Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, PKK'ya yönelik Sincar ve Karaçok dağlarında düzenlenen operasyonların devam edeceğinin sinyalini vererek "En önemli merkezlerini oralarda vurduk. Bu milletle oyun oynanmaz, herkes bunu görecek. Vakti, saati geldiğinde ne yapacağımızı biz iyi biliriz. Bir gece ansızın gelebiliriz." dedi.
İstanbul'da Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) toplantısında konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"DEAŞ terör örgütüyle bizden başka ciddi şekilde mücadele eden başka bir ülke yoktur. Kimse bana anlatmasın. Bakın şu anda sınırlarımızın ötesinde Cerablus'ta, Rai'de, El Bab'da 3 bini aşkın DEAŞ'lı etkisiz hale getirildi. Şimdi hedef Mümbiç. Ve diyoruz ki 'ABD'nin başını çektiği koalisyon güçleriyle beraber biz Rakka operasyonunu yaparız' ama ABD'li dostlara da diyoruz ki 'Gelin, yanınıza terör örgütü almayın.'
Bir terör örgütü, diğer terör örgütüyle temizlenmez. Terör örgütlerinin iyisi kötüsü olmaz. Bunların hepsi kötü. Elimizde belgeler var. Bugün burada da bahsediyorum. 16'sında Trump ile görüştüğümüzde hep belgeleri önlerine koyacağım. Koskoca ABD, bu kadar koalisyon güçleri ve Türkiye...
"El ele verelim, biz Rakka'yı DEAŞ'a mezar ederiz"
El ele verelim, biz Rakka'yı DEAŞ'a mezar ederiz ya. Bunlar kendilerine kaçacak delik arar. Aynı şekilde Musul, buralarda da bu mücadeleyi sürdürelim. Bunları Irak'ta kendi hallerine bırakacak olursak, sürekli kurban vermeye devam ederiz. İşte Tel Afer, işte Sincar. Baktık olmuyor, Sincar'a bir operasyon, öbür tarafa bir operasyon, yüzlerce teröristi orada hallettik.
"Bir gece ansızın gelebiliriz"
Maskeler düştü. Bölgede oynanan oyunu ifşa ettik. Hepimizin malumu olan bir takım güçler, terör örgütlerini feda edilecek piyonlar gibi kullanarak kendilerine yeni hareket alanları açmaya çalışıyorlar. Burada da bir kez daha ifade etmekte fayda görüyorum. Terör örgütleriyle mücadelemiz bizim için bir oyun değildir. Bir beka meselesidir. Avrupa'nın ABD'nin, Rusya'nın değil bizim canımız yanıyor.
Terör örgütleri roketle, havanla silah düzenlediğinde hedefte bizim mehmetçiğimiz var. Bu örgütlerin yıkmaya çalıştığı devlet bizim devletimiz. Bölmeye çalıştığı millet bizim milletimizdir. Terör örgütleriyle mücadele bizim için bir seçenek değil, mecburiyettir. Bugün bizi vuran terör, unutmasınlar yarın da onları vuracaktır. Bugün işte seçimlerde yaşadık. Şu referandumda yaşadık. Avrupa'nın birçok ülkesinde bu teröristleri bizi bölmek için kullanmadılar mı?
"Verin bu teröristleri bize"
Verin bu teröristleri bize. Vermezler. Onları bize karşı kullanmanın gayretindeler. Gelip bizden sıkılmadan, utanmadan bir tane ajan provokatörü isterler. Bunu da Alman rezidansında Tarabya'da bir ay saklarlar. Şimdi tabii tutuklandı, içeride. Hala onu istiyorlar, ya sizin başka işiniz gücünüz yok mu? Kendi yargılarına gelince bağımsız. Kendi yargıları tarafsız. Bizim yargımıza gelince taraflı, öyle mi? Bizim yargımıza gelince tutukladı, olay bu kadar basit.
"Gücün yeterse öldürürsün "
Önce siz o istediğimiz teröristleri verin. Kampanyalar yapıyorlar, kendi milletvekilleri dahi Almanya'da, Hollanda'da, Avusturya'da bu tür kampanyalara katılıyorlar. İsviçre işte, gördünüz. Parlamentonun önünde dev bir bayrak, fakirin resmi. Şakağına da silahı dayamışlar, Erdoğan'ı öldürün. Gücün yeterse öldürürsün o ayrı mesele.
