Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya İş Federasyonu (Keidanren) tarafından Imperial Hotel'de düzenlenen Japon iş adamlarıyla buluşma toplantısına iştirak ederek katılımcılara hitap etti. Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasının temsilcileriyle bir araya gelmekten duyduğu bahtiyarlığı ifade etti. Yapılacak görüş alışverişlerinin iki ülke için hayırlara vesile olmasını ve ikili iş birliğini daha da güçlendirmesini temenni eden Erdoğan, Türkler ve Japonlar arasında köklü, çok yönlü dostane ilişkilerin bulunduğunu söyledi.
Göreve geldikleri 2002 yılından beri iki ülke arasındaki iş birliğini çok daha ileriye taşımanın gayreti içerisinde olduklarını belirten Erdoğan, ilişkileri 2013 yılında stratejik ortaklık seviyesine yükselttiklerini hatırlattı.
"İkili ilişkilerimizi iyi bir konuma taşıyalım istiyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye ve Japonya arasındaki iş birliğinin sadece ikili düzeyde değil aynı zamanda farklı coğrafyalarda da olumlu yansıması için çaba gösteriyoruz. Tabii bu arada Japonya'nın doğrudan yatırımlarına baktığımızda Çin'e olan yatırımları yaklaşık 73 milyar dolar, dünya genelinde ise 965 milyar dolar ve Türkiye'ye olan yatırımına baktığımız zaman, küsurata girmiyorum, o da yaklaşık 3 milyar dolar. Dolayısıyla Türkiye ile az önce ifade ettiğim diğer ülkeler arasındaki rakamlar gerçekten çok ama çok çok farklı. Biz bunun tekrar masaya yatırılıp şöyle coşkuyla daha ciddi adımları atmak suretiyle bu ikili ilişkilerimizi iyi bir konuma taşıyalım istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Son dönemde dünya ticaretinin sancılı bir süreçten geçtiğine işaret eden Erdoğan, uluslararası ticarette gümrük duvarlarının yeniden yükselmeye başladığının görüldüğünü söyledi.
Korumacı politikalar ve ticaret savaşlarının küresel ölçekte ekonomik büyümeyi aşağı doğru çektiğini ve bunun yükselen ekonomileri de olumsuz etkilediğini söyleyen Erdoğan, "Ticarette korumacılığın artması ve serbest ticaretin sekteye uğraması endişe vericidir. Böyle bir dönemde Türkiye ile Japonya arasındaki iş birliğinin değeri daha da yükselmiştir" dedi.
Japonya'nın Türkiye'nin Asya'daki 3. büyük ticaret ortağı olmanın yanı sıra Türk sanayileşmenin mihmandarlarından biri olduğunu dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin ilk doğrudan yabancı yatırımcısının 20. yüzyılın en önemli seyyahlarından olan Japon girişimci Kozui olduğunu hatırlattı.
Kozui'nin 1927 yılında Ankara Sanayi Ziraiye Limited Şirketi ve 1929 yılında Bursa'da Saffet Beyzade Memduh Bey ile beraber Türk Japon Dokuma Fabrikasını kurduğunu anlatan Erdoğan, "Son 90 yıllık dönemde Türk ve Japon müteşebbisler Kozui ve Memduh Bey'den aldıkları ilhamla çok daha önemli projelere imza atmışlardır." diye konuştu.
Türkiye'nin güçlü pazarı, nitelikli iş gücü, stratejik coğrafi konumu gelişmiş ulaşım haberleşme ve enerji ağıyla Japon yatırımcılar için eşsiz fırsatlar sunduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Halihazırda 200'ün üzerinde Japon sermayeli şirket ülkemizde faaliyet gösteriyor. Bu firmalar son 10 yılda Türkiye'de yaklaşık 3 milyar dolarlık yatırım yaptılar. Altyapıdan tutun imalat sanayinin birçok alt sektörüne kadar hemen her alanda Türk-Japon iş birliğinin izlerine şahit oluyoruz. Bugün Asya'yı Avrupa'ya bağlayan devasa köprülerin, tünellerin inşasında Türk ve Japon girişimlerinin imzası bulunuyor." dedi.
