AKP Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, Erzurum-Erzincan-Kars bölgesinin Kış Olimpiyatları'na aday olması konusunda hazırlanan kapsamlı raporu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a sundu. Olimpiyatların bölgeye kalkınma ve istihdama sağlayacağı katkıya dikkat çekilen raporda, “Oyunlar sayesinde ev sahibi ülkelerin elde ettikleri gelirler kadar, geliştirilen alt yapının daha sonradan halk tarafından kullanılmasıyla da önemli bir fayda ve refah artışı sağlandığı fikri genel kabul görmektedir” denildi.
2026 Kış Olimpiyatlarının Erzurum-Erzincan ve Kars’ta yapılması konusunda oluşan büyük beklentilere dikkat çekilen rapordan bazı bölümler şöyle:
“Neden olimpiyatlara aday olmalıyız”
1984 yılında düzenlenen Los Angeles Olimpiyatları ile birlikte, Olimpiyat organizasyonlarının sportif boyutları yanında kâr getiren yönleri, sağladıkları ekonomik faydalar nedeniyle ticari boyutları da ön plana çıkmıştır. Olimpiyatlar, 1990’lardan itibaren sporun ticarileşmesi ile birlikte profesyonel ve elit sporcuların liderliğinde, ülkelerin ekonomik, teknolojik ve politik boyutta, ancak “fair-play” ruhu çerçevesinde rekabet ettiği organizasyonlar olma özelliği taşımaktadır.
2012 Londra Olimpiyat Oyunları, ev sahibi yayıncı kuruluş BBC’nin verilerine göre, İngiltere’de nüfusun %90’ı yani 51.9 milyon kişi tarafından izlenerek İngiltere tarihindeki en çok izlenen spor organizasyonu olurken, Amerika’da NBC ve Nielsen verilerine göre 219 milyon izleyiciye ulaşarak, tüm zamanların en çok ilgi gören TV yayını olarak tarihe geçmiştir. Londra’da düzenlenen 2012 Olimpiyat Oyunları, 204 ülkeden, 10.000’den fazla sporcunun, 16 gün boyunca “Daha hızlı, daha yüksek ve daha güçlü” olabilmek için gerçekleştirdiği mücadelelere ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK)’nin tahminlerine göre dünyada yaklaşık 4,8 milyar kişinin televizyonlarından takibine ev sahipliği yapmıştır.
Olimpiyat Oyunları Antik Yunan’da ortaya çıkışından 21. yüzyıla ulaşana dek bünyesine spor yarışmalarının yanı sıra, mimari tasarımları, kentsel altyapı, reklam ve tanıtım, sürdürülebilir kalkınma gibi perspektifleri de katmıştır. Olimpiyat Oyunları kazandığı bu zengin içerik nedeni ile giderek artan biçimde ve artan sayıda farklı disiplinlerin ilgisini çekmektedir. Her organizasyonun bir öncekine göre daha iyiyi başarma motivasyonu ve bilimsel yenilikler bu organizasyonları giderek daha üstün niteliklere ulaştırmaktadır. Bu geniş kapsamı yanında Olimpiyat Oyunları, ev sahibi ülkelerin olağan kalkınma süreçlerine ek olarak ayrı bir katkı sağlama işlevini de üstlenmektedir.
Günümüzde Olimpiyat Oyunları, sporcuların performansları kadar ev sahibi şehir ve ülkelerin öncekilerden ve/veya aday olan diğer şehirlerden daha iyi, daha güçlü ve daha farklı olduklarını gösterebilecekleri oyunlar olarak önem taşımaktadır. Oyunlar sayesinde ev sahibi ülkelerin elde ettikleri gelirler kadar, geliştirilen alt yapının daha sonradan halk tarafından kullanılmasıyla da önemli bir fayda ve refah artışı sağlandığı fikri genel kabul görmektedir. 1980’lere kadar ev sahibi ülkelere önemli bir ekonomik yük getiren büyük spor organizasyonları, 215 milyon Sterlin kazanç elde edilen 1984 Los Angeles Olimpiyat Oyunlarından itibaren önemli birer ekonomik kazanç kaynağı ve ekonomik gelişme sürecine destek veren “ilave lokomotif” olarak değerlendirilmektedir. Çünkü organizasyonlara hazırlık aşamasında eski veya sorunlu alt yapı, tesis ve çevre koşulları kısa sürede yeniden yapılandırılmakta ya da eksiklikler yeni tesis ve alt yapı yatırımları ile giderilmektedir. Kısa dönemde istihdam ve gelir artışı gibi etkileri olan bu organizasyonlar, uzun dönemde ve doğru planlamaları halinde ev sahibi kentlerin spor tesisi, konut ya da alt yapı gereksinimi gibi ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir.