Biz Rabbimizin bizimle beraber olduğuna inandığımız için korkmadan yürüyoruz. Yapacağınız varsa yaparsanız. Ama oranın devleti, polisleri bu rezilliği seyrederken kalkıp da "Ne yapıyorsunuz?" diyen var mı? İşte camilerimize Gamalı haç çizdiler. Türkiye'de onlara ait ibadethanelere, mabetlere acaba bu tür yazılar veya işaretler konsa ne derler? İsyan ederler değil mi? Ama biz onlara ait mabetlere bugüne kadar böyle bir olumsuz şey asla yaptırmadık. Ülkemizde böyle bir şeyi asla yaptırmayız. Biz asil bir milletiz.
"53 yıldır Avrupa'nın kapısında bekletiyorlar bizi"
53 yıldır Avrupa'nın kapısında bekletiyorlar bizi. Çözebileceğiniz varsa çözün bu işi, yok. Ondan sonra da Erdoğan böyle konuşunca, Erdoğan niye böyle konuşuyor? "Diktatör" dersiniz, sabır. Her türlü hakareti edersiniz sabır. Bir yere kadar. 15 Temmuz'un artık kaçınılmazlığını gösterdiği büyük bir reformu, 16 Nisan'da sizlerin onayıyla hayata geçirdik. Şimdi bu da onları rahatsız ediyor. Ya niye rahatsız ediyor?
Milletin verdiği karar her şeyin üzerinde değil mi? Şu katılıma bak ya, Avrupa'da böyle katılım var mı? Katılım oranı yüzde 85.5. Bu sandığı da yansıdı, yaklaşık yüzde 51'le hayata geçiren vatandaşlarıma teşekkür ediyorum.
Seçimle ilgili YSK dışında bir merci yoktur. Ya YSK kesin kararını açıkladı, bunlar ne yaptı? Danıştay'a gitti. Danıştay da verdi kararı, AYM'de böyle bir arayışa girdiler. AYM zaten önceden açıklamasını yapmıştı. Şimdi AİHM'de kendilerine çözüm arayanlara sözüm şudur; "Başarıyı yanlış yerde arıyorsunuz. Başarıyı mahkeme kapılarında aşındırarak değil, milletin gönlüne girerek elde edebilirsiniz. Niye millete saygı duymuyorsun? Millet kararını verdi, bouna uğraşıyorsun. Milletimiz iradesini ortaya koydu, tercihini yaptı.
Milli iradesine saygısızlık gösterilmesi bir defa son derece yanlıştır. Artık bu halk oylamasının sonuçlarını tartışmanın kıymet-i harbiyesi yoktur. Bitti bu iş. Artık yapılması gereken önümüzdeki seçimlere hazırlanmaktır. 2019'da yeni sisteme göre adımlar atılacak. Yerel seçimler var, milletvekilliği seçimleri var. Heyecanınızı oraya saklayın.
Erdoğan'dan AB'ye: Halk oylamasıyla ilgili sandık kurdurmazlarmış; o sandıklar size kalsın, bize Türkiye yeter
AB ülkemize yönelik haksız kararında değişiklik yapmasında, belki bu konuda da halk oylaması ihtiyacı olacak. Olur mu olur? İngiltere Brexit yapıyor oluyor sa, Türkiye'yi kapıdan içeriye sokmayanlar Türkiye girmek istemeyince rahatsız oluyorlar. Hem içeri sokmuyorsun, hem halk oylaması yapılacak dendiği zaman rahatsız oluyorsun?
Niye oluyorsun? Bunlar bizi gerçekten çok mu seviyor? Yeni bir şey daha duydum. Halk oylamasıyla ilgili sandık kurdurmazlarmış. O sandıklar size kalsın, bize Türkiye yeter.
Biz şimdiden 2019 seçimlerine hazırlanmaya başladık. Bakın önümüzdeki hafta kurucusu olduğum partiye yeniden üye olacağım."
<