"Ticaret ve yatırım ilişkilerimizin ahdi çerçevesini güçlendirmemiz gerekiyor"
Türkiye'nin ekonomik kalkınmasına yaptıkları katkılardan dolayı Japon yatırımcılara şükranlarını sunan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ticaret ve yatırım ilişkilerimizin ahdi çerçevesini güçlendirmemiz gerekiyor. Ekonomik ortaklık anlaşmasını süratle tamamlayarak 2019 yılında bunu imzalamak istiyoruz. Anlaşmanın bir taraftan serbest ticaret konusundaki ortak hedefimizi diğer taraftan ekonomik gelişmişlik farklarımızı dikkate alan bir denge gözetmesini bekliyoruz. Diğer bir deyişle iki taraf için de adil sayılabilecek bir süre zarfında tam liberalizasyon geçilmesini arzu ediyoruz. Bu sürenin sonunda gümrük vergilerinin karşılıklı kaldırılmasını yararlı olarak görüyoruz. 2018 yılında Japonya'ya ihracatımız yaklaşık 480 milyon dolarda kalırken ithalatımız 4 milyar doları aştı.
Japon ürünlerinin piyasamızda olmasından memnunuz ancak Japon sanayi ürünleri Türk piyasasına serbestçe giriş sağlarken bizim nispeten güçlü olduğumuz tarım ürünlerinde Japon piyasasına girişte tarife ve tarife dışı engellerle karşılaşıyoruz. Bu tutum ekonomik ortaklık anlaşmasının müzakerelerine de yansıyor. Japonya'daki güçlü tarım lobisini ikna etme konusunda desteğinize ihtiyacımız var. Üstelik ihraç ürünlerinde Japon üreticilerine tehdit oluşturmuyor biz asıl büyük rekabeti Avrupa Birliği ülkeleriyle yapıyoruz. Bunları söylerken Japon firmalarının Türk piyasasında özellikle otomobil sektöründe Güney Kore ile kıyasıya rekabet ettiğinin de farkındayız."
"Uluslararası yatırımcılara daima destek olduk"
Türkiye'nin bölgesinde önemli bir üretim ve lojistik üssü olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Türkiye'nin konumu Akdeniz, Kafkaslar, Orta Asya, Avrupa ve Ortadoğu pazarlarına doğrudan ulaşım imkanı sağlıyor. Bir çok küresel yatırımcı yeni pazarlara Tük yatırımcılarla beraber girmeyi tercih ediyor. Türkiye olarak hem kendi müteşebbislerimize hem de Japon yatırımcılar başta olmak üzere uluslararası yatırımcılara daima destek olduk" dedi.
Bunun yakın geçmişteki en güzel örneğinin Mitsubishi Elektrik firmasının Manisa'da kurduğu klima fabrikası olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bu fabrika Türk piyasası yanında geniş bir pazar için üretim yapıyor. Mitsubishi Elektrik firmasını Türkiye'yi üretim üssü olarak seçmiş olmasından dolayı tebrik ederim. Bu nedenle, Türkiye'yi değerlendirirken yalnızca genç nüfuslu iyi bir pazar olarak değil aynı zamanda geniş bir coğrafyaya doğrudan girişi bulunan üretim üssü olarak görmenizi isterim. Ancak Japonya'nın dış yatırımlarının toplamı 1,2 trilyon dolar göz önündü bulundurulduğunda bu rakamlar mütevazi seviyede kalıyor. Japon şirketlerin Türkiye'deki yatırımlarını çeşitlendirerek artırmalarını arzu ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Japonya'da özellikle yatırımcılar nezdinde güvenlik hassasiyetinin çok üst düzeyde olduğunu bildiğini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde geçmiş yıllarda meydana gelen bazı olayların ve özellikle Batı medyasındaki maksatlı haberlerin de etkisiyle Japon dostlarımızın ülkemize gelme noktasında hala çekinceleri olduğunu da duyuyoruz. Uzun yıllara sari terörle mücadele tecrübesi sebebiyle Türkiye bırakınız bölgeyi dünyadaki en güvenli ülkelerden biri olmuştur. Altını çizerek ifade etmek isterim ki, ülkemize yatırım yapıp da memnun kalmayan, sıkıntı ve sorunlarına çözüm bulunmayan hiçbir girişimci yoktur. Bizler uluslararası doğrudan yatırımları sadece yasal düzenlemelerle desteklemiyoruz, bilfiil kurumsal olarak da destekliyoruz. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi başta olmak üzere diğer kurumlarımız vasıtasıyla ülkemizde yatırım yapmak isteyen uluslararası yatırımcılara her türlü kolaylığı sağlıyoruz."
