Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Zirvesi'nde konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bütünleşme sürecinde Batı Balkanlar ve Türkiye şeklinde yapılmak istenen suni ayrımı ortak değerlendirmelerimizle bağdaştıramıyoruz" dedi. Erdoğan, "Türkiye’nin tam üye olarak yer almadı bir Avrupa Birliği’nin çekim ve güç merkezi olma hedefine ulaşması da mümkün değildir. Karşılaştığımız onca haksızlığa rağmen, yarım asırdır ısrarla ve sabırla sürdürdüğümüz tam üyelik mücadelemizin artık neticelenmesini istiyoruz" ifadelerini kullandı.
"Bölgesel sahiplenme ve kapsayıcılık ise iş birliği sürecin 125 yıllık tarihine damga vuran temel ilkeler olmuştur. Dönem başkanlığımız boyunca yürütülen tüm çalışmalarda Türkiye olarak biz de bu prensipleri kendimize rehber edindik" diyen Erdoğan, "Bölgenin Avrupa Atlantik kurumlarıyla bütünleşme çabalarına olan güçlü desteğimizi muhafaza ediyoruz. AB’nin Üsküp ve Tiran’la üyelik müzakerelerine başlama kararı alması doğru yönde atılmış bir adımdır. Alınan kararın halen hayata geçirilmemesi büyük eksikliktir. Birliğin Saraybosna’ya desteğini sürdürmesini temenni ediyoruz" sözlerini kaydetti.
"Göç konusunda uluslararası toplumdan destek göremiyoruz"
Göç sorununa da değinen Erdoğan, "Güney Doğu Avrupa ülkeleri olarak düzensiz göç akınlarında da olan biteni tribünden seyretme lüksümüz yoktur. Türkiye hali hazırda 3,7 milyonu Suriyeli 4 milyondan faza sığınmacıya güvenli liman konumundadır. Suriye içerisinde yerinden edilmiş kişiler dahil 9 milyon insana yardım ve koruma sağlıyoruz. Maalesef düzensiz göç ve Suriyeli mazlumlara sahip çıkma hususunda da uluslararası toplumdan gereken desteği göremiyoruz. Adil sorumluluk ve yük paylaşımı göç yönetimi konusunda esas olmalıdır" çağrısında bulundu.
Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci'nin sadece siyasi ve güvenlik işbirliğini geliştirmek, ekonomik ilişkileri desteklemek için tesis edilmediğini anlatan Erdoğan, "Süreç aynı zamanda demokrasi, adalet ve yasadışı faaliyetlerle mücadele gibi alanlarda işbirliğimizin güçlendirilmesini de hedeflemiştir. Bölgesel sahiplenme ve kapsayıcılık ise iş birliği sürecinin 25 yıllık tarihine damga vuran temel ilkeler olmuştur. Dönem başkanlığımız boyunca yürütülen tüm çalışmalarda Türkiye olarak biz de bu prensipleri kendimize rehber edindik" diye konuştu.
Bölgenin Avrupa Atlantik kurumlarıyla bütünleşme çabalarına olan güçlü desteğin muhafaza edildiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupa Birliği'nin Üsküp ve Tiran'la üyelik müzakerelerine başlama kararı alması doğru yönde atılmış bir adımdır. Ancak alınan kararın halen hayata geçirilmemesi büyük bir eksikliktir. Birliğin Piriştine ve Saraybosna'ya desteğini sürdürmesini, Belgrad ve Podgoritsa'nın müzakere sürecine başarıyla sonuçlandırmasını temenni ediyoruz. Bütünleşme sürecinde Batı Balkanlar ve Türkiye şeklinde yapılmak istenen suni ayrımı ortak değerlendirmelerimizle bağdaştıramıyoruz. Türkiye'nin tam üye olarak yer almadığı Avrupa Birliği'nin çekim ve güç merkezi olma hedefi de mümkün değildir. Karşılaştığımız onca haksızlığa rağmen yarım asırdır ısrarla ve sabırla sürdürdüğümüz tam üyelik mücadelemizin artık neticelenmesini istiyoruz. Birliğin içine düştüğü stratejik körlükten bir an önce kurtulmasını, olumlu gündem çerçevesinde katılım sürecini ilerletmesini bekliyoruz."
