ABD Kongresi için Ortadoğu uzmanı Jim Zanotti tarafından hazırlanan ve Kongre üyelerine, Fethullah Gülen ile Başbakan Tayyip Erdoğan arasındaki çatışmanın ve yolsuzluk iddialarının tartışıldığı süreçte seçimlerin hemen öncesinde sunulan raporda Erdoğan’ın “dostum” dediği Yasin el Kadı’nın yasaklı olduğu dönemde Türkiye’ye dört defa, hükümet desteğiyle girdiği belirtiliyor.
Cumhuriyet gazetesinden Duygu Güvenç’in haberine göre, raporda, “Ağustos ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olası senaryolara da şu sözlerle yer veriliyor: Erdoğan hâlâ cumhurbaşkanlığını deneyebilir ki bu da Gül’ün siyasi geleceğini daha belirsiz kılar, birçok uzman Erdoğan’ın parti tüzüğünde değişiklik yaparak dördüncü defa başbakan olacağını belirtiyor. Tüm değerlendirmelerin dışında, Erdoğan cumhurbaşkanının yetkilerini genişletecek yeni bir anayasa değişikliği için desteğe sahip değil” ifadesine de yer verildi.
ABD Kongresi için Ortadoğu uzmanı Jim Zanotti tarafından hazırlanan ve Kongre üyelerine, “Türkiye: Geçmişi ve ABD ile ilişkileri” başlığıyla hazırlanan raporda, AKP-cemaat kavgasına ilişkin iki tarafın iddiaları da yer aldı. Raporda ayrıca 17 Aralık operasyonundaki yolsuzluk iddiaları kapsamında ayakkabı kutuları, Rıza Sarraf’ın Türkiye ile ticari ilişkileri ve kabine üyeleriyle bağlantılarına da değinildi. Türkiye’nin dış politikasının ABD politikalarıyla çatışan bölümlerine de yer verilen raporda öne çıkan unsurlar şöyle:
El Kadı için BM kararı ihlal edildi: (17 Aralık sonrası çıkan ses kayıtları) Suudi kökenli Yasin el Kadı’nın Türkiye’ye yasaklı olduğu 2012 yılında şubat ve ekim ayları arasında Türk hükümetinin güvenlik desteğiyle dört defa girdiğini gösteriyor. El Kadı, El Kaide’nin faaliyetlerine yardımcı olduğu için, 5 Ekim 2012’ye kadar BM Güvenlik Konseyi kararıyla seyahat yasağı ve varlıklarının dondurulması kararıyla karşı karşıyaydı. ABD Hazine Bakanlığı, El Kadı’yı hâlâ Özel Görevli Küresel Terörist olarak kabul ediyor.
El Nusra’ya yardım: Türkiye, Suriye’de açıkça BM destekli bir müdahaleyi istedi ve muhtemelen içerisinde, ABD’nin terörist örgüt olarak tanımladığı El Kaide bağlantılı El Nusra’nın da bulunduğu silahlı gruplara yardım etti. Suriye sorunun nasıl çözüleceği belirsizliğini korurken, Türkiye fazlasıyla dışarı taşan unsurlara odaklandı.
Türkiye artık model değil: Türkiye’nin “model” ya da Arap ülkelerinin izleyecekleri bir örnek olduğu fikrinin, hâlâ popüler olmasına karşın, artık geçerliliği yoktur.
İsrail ile gerginlik risk unsuru: Türkiye’nin İsrail ile bozulan ilişkileri, ABD’nin bölgesel politikaları iki müttefikiyle koordine etme isteğinde sorun yaratıyor. ABD yetkililerinin Türkiye-İsrail gerginliğinin bölgesel istikrara etkileriyle ilgili endişeleri var. Erdoğan ayrıca, Hamas ile samimi bağlarını koruyor.
Silahta değişen tercih: Türkiye’nin, Çin hükümetinin sahip olduğu CPMIEC ile hava ve savunma sistemindeki uğraşısı, Türkiye’nin büyüyen savunma endüstrisinin özellikle silah ithalat ve ihracatında veya NATO üyesi olmayanlarla ortak savunma tatbikatlarında, (Çin, Rusya, Pakistan ve Güney Kore gibi) istekli olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin diğer ülkelerle tedarik ilişkilerinin, ABD silahlarının Türkiye’deki varlığını nasıl etkileyeceği belirsiz.
Erdoğan’ın anayasa gücü yok
Erdoğan hâlâ cumhurbaşkanlığını deneyebilir ki bu da Gül’ün siyasi geleceğini daha belirsiz kılar, birçok uzman Erdoğan’ın parti tüzüğünde değişiklik yaparak dördüncü defa başbakan olacağını belirtiyor. Tüm değerlendirmelerin dışında, Erdoğan cumhurbaşkanının yetkilerini genişletecek yeni bir anayasa değişikliği için desteğe sahip değil.
Türkiye’deki etnik dağılım
Raporada Türkiye’deki etnik dağılıma da yer verildi. Raporda Türklerin yüzde 70-75, Kürtlerin yüzde 18, diğer etnik grupların ise yüzde 7-12 arasında olduğu belirtildi.