Ekonomi

Erdoğan: Türkiye ile Brezilya arasında yeni bir dönem başlıyor

Erdoğan, gerçekleştirdiği resmi ziyaretle birlikte, Türkiye ile Brezilya arasındaki ilişkileri stratejik ortaklık boyutuna taşımayı hedeflediklerini söyledi.

27 Mayıs 2010 03:00

T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gerçekleştirdiği resmi ziyaretle birlikte, Türkiye ile Brezilya arasındaki ilişkileri stratejik ortaklık boyutuna taşımayı hedeflediklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, Sao Paulo Sanayi Federasyonu merkezinde düzenlenen Türkiye-Brezilya İş Forumu'na katıldı.

Erdoğan, tarihte ilk kez bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın Brezilya'yı ziyaret ettiğini anımsatarak, böyle bir ilke imza atmaktan dolayı, Türkiye ve Türk milleti adına büyük bir gurur duyduğunu ifade etti.

Bu ziyaretin gecikmiş bir ziyaret olarak da görüldüğünü dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Uzak kavramının her açıdan anlamını yitirdiği bir çağda yaşıyoruz. Uyduların, internetin, televizyonun dünyayı küresel bir köye dönüştürdüğü, hızlı ulaşım araçlarıyla uzakların yakına dönüştüğü bir dönemdeyiz. Ama daha bu dönem başlamadan, bundan 152 yıl önce, 1858 yılında Osmanlı İmparatorluğu ile Brezilya arasında ilişkiler başlamış, ticaret konularını da içeren bir anlaşma imzalanmıştır.

Brezilya ile Türkiye arasındaki ilişkiler elbette sadece 152 yıl önce imzalanan anlaşmadan ibaret değil. Brezilya'da, Osmanlı İmparatorluğu sınırlarından göç etmiş, Osmanlı Pasaportunu taşıdığı için de 'El Turko' olarak isimlendirilmiş çok sayıda vatandaş olduğunu biliyorum. Suriye'den, Lübnan'dan, Filistin'den, Anadolu topraklarından buraya gelen kardeşlerimiz, Brezilya ile Türkiye arasında, Brezilya ile Ortadoğu toprakları arasında adeta bir köprü oldular.''


Abdurrahman Efendi

''Çok fazla tanınmayan, ama tarihe çok önemli notlar düşmüş, bir seyahatname yazarak deniz tarihine ve Türkiye-Brezilya ilişkilerine adeta ışık tutmuş Abdurrahman Efendi'yi de yadetmek istiyorum'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

''1800'lü yıllarda, Bağdat Kadısı Abdurrahman Efendi'nin de içinde bulunduğu iki Osmanlı gemisi rotasını kaybederek Rio sahillerine yanaşmış ve burada büyük misafirperverlikle karşılanmışlar.

Yerliler arasında çok sayıda Müslüman olduğunu Abdurrahman Efendi büyük şaşkınlıkla müşahede etmiş. Rio'daki yerli Müslümanlar da ilk kez beyaz tenli bir Müslümanla karşılaşmanın şaşkınlığını yaşamışlar. Yerlilerin, kendilerine öğretmenlik yapma ricasını geri çevirmeyen Abdurrahman Efendi burada kalmış, evlenmiş ve hatıralarını da yazarak Brezilya-Türkiye dostluğuna önemli bir sayfa açmış. Bir buçuk asır önce iki ülke arasında başlayan bu temasların son döneme kadar ileri boyutlara taşınamadığını da ne yazık ki müşahede ediyoruz.''

'işbirliği derinleşti'

Başbakan Erdoğan, Brezilya Cumhurbaşkanı Lula da Silva'nın geçen yıl, Mayıs ayının sonunda Türkiye'ye yapmış olduğu ziyaretin ilişkilere yeni bir boyut kazandırdığını vurgulayarak, şunları söyledi:

''Lula'nın bu ziyaretinin sonrasında iki ülke arasındaki temaslar arttı, işbirliği derinleşti ve ilişkiler yeni bir ivme kazandı. İşte bugün de gerçekleştirmekte olduğum bu ziyaretle ilişkilerimizi stratejik ortaklık boyutuna taşımayı hedefliyoruz. Bu ortaklığın şüphesiz en önemli veçhelerinden birini ekonomik ve ticari ilişkilerimiz teşkil edecektir.

