı fırsat yok. Meydanlarda kin, nefret, öfke, ayrımcılık diliyle konuşuyorlar. Bizim dilimizde kin yok, nefret yok.
Benim meselem milletimin hak meselesidir. Benim meselem milletimin hukuk meselesidir. Biz hukuku çiğnemek isteyenlere karşı dik duruyoruz. Yargı darbesi yapmak isteyenlere karşı dik duruyoruz. Milletin malının çalınmasına karşı 12 yıl dik durduk, milli iradenin çalınması karşısında da dimdik duruyoruz.Yolsuzlukların olduğu bir iktidarda, 230 milyar dolardan 820 milyar dolara çıkabilir misiniz milli gelirde? 79 senede, 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yaptılar, biz 12 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Aramızdaki fark bu. Bitmedi. Bunlar CHP’nin yavrusu DSP, yanında MHP… Bahçeli de konuşuyor. 16-17 yıldır bu partinin başında. Hiçbir şey olmaz. MHP’li kardeşlerime sesleniyorum. Yahu, siyaset birinci parti olmak için yapılır. Ey CHP’ye gönül veren kardeşlerim, siyaset birinci parti olmak için yapılır. Hep böyle arkadan mı geleceksiniz? Arkadan nal mı toplayacaksınız. Çıkıyor , Bursa’da bir televizyonda konuşuyor. Yüzde 40’ın altında oy alırsam, ben de istifa edeceğim, arkadaşlarımda diyor. Yüzde 26 oy aldı. Ne oldu? Yine bırakamadı. Bahçeli zaten oraya hiç yanaşmıyor. Şimdi kendi hesap uydurmuş, yüzde 51 oy alamazsan çekil diyor. Yüzde 51 iktidar olmanın şartı değil, birinci parti iktidar olmanın şartıdır. Sen önce bunu öğren. Daha siyaseti öğrenemedin ya.
Allah’a hamdediyorum, Kılıçdaroğlu gibi Bahçeli gibi muhalefet oldukça, AK Parti bu ülkede daha çok iktidar olur. Bakın MHP, bize ne devretti. IMF’ye 23.5 milyar borçla devretti. Biz ne yaptık? Ödedik, sıfırladık. Şu anda borç var mı? Yok. IMF borç istedi 5 milyar dolar. Tamam dedik, veririz.
Bitmedi, bunlar milliyetçiyiz diyor ya. Bunlar kafatası milliyetçisi,. Vatanını, milletini sevmek, ötyle bir şey bunlarda yok.
Merkez Bankası milli bankamız değil mi? MHP döneminde Merkez Bankası’nın kasasında 27.5 milyar dolar vardı. Şimdi ne var kasada? 128 milyar dolar. Faiz lobisi çalışıyor, vaiz lobisi çalışıyor, mafya çalışıyor, yine çökertemiyor. Dimdik ayaktayız. Bunlar Türkiye’yi farklı zannettiler. Farklı yollara başvurdular. Bunla da kalmadık. Çiftçi kardeşime, memur, esnaf, bütün şöyle ele aldığımız zaman çileler çektirdiler. Ziraat Bankası yüzde 59 ile çiftçiye kredi veriyordu, biz 5. Halkbank esnafa yüzde 47 ile kredi veriyordu, biz yüzde 5. Aradaki fark, esnafımın, çiftçimin cebinde kalıyor. İşçiyi memuru zorunlu tasarruf adı altında parayı kestiler. 13 buçuk katrilyon.
Başbakan oldum, önüme bunu koydular. Bir devlet işçisine, memuruna borçlu olamaz dedim. Hemen bunu ödeyeceğiz. Süratle 13.5 katrilyonu ödedik. Konut Edindirme Yardımı dediler, 3.5 katrilyon kestiler. Onu da biz ödedik. Ne oldu 17,5 katrilyon. CHP, MHP, DYP hepsi inim inim inlettiler. Bizim farkımız bu. Eğitime bakıyorsunuz farkımız bu, sağlıkta, adalette, emniyette farkımız bu. Bu ülkede ayrıcalık artık yok. Batı’da ne varsa Doğu’da da o olacak. Kuzeyde ne varsa güneyde de o olacak.
Dinsel milliyetçilik de yok. Neden, ülkemizde kahir ekseriyet Müslüman da olsa, Hristiyan’a da Musevi’ye de hizmet edeceğiz. Hristiyan, Musevi, ister ateist olsun, ayrımcılık yapamayız. Bizim görev alanımızın içinde bunların hepsi var. Bizim iktidarımız, ayrımcılığın iktidarı olmayacak.