Olimpiyat Oyunları ekonomik gelişmeyi desteklemenin yanında ülkelerin politik başarılarının pekiştirici bir unsuru olarak da değerlendirilmektedir. İletişim teknolojilerindeki gelişme ve ülkelerin Olimpiyat Oyunlarına giderek artan biçimde verdikleri önem, spora olan ilginin ve aktif katılımın da artmasını dolayısıyla daha sağlıklı ve verimli bireylerin çoğalmasını da sağlamaktadır.
Olimpiyatlar doğrudan yatırımlar yanında dolaylı yatırımlarla da, düzenlendiği ülkelere milyarlarca dolarla ölçülen gelirler sağlamaktadır. 2000’li yıllar itibariyle ev sahipliğini üstlenecek kent/ülkeyi yaklaşık 10 milyar USD civarında bir ekonomik hareketlenme, önemli yatırım, istihdam, dış sermaye girişi, artan turizm gelirleri, ülkenin tanıtımı ve prestij kazanımları beklemektedir.
Küresel spor sistemi üretim, tüketim, deneyim ve rekabeti içermektedir. Gelişmiş ülkelerin sahip olduğu yüksek teknolojik donanımları, spora ilişkin bilimsel bilgileri dünyanın birçok yerindeki yetenekli sporculara ulaşmaktadır. Yaşanan bu paylaşım spor sisteminin giderek artan biçimde büyümesine ve daha çok kişiye ulaşmasına neden olmaktadır. Olimpiyat Oyunları, dünya çapında sporcu, gazeteci, televizyoncu, spor adamı ve seyircilerin katılımı ile gerçekleşen pahalı ve maliyeti yüksek bir spor organizasyonudur. Ancak kalkınmış ülkeler bu yüksek maliyeti karşılayabilmektedir. Ev sahibi ülkelerin tanıtımı, turizm faaliyetlerinin artması ve modem spor tesislerinin kazanılması gibi faydalar katlanılan maliyetler sonunda, elde edilen ödüller olarak değerlendirilmektedir. Tarihsel süreç incelendiğinde her oyun, ev sahibi ülke açısından gelir-maliyet ilişkisi yönüyle pozitif bir değerle sonuçlanmayabilmektedir. Yüksek maliyetler ile gerçekleştirilen Olimpiyat Oyunları ev sahibi kent ve ülkelerde yayın geliri, sponsorluk, bilet hasılatı ve lisanslı ürün satışı gibi alanlar başta olmak üzere önemli gelirlere de kaynak olmaktadır. Tablo 1’de görüldüğü gibi Olimpiyat Oyunlarında en yüksek gelir yayın gelirlerinden elde edilmektedir. Sponsor destekleri yanında bilet satışları ve lisanslı ürün satışlarından da önemli ölçüde gelir elde edilmektedir. Diğer taraftan yıllar dikkate alındığında ise genel olarak bu gelirlerde artış olduğu söylenebilir.
Aşağıda Tablo 2’de kârlar, Oyunların bitimi ile elde edilen tüm gelir ve gider verileri dikkate alınarak hesaplanmış olup, ilgililer tarafından ekonomik kazançların gelecek dönemler itibariyle artış göstereceği hesaplanmaktadır. Oyunlar nedeniyle yatırım hacminin arttırılarak yerel veya bölgesel kalkınmanın sağlanmasına katkı vermek amacıyla ulusal ve uluslararası fonlar bölgeler arasında hareket etmektedir. Ekonomik kazanç olarak pozitif gelir/gider farkından daha büyük kazanımların olduğu fikri, ülkelerin Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliğine giderek artan derecede ilgi göstermelerine neden olmaktadır. Başarısız örnekleri olsa da, Olimpiyat Oyunlarının planlı ve doğru yatırımlar ile kalkınmaya önemli katkılar sağladığı gerçeği genel kabul görmektedir.