Sayın Lula'nın, Türkiye ziyareti vesilesiyle ilki yapılan ve Türk ve Brezilyalı işadamlarını bir araya getiren iş forumunun bugün ikincisi gerçekleşiyor. Bugün burada yaptığınız görüşmelerin iki taraf için somut kazanımlar sağlamasını ve ekonomik ilişkilerimizin geliştirilmesine katkıda bulunmasını temenni ediyorum. Farklı coğrafi bölgelerin önemli aktörleri konumunda olan Türkiye ve Brezilya arasında işbirliği sadece ikili düzeyde değil, bölgesel ve hatta küresel düzeyde de hızla gelişme kaydetmelidir ve mutlulukla görüyoruz ki kaydediyor da.''


İran'ın nükleer programı

Erdoğan, Türkiye ve Brezilya'nın, 17 Mayıs'ta önemli bir başarıya birlikte imza attıklarını anımsatarak, şunları kaydetti:

''Uluslararası toplumu uzun bir zamandan beri meşgul eden İran'ın nükleer programına dair sorunun çözümü yolunda Tahran'da çözüme yönelik umut verici bir adımın Brezilya ile birlikte mimarları olduk.

Türkiye ile Brezilya, BM Güvenlik Konseyi ve G-20 üyesi olarak, küresel boyutta barış ve refaha da önemli katkılar sağlıyorlar. Türkiye-Brezilya ekseni olarak bahsedilmeye başlanan işbirliğimiz, 28 Mayıs tarihinde Rio'da Brezilya'nın ev sahipliğinde düzenlenecek ve eşbaşkanlığını yaptığım Medeniyetler İttifakı girişiminin 3'üncü forumuyla ayrı bir boyut kazanıyor. Bu yoğun temaslar ve yoğun işbirliği, Türkiye ile Brezilya'nın bölgelerinde ve küresel ölçekte ne büyük işler başarabileceklerinin ilk örnekleridir. Bu yoğun işbirliğinin devamını diliyoruz ve biz hükümetler olarak bu noktada gayretle çalışıyoruz, çalışacağız. Aynı şekilde, işadamlarımızın da bu sürece ortak olmasını, işbirliği imkanlarını en iyi şekilde değerlendirmelerini ve ülkelerimiz için refahı pekiştirmelerini diliyoruz.''

Brezilya'nın dünyanın en büyük 10. ekonomisi olduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Türkiye de 2002 yılında 26. sırada iken, yıllık ortalama 4,3 büyüme kaydederek bugün dünyanın 17'nci büyük ekonomisi konumuna yükseldi. Avrupa'nın da en büyük 6. ekonomisi olduğumuzu yine burada hatırlatmak isterim'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Türkiye-Brezilya İş Forumu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisi konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Küresel krizin Türkiye ekonomisi üzerinde bir miktar etkisi olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

''Türkiye bu etkiyi sınırlı tutmayı ve en az hasarla atlatmayı başardı ve başarıyor.

2009 yılının son çeyreğinde ekonomimiz yüzde 6 oranında büyüme kaydetti. Yılın tamamında ise daralma tahminlerimiz altında kaldı ve yüzde 4,7 olarak gerçekleşti. Başta IMF, Dünya Bankası ve OECD olmak üzere çok sayıda finans kuruluşu Türkiye'nin 2010 ve sonrasında dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi olacağını teyit ettiler ve ediyorlar. Avrupa'da yaşanan ağır sıkıntılara rağmen Türkiye yüksek büyüme performansını koruyor ve bu boyutuyla da Avrupa'nın ve dünyanın dikkatlerini üzerinde topluyor.

