Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Almanya Başbakanı Angela Merkel’i ağırladığı Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü’ndeki koltuklar sosyal medyada çok tartışıldı. 2014’te Fas Kralı 6. Muhammed’in ziyareti sırasında koltuklarda hilal olmadığı, pazar günkü ziyarette ortadaki hilalin sonradan konulduğu ortaya çıktı.
Hürriyet'te yer alan habere göre, onarımı yaptıran Yüksek Mimar Ahmet Serbestoğlu, “Ben de şatafatlı buldum. Onlarda oturmam, evime koysanız çöpe atarım” dedi.
Koltuklar ondan kalma
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Almanya Başbakanı Angela Merkel’i ağırladığı Büyük Mabeyn Köşkü’nün koltukları, görüşme kadar gündem konusu oldu.
Yıldız Sarayı’nın bahçesindeki Büyük Mabeyn Köşkü, bağlı olduğu Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edildi. Köşk aslına uygun hale getirilmeye çalışılırken başka kamu kurumlarına verilen antika eşyalarının büyük bölümünün de toplandığı belirtildi. Köşkün altın varaklı koltukları da restorasyondan geçirildi. Koltukların orijinalinde olan hilal ve Osmanlı armasının bozulduğu, restorasyonla aslına uygun hale getirilerek yeniden monte edildiği ifade edildi. Erdoğan’ın Merkel’i ağırladığı koltukların da bunlar olduğu belirtildi.
Mekanın, 2013’te başlayan ve geçen yıl tamamlanan restorasyon çalışmalarının ardından Devlet Konukevi olarak kullanılmasına karar verildi.
Yıldız Sarayı’ndaki Büyük Mabeyn Köşkü, Sultan Abdülaziz tarafından 1866 yılında Balyan Ailesi mimarlarına yaptırıldı. Köşkün dış cephesi yivli ve kompozit başlıklar, sütunlar, konsollu ve dilimli arşitravlarla (sütunların taşıdığı üst yapının en alt parçası) bezendi. Köşkün iç planı ise eski mimari geleneğe dayalı olarak tamamlandı. Alt kattaki havuzlu Divanhanesi ve ikinci kata çıkan kristal trabzanlı merdivenleri, en çok ilgi çeken mekanları oldu. Köşkün üst katı padişah tarafından kullanılırken, diğer bölümler ise üst düzey saray görevlilerinin kullanımına aitti.
II. Abdülhamid döneminde (1876-1909) devletin yönetim binası olan köşk, hem Osmanlı hem Cumhuriyet döneminde önemli davetlerde kullanıldı.
Mimarlar anlattı
Yüksek Mimar Ahmet Serbestoğlu (Yıldız Köşkü Kontrol Amiri): Bence de şatafatlı
Koltuklar depolara atılmıştı. Altın varakları aşınmıştı. 2014 sonunda işi teslim ettik. Koltukları ben de şatafatlı buldum, evde olsa çöpe atarım. Ama adamlar öyle yapmış, Avrupa’dan yollamışlar. Eskitilmeye karşı çıktık. Eskitme altın varağa zarar verir. Emine Hanım da Hayrünnisa Hanım da ‘Hocam bunları eskitsek’ dedi. (Tayyip Bey görünce ne dedi sorusu üzerine) Onlar da biraz parlak buldular.
Taklide kaçan bir restorasyon olmuş. Beni rahatsız etti. Çünkü bir devlet kabul mekanının ağırbaşlılığı yok, sonradan görme, abartı kokuyor. Bunlar Osmanlı’nın son döneminin köşkleri. Yani Osmanlı çöktükçe şatafat, gösteriş artmış. Bu arkadaşlar Osmanlı’nın çöküş dönemini taklit ediyorlar.
Nurhan Atasoy (Sanat tarihçisi): Osmanlı'nın son dönemine ait
Osmanlı’nın son devrinde yapılan zevksiz koltuklar var. Bunlar da çok geç dönem Osmanlı koltukları. Hilal Osmanlı İslam devletini temsil eder. Avrupalılar bir şeyin Osmanlı olduğunu göstermek için hilal koyar, Osmanlılar koymazdı. Geç dönemde Avrupa etkisi geliyor, hilal tekrar moda oluyor.
