Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, geçen mayıs ayında gerçekleştirdiği Washington ziyareti sırasında, korumalarının göstericilerle karıştığı kavgaya ilişkin olarak, "Benim 13 korumam daha Amerika'da tanımadan, görmeden gıyaplarında gözaltına alma kararı çıkıyorsa kusura bakmasınlar ben bu ülkeye medeni demem" dedi.
"Bizim medeniyetimizde medenilik, kapı kilitlemeden dışarı çıkılabilmesi, ihtiyaç sahibi herkese el uzatılması, sokak hayvanlarına dahi şefkatle davranılması demektir" diyen Erdoğan, "40 kat, 100 kat bu tür binaları yapmak sizi medeni yapmıyor ama biz de bu tuzağın içine düştük" ifadesini kullandı.
Uluslararası Medeniyet Şurası'nda konuşan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Bugün aziz dinimizi terör örgütleri üzerinden öylesine bir yere konumlandırmaya çalışıyorlar ki böyle olmadığını anlatmaya çalışmaktan çoğu zaman hakikati ifade etmeye fırsat bulamıyoruz. Şu anda birçok insanlar çıktı, türedi. Bu türedi tipler sünneti ciddi manada tartışır hale geldiler. Bu tartışmaların özellikle ülkemizde yapılması bizler için ciddi manada bir üzüntü sebebidir. Şunu açık, net söylemek zorundayım. Hoca olmak, ahkam kesmek yetkisini kimseye vermiyor ve dolayısıyla Sevgili Peygamberimizin sünnetini tartışma yetkisini de onlara vermiyor. Bu tartışmaları açmak aslında bir neslin ifsadı anlamınadır. Ve bu nesli ifsat etme hakkını da kimse onlara vermemiştir. Kendileri de böyle bir tarzla siyasetin içerisine giremezler, girerlerse bedelini onlar da ağır öderler.
Biz medeniyet mücadelesi içindeyiz. Medeniyetimizin inşası değil ihyası hareketi içindeyiz. Madem ki medeniyetin özünü belirleyen inançlardır, öyleyse bizim de farkımızı ortaya koymamız şarttır. Bilim ve teknik önemli olmakla birlikte inancı ve sosyal dayanışmayı ihmal ettiğinizde ortaya çıkan şeyin adı bize göre medeniyet değildir.
"40 kat, 100 kat bina medeni yapmaz"
Bir şehrin Batı ölçüsüne göre medeni sayılması için yollarda aydınlatma olması, sokaklarda çamur bulunmaması gibi görünür özelliklere bakılır, halbuki İslam'ın ölçüsüne göre bir şehrin medeniliğinin işareti, mesela kapı kilitlemeden dışarı çıkılabilmesi, ihtiyaç sahibi herkese el uzatılması, sokak hayvanlarına dahi şefkatle davranılması demektir. Bizim medeniyetimizde medenilik budur. Fakat bu tuzağın içine biz farklı şekilde düştük. 40 kat, 100 kat bu tür binaları yapmak sizi medeni yapmıyor ama biz de bu tuzağın içine düştük, onu da söyleyeyim.
"Trump medeniyeti şekil olarak değerlendiriyor"
Sayın Trump bana göre medeniyet olayını şekil olarak değerlendiren bir tipoloji. Farklı düşünce anlayışına kapıları kapatmadık. Bizim hedefimizde insan yaradılışların en şereflisidir. Fakat görüyorum ki Amerika'da durum böyle değil. Şu andaki gidiş orada sıkıntıdadır. Demokrasinin beşiği deniyor. Benim 13 korumam daha Amerika'da tanımadan, görmeden gıyaplarında gözaltına alma kararı çıkıyorsa kusura bakmasınlar ben bu ülkeye medeni demem. Beni davet edeceksin, yanımda korumalarım... Teröristlere orada adeta bizi dövdürme tehdidi ile karşı karşoya bırakacaksın, korumalarım tedbir alacak... Bunlarla ilgili savcı gözaltı kararı verecek. Böyle adalet olur mu?
"5 ülke dünyanın kaderini belirliyor"
Dünya 5'ten büyüktür itirazımız, adalete çağrı boyutuyla aynı zamanda bir medeniyet çığlığıdır. Ne demek dünya 5, olur bu böyle bir şey? İkinci Dünya Savaşı'nın şartları bir kenarda, bugünün şartları bir kenarda. Beş ülke dünyanın kaderini belirliyor, onların dudaklarından ne dökülürse netice o. Böyle bir şey olamaz. İkinci Dünya Savaşı geride kaldı, bugün başka bir dünya var. Bütün hadiseler güncellenirken siyasetin bu noktadaki kaderinin güncellenmesi gerekir.
"Budistlerle ilgili aynı şeyi söyleyebiliyorlar mı, yok. Niye? Onlar yoga yapıyor"
Amerika'da Sayın Trump bakıyorsunuz Müslümanlara 'terörist' ifadesini kullanıyor. 'Bak böyle bir şey yok' dediğimizde de savunamıyor. Hadi buyur, Myanmar'da bazı Budistler terörist olarak Rohingya Müslümanlarını öldürdüler. Peki Budistlerle ilgili aynı şeyi söyleyebiliyorlar mı, yok. Niye? Onlar yoga yapıyor. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Hristiyan teröristler için böyle bir şey söylüyorlar mı, Yahudi teröristler için böyle bir şey söylüyorlar mı, yok. Varsa yoksa İslami terör diyorlar. Defaatle anlatıyoruz, olamaz.
"Müslüman'ı Müslüman'a bunlar kırdırıyor"
IŞİD'e karşı en büyük mücadeleyi veren ülke biziz. Ve bu mücadelemizi verirken de IŞİD'in İslam'la alakası olmadığını söylüyoruz. Bunu çok açık, net tüm uluslararası toplantılarda, İslam ülkeleriyle yaptığımız görüşmelerde IŞİD'in İslam'la alakası olmadığını söylüyoruz. Ama bunlara bunu anlatamıyorsunuz ve ne yazık ki Müslüman'ı Müslüman'a bunlar kırdırıyor. Ücretsiz silahları da veriyorlar. Biz savunmak için paramızla silah istiyoruz, bize silah vermiyorlar. Böyle garip bir dünyanın içerisindeyiz.