Milletin kararına rağmen, Türkiye’yi sürekli olarak farklı bir şekilde ele almaya çalışanlara gereken dersi sandıkta veriyoruz. Söz de, karar da milletindir dedik. Epey zamandır bir şarkı tutturdular. Ne diyorlar, “demokrasi sandıktan ibaret değildir” diyorlar. Sevsinler sizi. Sizin saltanatınızdan ibaret değil mi, paranızdan, pulunuzdan ibaret değil mi. Bunlar böyle alıştılar, ama böyle değil. Biz sandıksız bir demokrasiyi asla kabul etmedik, etmiyoruz. Sandığı küçümseyerek varılacak yer demokrasi olmaz. Bu CHP, millete göbeğini kaşıyan adam demedi mi? Millete bidon kafalı demedi mi? Bunlar böyle ya. Bunlar bir elit kesimin sürekli desteğiyle iktidar oldular. Ya darbeyle geldiler, ya bu tür yollarla geldiler. Bugün de AK Parti’yi sandıkta alt edemeyeceklerini anlayanlar ellerinden gelse sandığı ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.
Sokak şiddetinin demokratik protesto hakkı diye yutturmaya çalışıyorlar. Hakkınızı, hukukunuzu korumakta en ufak bir tereddüt göstermedik. Demokrasi düşmanlığına, millet düşmanlığına, bu kibre izin vermeyeceğiz .CHP, eski İstanbul’u, eski Türkiye’yi getireceğiz diyor. Şu kafaya bak ya. Ne vardı eski İstanbul’da çöp vardı, hava kirliliği vardı, çöp dağları vardı.
Bir belediye seçimi yapıyoruz. CHP Genel Başkanı bir plan, proje sundu mu? Kağıthane’ye Kağıttepe diyenden bir şey olur mu? Adayları…Sen Şişli’de ne yaptın ki, İstanbul’da ne yapacaksın. Geçenlerde bizim Taksim-Yenikapı hattındaki, yeni yapılan köprü var ya. O köprüyü yıkacakmış. Ya bu CHP yıkmakla mükellef. Yapmakla değil. Ondan sonra da Galata Köprüsü’nde balık tutuyor. Dua et, AK Parti’nin belediyeciliği geldi de orada balık tutuyorsun. O Haliç, artık balığa malığa yasaktı. Niye? Tamamen zehirlenmişti. Fakat biz geldik, Haliç’i temizledik. Sağ olsun Kadir Bey Boğaz’ın sularını Kağıthane’ye bağladı, bir sirkülasyon oluştu ve Haliç’in suyu temizlendi. Şu anda tertemiz bir Haliç var. Onlarca, yüzün üzerinde balık Haliç’e girebiliyor. Galata Köprüsü üzerinde de Unkapanı Köprüsü üzerinde de balık tutuluyor. Bunlardan biri de CHP’nin adayı. Sen balık tutmaya devam et.
Şimdi geçenlerde bir şey daha düşmüş. O uzun bize çok hainlik etti diyor. Şu hale bak, sen ne biçim hoca efendisin ya? Bu noktada eğer dürüstsen, 99’da bu ülkeden niye kaçıp gittin? 15 yıldır kaçaksın, uydurma bir pasaportla kaçtın gittin. İlkokul mezunu ve öbür taraftan da maalesef hak etmediği halde bir pasaportla kaçış. Diyorlar ki inzivaya çekiliyor. İnzivaya mı çekildin? Erzurum ne güne duruyor? İstanbul’da niye çekilmedin? Ankara’da, Konya’da niye çekilmedin? Mekke’de, Medine’de niye çekilmedin? Pensilvanya’da ne işin var ya? Kardeşlerim, çok oyunlar kuruldu ama bu oyunu siz bozacaksınız, siz. 30 Mart bunun için çok önemli. İstedikleri ahlaksızlığı yapsınlar, artık bu oyun bozuluyor. Biz dik durduk, dik duruyoruz, dik duracağız. Biz bu ahlaksızlıklara, edepli ahlaklı duruşumuzla gereken cevabı vereceğiz. Bugünlerde bir şey ortaya çıktı.
