Erdoğan'ın Lübnan'a gerçekleştirdiği çalışma ziyaretinde, Türkiye ile Lübnan arasında ortaklık anlaşması imzalandı.
25 Kasım 2010 02:00
T24 - Lübnan'a resmi ziyarette bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Lübnan Başbakanı Saad Hariri ile birlikte Arap Bankalar Birliği tarafından Beyrut'ta düzenlenen "Arap bankalarının yeni uluslararası rolü" konulu toplantısına katıldı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi: "Küresel finans krizi Türkiye'yi teğet geçecek" dedim. Bu ifademle dalga geçtiler. "Nasıl olacak da gteğet geçecek" dediler. "En zararla bu işi atlatacağız" dedim. Teğet geçtiği ortaya çıkınca "Başbakan haklı çıktı" demeye başladılar. Güven ve istikrarı ekonomide hedef alırsanız, mali disiplindenm taviz vermezseniz krizden az etkilenirsiniz. Banka kaynaklarını hortumlarsanız çökersiniz. Faiz sürekli yükseltilmiştir. Enflasyon faizin sebebi değildir. Faizi ne kadar yükseltirseniz enflasyonu da aşağı düşürürsünüz. Biz bunun meyvelerini alıyoruz. 2010 yılı ilk çeyreğinde yüzde 11.7 oranında artan gayri safi yurtiçi hasıla ikinci çeyrekte yüzde 10.3 oranında büyüdü. Bu oran Türkiye ekonomisini küresel krizden çıkış sürecinde en hızlı büyüyen duruma getirdi. Fitch durumumuzu pozitife çevirdi. Sürekli bir çıkışımız var. Neden? Mali disiplinden taviz vermeyiz."
"Kriz sürecinde artan işsizliği hızlı şekilde düşürmeye başladık. İşsizlik oranı hızla geriledii geriliyor. Önümüzdeki dönemde ekonomik büyümeye paralel olarak işsizlik değişecek. Bankacılık ve finans sektörü düşük kredi, kur ve likidite riski krizin olumsuz etkilerini sınırlandırdı. Sıcak para girişini kontrol altına almak şart. Birçok gelişmiş ülke bankalarının yapısı sermaye yapıları kriz etkisiyle bozuldu. Ama bizde banka sektörü devlet yardımı almadan güçlü sermaye yapısını sürdürdü. Yüzde 20 üzerinde sermaye yeterliliğimizle ilk sıradayız. Karlılık artıyor. Bankacılık sektörünün döviz, kur riski yok. Türkiye'ye inanan birçok yabancı yatırımcı krize rağmen kar oranlarını korudu. Sağlam politikalar sayesinde ciddi bir alternatif olduğumuzu gösterdik. Yatırımcılar ülkemize talep gösteriyor. Ekonomin sağlam temellerinden biri olan artan talep riskin en düşük seviyelere inmesini sağlıyor. Bu ülkemize olan güveni de artırıyor. Kredi kuruluşlarının görüşleri de önemli. Türkiye krize karşı dayanıklı olduğunu göstermiştir. 2002-2008 arasındaki sistemimiz krizden kolay çıkmamızı sağladı. Para sermayesine doğrudan yatırım olmak üzere davetimi burada yinelemek istiyorum. Küresel krizi başarıyla atlatan Türkiye cazibesini daha da artıracak. Fırsatı erken değerlendirenler bu süreçte mutlaka kazançlı çıkacaktır."
Ortaklık imzalandı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Lübnan'a gerçekleştirdiği çalışma ziyaretinde, Türkiye ile Lübnan arasında ortaklık anlaşması imzalandı.
Habertürk'ün haberine göre, Devlet Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, iki ülke arasında bir Serbest Ticaret Alanı oluşturulmasını öngören ortaklık anlaşmasının, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile Lübnan Ekonomi ve Ticaret Bakanı Muhammed Safadi tarafından imzalandığı belirtildi.
Anlaşmanın doğru uygulanması, geliştirilmesi ve ortaya çıkacak sorunlara çözüm bulunması amacıyla söz konusu anlaşma kapsamında ''Ortaklık Konseyi ve Ortaklık Komitesi'' oluşturulduğu bildirilen açıklamada, bakanlar düzeyinde toplanacak olan Ortaklık Konseyi'nin, yeni işbirliği alanlarının tespiti amacıyla da müzakerelerde bulunacağı ifade edildi.
