Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün (15 Mayıs 2015) Kırıkkale’de yaptırılan Nur Camisi ile 71 tesisin toplu açılışını yaptı. Erdoğan, açılış nedeniyle 50 dakika gecikmeli okunan ezanın ardından aynı camide cuma namazını kıldı.
Erdoğan’ın bu ilk bekletmesi değil
* 6 Şubat’ta Bursa Ulu Cami’de Erdoğan’ın geç gitmesi nedeniyle 12.25’te okunması gereken ezan 12.35’te okundu.
* Erdoğan, Başbakanlığı döneminde 2007’de Denizli’de cuma namazı için Ağalar Cami’ne geç gittiği için ezan 15 dakika geç okundu.
* Erdoğan, 2002’de Başbakan değilken Ankara’nın Siteler semtindeki Keresteciler Camii’ne 7 dakika geçikmeyle gitti. Ezan Erdoğan’ın gelişiyle okundu.
* Ezanın geç okunması geleneği sadece Erdoğan için işlemedi. Sivas’ta Başbakan Ahmet Davutoğlu, 14 Şubat’ta cuma namazı için Ulu Cami’ye geç gittiği için cemaat 7 dakika beklemek zorunda kaldı.
‘Kul hakkı yediler'
Ayşe Sucu (İlahiyatçı)
"Cemaat arasında esnaf, hasta, yaşlı var mı, bunları düşünmek gerekir. Bu bekletilme, kul hakları içinde değerlendirilebilir. İbadet mahfiyet (gizlilik) gerektirir. Kameralar altında yapılan ibadette ne kadar mahviyet, ne kadar samimiyet vardır. İslamiyet, gösterişe riyaya kapalı bir dindir. İbadette riyaya asla yer yoktur. Riya karıştığı an ibadet, ibadet olmaktan çıkar."
İhsan Özkes (CHP’li vekil)
"Namaz vaktini geciktirerek dini kendilerine göre uyarlıyorlar. Cemaatin de namazlarını vaktinde kılamamalarına neden oluyorlar. Onların hakkı yeniyor. En makbul namaz vaktinde kılınan namazdır. Din-iman-cami- Kuran gibi dini söylemleri yapan insanların bunu yapması gerçekten ‘dini tekelimizde görüyoruz, din vesayetimiz altındadır’ demektir."
‘Padişah uygulaması’
İhsan Eliaçık (İlahiyatçı)
"Osmanlı döneminde de benzer uygulamalar padişahlar için yapılıyordu. Bu bir saltanat geleneğidir. Ezanın güç sahibi için bekletilmesinin kökleri Muaviye’ye kadar gider. Cumhurbaşkanı’nın yaptığı saltanat geleneğinin devamıdır. İktidar sahibi geliyor diye ezanı geciktirmek padişahlık kültürüdür. Tasvip edilemez. Camilerin bu duruma alışması gidişatın kötü olduğunun bir göstergesidir."
İştar Gözaydın (Prof. Dr.)
"Dinin siyasete alet edilmesidir. İbadetin bir saati vardır. İbadet saatlerini siyasete uyarlamak büyük bir saygısızlık. Bu tamamen dinin siyasete alet edilmesidir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevi ibadetlerin hangi saatlerde yapılacağını tespit etmektir. Geciktirilmesi söz konusu olamaz."