Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye'deki Esad rejimini eleştirirken "Ülkemizde olduğu gibi sırf iktidara husumetlerinden dolayı cinayetlere sessiz kalanların insani bir tarafı olabilir mi? Makbul görenler ancak insan müsvetteleridir" ifadelerini kullandı.
Ak Saray'da Dünya Engelliler Günü için Ak Saray'da gerçekleşen resepsiyonda konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Engellilerin hayata katılması noktasında kamunun insiyatif alması gerekir. İnsanın ruhundan ve fıtratından kopartan anlayış maalesef bugün de devam ediyor.
DAEŞ ile mücadele kılıfı altından çocukları ve kadınları öldürenlerin vicdanı olduğunu söyleyebilir miyiz.
Biz diğer özellikleri engeline bakmadan, yaradılanı yaradandan ötürü sevmek, hürmet göstermek mecburiyetindeyiz. İnsanlığa aynı gözle bakmayan insani ve vicdanı olamaz. İnsanı merkeze almayan hiçbir politika refah ve huzur getirmez.
Zenginin yoksulu, uzunun kısayı dışladığı bir ortamda adalet olmaz. Siyasette altyapı yatırımlarında dış politikada sessiz bir devrim gerçekleştirmişse,
Türkiye’nin son 13 yılına damgasını vuran, reformcu ruhu engellilerle ilgili yapılan düzenlemelerde görebilirsiniz.
Biz engelli vatandaşlarımıza yönelik politikalarımızı yardım eksenli değil hak eksenli geliştirdik
Bu sürecin en büyük hasılası ise engelli vatandaşlara bakış açısının kökten değişmesidir. Lütuf olarak değil, uzun süreli eksikliği olan hakların hak sahiplerine teslim olarak değerlendiriyoruz.
Suriye'deki zulümler farklı bir ülke ve zamanlarda en canlı örneği teşkil ediyor. 380 bin vatandaşını kimyasal silahlarla katleden, 12 milyonunu yerini yurdunu terk etmeye zorlayan bir rejimin insanlıkla ilgisi olabilri mi? Böyle bir rejime destek çıkanlar insanlığa değer veriyor olabilir mi?
Ülkemizde olduğu gibi sırf iktidara husumetlerinden dolayı cinayetlere sessiz kalanların insani bir tarafı olabilir mi? Makbul görenler ancak insan müsvetteleridir.
Bütün insanları kucaklamayan hiçbir anlayış insani ve vicdani olamaz. Zengini yoksulu, beyazı siyahı horladığı bir ortamda ne eşitlik ne de adalet tesis edilebilir. Türkiye son 13 yılda nasıl ekonomide, siyasette sessiz bir devrim gerçekleştirmişse engelli vatandaşlarımızın sorunları konusunda da büyük bir ilerlemeye imza atmıştır. Biz engelli vatandaşlarımıza yönelik sosyal politikalarımızı yardım eksenli değil hak eksenli bir anlayışla şekillendirdik.
Benim engelli kardeşlerim kader mağduru değildir, aynen benim gibi bir insandır. Onların da bu hayata katacakları çok şeyler var.
2005 yılında çıkardığımız engelli yasası tarihi önemdedir. Artık devlette 40 bini aşkın kardeşim bizimle devam ediyor. "