Neleri içeriyor?
Açıklamaya göre, Ortaklık Anlaşması, taraflar arasında mal ticaretinde tarife ve tarife dışı engellerin kaldırılmasını, ortak menşe kurallarının belirlenmesini, korunma önlemleri uygulamalarında uluslararası kuralların esas alınmasını, ekonomik ve teknik işbirliğini kapsıyor. Anlaşma, hayvan ve bitki sağlığı önlemlerinin tarife dışı engel teşkil edecek şekilde kullanılmaması, fikri, sınai ve ticari mülkiyet haklarının korunması konularında da düzenlemeler içeriyor.
Anlaşmanın, ekonomik ve teknik işbirliği alanında kapsamlı hükümler içermesi ve mükerrerliğin önlenmesi amacıyla, 10 Ekim 1991 tarihinde bu amaçla imzalanan ve yürürlüğe konulan ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Lübnan Cumhuriyeti Hükümeti arasında Ticaret, Sınaî, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşması''nı yürürlükten kaldırdığı belirtilen açıklamada, anlaşmanın, Türk ihracatçılarının Lübnan pazarında AB'li ihracatçılar karşısında bulundukları dezavantajlı durumu zaman içerisinde ortadan kaldırabileceği, Türk ihracatçıların sektörel ve bölgesel temelde çeşitlendirilmesini sağlayarak rekabet güçlerinin artırılmasına önemli katkıda bulunacağı kaydedildi.
Anlaşma kapsamında, taraflar arasındaki ekonomik, teknik ve sınai işbirliğinin artırılması ve güçlendirilmesi, mal ticaretindeki kısıtlamaların kaldırılması, uygun rekabet koşullarının yaratılması, karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi ve tarafların üçüncü ülke piyasalarındaki ticaret ve işbirliğinin geliştirilmesinin hedeflendiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Bu anlaşma, sadece ikili ticari ilişkilerin geliştirilmesine vesile olmayacak, aynı zamanda karşılıklı yatırımların geliştirilmesine de hizmet edecektir. Anlaşmanın imzası ile birlikte Türkiye, Cezayir hariç Barselona Süreci kapsamındaki tüm Avrupa-Akdeniz ülkeleri ile serbest ticaret anlaşmalarını tamamlamış olmaktadır.
Diğer taraftan hatırlanacağı üzere, 31 Temmuz 2010 tarihinde Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Suriye arasında serbest ticaret alanı kurmak üzere 'Yakın Komşular Ekonomi ve Ticaret Ortaklık Konseyi' (CNETAC) kurulmuştur. Bu Anlaşmanın imzalanması ile birlikte bu hedefe ulaşmaya yönelik büyük bir adım atılmıştır.
Lübnan ile 2008 yılında 844 milyon dolar seviyesine ulaşan ticaret hacmimiz; küresel krizin etkisi ile 2009 yılında 795 milyon dolar seviyesine geriledi. Ancak, 2010 yılı içerisinde ikili ticaretimiz tekrar artış eğilimine girdi. 2010 yılı ilk dokuz aylık döneminde ikili ticaret hacmi bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12 oranında artarak 623 milyon dolar oldu.
Ticaret hacmi 1,5 milyar dolar seviyesine çıkarılacak
İmzalanan bu anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile birlikte Türkiye ile Lübnan arasındaki ticaret hacminin iki yıl içerisinde 1,5 milyar dolar seviyesine çıkarılması hedeflenmektedir.
Halen iki ülke arasında ticarete konu mallar arasında en yüksek paya sahip ürünler ihracatımız açısından mineral yakıtlar ve yağlar, demir-çelik, hazır giyim, makine ve teçhizat, plastik eşyalar; ithalatımız açısından ise demir-çelik, inorganik kimyasallar, tekstil ara maddeleri, mineral yakıtlar ve yağlar ve elektrikli makine ve teçhizattan oluşmaktadır.
Anlaşmanın, Türkiye ve Lübnan'da iç onay sürecinin tamamlanmasının ardından en geç 2011 yılının ortalarında yürürlüğe girmesi öngörülmektedir.''