"Belgrad-Saraybosna otoyolu mihenk taşıdır"
Türkiye'nin, Güneydoğu Avrupa'da yürüttüğü ikili ve çok taraflı faaliyetlerinde her zaman gü çbirliğini ve ortak çıkarları gözettiğini dile getiren Erdoğan, "Türkiye- Bosna Hersek ve Sırbistan, Türkiye- Bosna Hersek ve Hırvatistan arasında tesis edilen üçlü mekanizmalar bunun en güzel örnekleridir. Bölgeye yönelik girişimlerimiz birilerince farklı yansıtılmak istense de hiçbir suretle diğer inisiyatiflere rakip veya alternatif değildir. Bilakis faaliyetlerimiz yürütülmekte olan diğer çabaları güçlendirmiştir. 2019 yılında temelini Sırbistan ve Bosna Hersek liderleriyle birlikte attığımız Belgrad- Saraybosna otoyolu bu bakımdan iyi bir mihenk taşıdır. Barış otoyolu olarak da adlandırılan bu tarihi proje inşallah bölgeyi bir barış ve işbirliği havzasına dönüştürecektir" dedi.
Türkiye'nin enerjide de Avrupa'nın en önemli ortaklarından biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı tüm Avrupa'nın olduğu gibi Güneydoğu Avrupa'nın da enerji güvenliğini tahkim ediyor. Trans Adriyatik Boru Hattı'nın da tamamlanmasıyla güney gaz koridoru Avrupa'ya doğal gaz taşıyan dördüncü ana arter olmuştur. Türk akımı ülkemizin olduğu kadar Güneydoğu Avrupa'nın da enerji güvenliğini ve bölgesel ekonomik kalkınmasını desteklemektedir" diye konuştu.
"Terörle mücadelede işbirliğine hazırız"
Terörün her türlüsüyle mücadele edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mücadelede diğer ülkelerle iş birliği yapmaya Türkiye'nin hazır olduğunu belirterek, “Terörle mücadelede dayanışma içinde olmamız bölgemizin selameti açısından çok çok önemlidir. PKK PYD'den, FETÖ DAEŞ'e kadar birçok terör örgütü ile aynı anda mücadele den bir ülke olarak bu konudaki kararlığımız tamdır. Terörün her türlüsüyle mücadele konusunda bölge ülkeleri ile tecrübe ve bilgi paylaşıma her zaman hazırız" dedi.
"Irkçılıkla mücadele konusunda sorumluluk üstlenmeye hazırız"
Küresel ölçekte artan ırkçılık, İslam düşmanlığı ve göçmen karşıtlığının giderek bir milli güvenlik sorununa dönüştüğünü anlatan ve Güneydoğu Avrupa'nın da bu tehdit ve sınamalardan fazlasıyla nasibini aldığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Vatandaşlarımızın birbirlerini ve kültürlerini daha yakından tanıyacak projelere odaklanmamız gerekiyor. Farklı inançları ve kültürleri asırlardır barış içinde yaşatmış ülke olarak kültürel ırkçılıkla mücadele konusunda sorumluluk üstlenmeye hazırız. Koronavirüs salgını gibi küresel bir felaketin üstesinden ancak uluslararası işbirliği ve dayanışma ile geleceğimize inanıyoruz. Tüm ülkeler bu salgından kurtulmadan herhangi bir ülkenin tek başına kurtulmasının mümkün olmadığını biliyoruz. İlk günden itibaren elimizdeki imkanları dost ve kardeşlerimizle paylaşıyoruz."
Şimdiye kadar 158 ülke ve 12 uluslararası örgütün salgın mücadelesine destek verdiklerini de ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güney Doğu Avrupa'daki dostlarımız için de tıbbi ekipman ile kritik malzemeyi tedarik ettik. Eğitim ve tıbbi personel desteğinde bulunarak sağlık sistemlerine katkıda bulunduk. Aşıların bütün insanların imkanına sunulması gerektiğini en başından beri savunuyoruz. Aşı çalışmalarımızdan Balkanlar'daki kardeşlerimiz de istifade etti. Yerli aşımız kullanıma sunulduğunda yakın coğrafyadaki dost ve kardeş ülkeler olmak üzere aşı yardım ağımızı genişletmeyi hedefliyoruz. Yerli aşımızın klinik deneylerine ev sahipliği konusunda gönüllü olan ülkeler var"