Cumhuraşkanı ve AKP Başkanı Tayyip Erdoğan'ın dün gerçekleşen partisinin grup toplantısından sonra gazetecilere yaptığı açıklamada "Zina konusunun da yeniden ele alınmasının çok çok isabetli olacağı düşüncesindeyim" sözlerine Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, "Zina ile istismarı buluşturmaları bir kere gerçekten çok yanlış bilgilerle donanımlı olduklarını gösteriyor. Zina ayrı konudur, istismar ayrı konudur" şeklinde karşılık verdi.
"Yanlış bilgilerle donanımlılar"
Birgün'den Uğur Şahin'in haberine göre, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı aldığı kimyasal hadım yönetmeliğini “Birkaç gün içinde yürürlüğe koyma hususunda iradeleri olduğunu” açıkladı. Bakan Gül, “Mahkeme kararıyla, infaz süresince, kimyasallarla cinsel isteği azaltma ve ortadan kaldırma konusunu birkaç gün içinde yürürlüğe koyma hususunda irademiz var” şeklinde konuştu.
Erdoğan ve Gül’ün söylemlerinin ardından konuya ilişkin Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, BirGün’e konuştu: “Zina ile istismarı buluşturmaları bir kere gerçekten çok yanlış bilgilerle donanımlı olduklarını gösteriyor. Zina ayrı konudur, istismar ayrı konudur. Kadının kendi tercihi ile yapılabilen ilişkinin önünü kesmek amaç. Tecavüz önergelerini Meclis’e getirip, müftülere nikah yetkisi vermelerinin çıkış yolu da bu: Zinayı önleyebilmek.”
2016’da 40 bin 264 cinsel istismar
2016’daki adli tıp raporlarına göre; 40 bin 264 cinsel istismarın yargıya intikal ettiğini hatırlatan Güllü, şöyle devam etti: “Bunun 13 binine ceza verilmiş, 27 bini ise serbest bırakılmış. Yani yüzde 40’a, insan haklarına aykırı olan kimyasal kastrasyon uygulayacaksınız. Peki, geriye kalanları ne yapacaksınız?”
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Eğer meseleyi kökten halletmek istiyorlarsa eğitim var. Vakaların yargıya intikal etmeleri sağlanır. Okullarda eğitimler verilir. Çocuklarını korkusuz yetiştirecek ebeveynler yaratırsınız. Bunun yanı sıra STK’ların sahada edindiklerini, yasaya uygun şekilde irdelersiniz. Yasaları uygulayacak savcıların, hâkimlerin zihniyetlerini değiştirir, dönüştürürsünüz. Kendisine tecavüz etmeye yeltenmiş babayla, kız çocuğunu aynı eve hapsetmeyecek kararların daim olmasını sağlarsınız. Ama bunların hiçbirini yapmayıp, kimyasal kastrasyon yapacaksınız. Peki, ihbar olmazsa, olay yargıya intikal etmezse ne olacak? Sonuç hedefli çalışmalardan bıktık artık. İstismarın nedenlerini, yaratanlarını ve önleyici tedbirleri konuşmanın zamanı artık.”
2016’da yürürlüğe girdi 2017’de yürütme durduruldu
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi ve Diğer Yükümlülükler Hakkında Yönetmelik, 26 Şubat 2016’da Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Yönetmeliğin 7.maddesi, cinsel suçlardan hüküm giyen bir kişi için cezaevinde bulunduğu veya koşullu serbest kaldığı sürede cinsel isteği azaltıcı tıbbi tedavi uygulanabilmesini öngörüyordu. Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD), yönetmeliğe ilişkin ‘yürütmenin durdurulması’ talebiyle dava açmıştı. Dosyayı inceleyen Danıştay 10. Dairesi, geçen yıl ağustosta 7/1. maddesinin yürütmesinin durdurulmasına oy çokluğuyla karar vermişti.