Twitter, yargının aldığı kararlar nedeniyle TİB tarafından erişime kapatıldı. Yargının aldığı kararlar nedir, bir vatandaşımız bir hanım kardeşimizle ilgili son derece alçakça tweetler atıyor. Son derece edepsizce ve hayâsızca tweetler atıyor. Onun dışında sahte hesaplar üzerinden bazı şahısların kişilik haklarına saldırıyor. Bu şahıslar mahkemeye başvuruyor. Bu hakaretlerin, rencide edici içeriklerin kaldırılmasını istiyor. Mahkeme bunların kaldırılması yönünde hüküm veriyor. TİB ne yapıyor, Twitter’a diyor ki, böyle mahkeme kararları var, mağdur olan insanlar var. Bu içeriği kaldır diyor. Medya bunu iyi dinle. Günlerdir köşelerinizden, televizyonlardan yalan yanlış yorum yapıyorsunuz. Ama Twitter bunu umursamıyor, bana geldiğinde ben de diyorum ki, “kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Ne gerekiyorsa yapın.”
Twitter, ABD anayasasına, yasalarına uyuyor, İngiltere’nin, Rusya’nın, Almanya’nın, Çin’in, Hindistan’ın kurallarına uyuyor, işbirliği yapıyor. Mesele Ukrayna olunca, Mısır olunca, Türkiye olunca Twitter özgürlük diyor.
Hiç kusura bakmasın, biz üçüncü dünya ülkesi değiliz. Twitter da Facebook, Youtube da Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasına, yasalarına saygı göstermek zorundadır. ABD, İngiltere, Rusya, Çin’de nasıl uyguluyorsa, Türkiye’de de hukuk kurallarını uygulamak zorundadır. Burada Gazi Mustafa Kemal’e, kutsal değerlerimize çok ağır küfür ediliyor. Özgürlük deyip geçecek miyiz? Çocuklar istismar ediliyor, ırkçılık yapılıyor özgürlük deyip geçecek miyiz?
Biz Türkiye Cumhuriyeti üzerinde asla ameliyat yaptırmayız. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına uyacaklarını söylerlerse mahkemeler gereğini yapar. Uymazlarsa o zaman da gereğini yaparız. Türkiye Muz Cumhuriyeti değil.
Özgürlük elden gidiyorlar, hiç kusura bakmayın. Konuşmalarımızı dinleyen ve dinletenlere karşı sonuna kadar mücadele vereceğiz. Özgürlük adı altında kimse bizim mahremimize giremez. Cumhurbaşkanı’nı dinliyor. Kendisinin kanaati farklı olabilir. Beni dinleyebilir, Genelkurmay Başkanı’nı dinleyecek, bakanları dinleyecek. Yasal, mahkeme kararı… Beni dinleyemezsin, bunlar ahlaksız, bunlar sahtekar. Ben artık evimde bile rahat rahat konuşamıyorsam, ailemle konuşamıyorsam, kimse kalkıp da bu montaj, bu uydurma, bu dublaj şeylere itibar etmek suretiyle bu ülkede başbakanını yargılayamaz. Böyle bir hakları olmadığı halde bizi dinliyorlar.
Şu medya, açık söylüyorum. Başta Doğan Grubu olmak üzere, Ciner Grubu olmak üzere, buna benzerler, utanmadan, sıkılmadan bu olaylarda bize karşı yapılan bu haksızlıkları savunur durumdalar. Bu ülkenin başbakanına bu hakaretler yapılırken, bu ahlaki olmayan saldırılar yapılırken, nasıl oluyor da bunları savunuyorsunuz. Haa söyleyin, çünkü Pensilvanya’nın onlarla ilgili de kasetleri var. Şantaj var onlarla ilgili şantaj. Yeri geldiğinde onu da açıklarız diyorlar.
Geçenlerde biriyle ilgili açıklandı, diğeriyle ilgili de açıklandı. Bataklığa batmışlar, kendi devletine güvenmiyorlar. Biz de, kusura bakmasınlar, gereken .
Öyle Tweet mivit, anlamam ben bu işten. Evet, Twitter dürüst davranacaksa her türlü desteği veririz. Youtube dürüst davranacaksa, her türlü desteği veririz. Facebook ahlaksızlığından vazgeçecekse destek veririz, aileleri bozarsa karşısında Türkiye’yi bulur.
Şimdi ne diyorlar. 25 Mart’ta ne çıkacak, 29 Mart’ta ne çıkacak. Ne çıkarırsanız çıkarın. Hangi yalanı atarsanız atın. Bu tehditlerin, bu şantajların, bu montajların altında ezilip gideceksiniz. 30 Mart akşamı hangi yalanları söyleyeceklerini, hangi bahanelerin arkasına saklanacaklarını konuşuyorlar.
© Tüm hakları saklıdır.