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin şu ana kadar en fazla destek olduğu, beraber çalıştığı yatırımcıların başında Japon firmaların geldiğini bildiren Erdoğan, bunun en güzel örneğinin açılışına da katıldığı Japon Sumitomo Rubber Endüstri ortaklığındaki Çankırı'daki lastik fabrikası olduğunu söyledi.
Erdoğan, Japon yatırımcılar arasında bu başarı hikayelerinin artmasını arzu ettiklerini ifade etti.
İş Konseyi toplantısını Ekim ayına alma önerisi
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ile geçen sene İstanbul'da başarılı bir iş konseyi toplantısı gerçekleştirildiğini hatırlatan Erdoğan, "Bu yılki toplantı kasım ayında Tokyo'da yapılacaktır. Türkiye'nin önde gelen firma temsilcilerinin en üst düzeyde katılımını teşvik edeceğiz. Bu toplantıda müteahhitlik gibi iş birliği potansiyeli yüksek alanlarda üçüncü ülkelerde birlikte hareket etme imkanları konusunda görüş alışverişinde bulunulmasında yarara görüyorum. Ülkemizdeki enerji projelerinde daha fazla yatırımcı görmek istiyoruz. Zannediyorum İmparator'un tahtta devir teslim töreni ekim ayında olacak. Ekim ayındaki bu törene katılma planım var. Eğer burada sayın Abe'yi de sizler konuşup ikna ederseniz, o törene geldiğimde bir de birlikte bu toplantıyı kasımdan, ekime çekelim ekimde bunu yapalım. Aranızda görüşün, ona göre onun da kararını verelim." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ülkemizdeki enerji projelerinde daha fazla Japon yatırımcı görmek istiyoruz. Enerji ile ilişkili diğer bir alan da madencilik sektörü... Türkiye dünya bor rezervlerinin yüzde 70'inden fazlasına sahip ve mermer üretiminde dünya lideri geniş linyit yatakları olan bir ülkedir. Mineral çeşitliliği bakımından 70'ten fazla madene ev sahipliği yapıyoruz. Madencilik sektörümüzde hem nadir özellikle de yer elementlerinde hem baz metallerde daha fazla Japon yatırımcıyı görmek isteriz. Madencilik konusuna ilgi duyan şirketlere Türkiye'nin potansiyelini göstermekten memnuniyet duyarız.
Öte yandan Japon iş gücü piyasasına genç ve nitelikli insan kaynağı sağlanması konusunda da sizlere destek olabiliriz. Türk işçilerinin üstün nitelikleri ülkemizde başarı hikayeleri yazan Japon firmalarınca iyi biliniyor. Hükümetler arasında bir diyalog süreci başlattık. Bu bağlamda ikili bir istihdam anlaşması imzalayabiliriz. Müzakereleri süren sosyal güvenlik anlaşmasının sonuçlandırılması, Japon yatırımcılar için Türkiye'de birçok kolaylık sağlayacaktır. Bu konuda sizlerin destek olmanızı bekliyoruz."
Erdoğan, Japon iş dünyasının temsilcilerine şükranlarımı sunarak, dayanışmalarının artarak devamını diledi.
Toplantıya, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da katıldı.