Küresel krizin ilk sinyallerinin alınmaya başlandığı Eylül 2008'den bu yana birçok ülkenin kredi notu düşürülürken sadece 17 ülkenin notu arttırıldı. Bu ülkeler içinde Türkiye, notu dört farklı kuruluş tarafından arka arkaya arttırılan tek ülke oldu.

Küresel kriz sürecinde bütçe açığı, işsizlik, borç yükü gibi bazı alanlarda yaşanan olumsuzluklar, diğer ülkelere nazaran sınırlı ölçekte kaldı ve şu anda da artık iyileşme süreci başladı. Küresel Krize karşı gösterdiğimiz başarılı direncin arkasında, hükümetlerimiz döneminde ekonomide gerçekleştirdiğimiz, özellikle finans ve mali alanlarda cesaretle hayata geçirdiğimiz yapısal reformlar önemli rol oynadı. Ayrıca, ihracatta çeşitliliğe giderek, pazarı ve ürünleri çeşitlendirerek de daralmayı sınırlı boyutta tuttuk.''


Karadeniz'de petrol arama çalışmaları

Türkiye'nin dış politikadaki aktif girişimlerinin, dış ticarete olumlu yansıdığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Türkiye, 'komşularla sıfır problem' yaklaşımıyla bölgesinde barışa yoğun hizmet ederken, uzlaşma ve arabuluculuğun adresi olarak da çevre ülkelerin güvenini kazandı. Dış politikamızın ve ticari ilişkilerimizin eksenini önemli ölçüde genişlettik. Afrika'ya açılım politikamızın yanında, Latin Amerika ve Karayipler'le de işbirliğini yoğunlaştırmanın gayreti içine girdik.

Latin Amerika ve Karayip bölgesinde başlıca ticari ortağımız olan Brezilya ile 2008 yılında 1 milyar 742 milyon ABD Doları olan ticaret hacmimiz, küresel mali krizin olumsuz etkileri sonucunda, 2009 yılında 1 milyar 490 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu rakamların gerçek potansiyeli yansıtmadığını takdir edersiniz. Bu rakamları en kısa zamanda katlamak noktasında biz hükümetler olarak tam bir kararlılık içindeyiz.''

Müzakereleri sürmekte olan Türkiye-Mercosur Serbest Ticaret Anlaşması'nın sonuçlanmasının, ikili ticaret hacminin yükselmesine önemli katkıda bulunacağını ifade eden Erdoğan, ''Diğer taraftan yarın Brezilya ile imzalamayı öngördüğümüz Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması da karşılıklı olarak yatırımcılarımıza fayda sağlayacaktır. Son dönemde enerji alanında da gelişmekte olan işbirliğimiz memnuniyet verici düzeyde. İki ülkenin petrol şirketleri TPAO ile Petrobras'ın kurdukları ortaklık sonrasında, Karadeniz'de petrol arama ve çıkarma çalışmalarının her iki taraf için verimli sonuçlar doğurmasını bekliyoruz. Temennimiz oradan önemli bir müjdenin verilmesidir'' diye konuştu.


Türkiye pazarına güven arttı

Erdoğan, Brezilyalı işadamlarına da bazı önemli hususları hatırlatmakta fayda gördüğünü belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Türkiye, 3 saatlik bir uçuşla 52 ülkeye ulaşmanın mümkün olduğu merkezi konumda bir ülke. Türkiye üzerinden ya da Türkiye'deki iş ortakları üzerinden, Brezilyalı işadamlarının Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika pazarlarına erişimi mümkün olabilir.

Türk Hava Yolları'nın Sao Paulo'dan, İstanbul'a geçtiğimiz yıl başlatmış olduğu doğrudan uçak seferleri sayesinde, Türkiye'nin bölgesindeki pazarlara ulaşım, artık Brezilyalı işadamları için daha kolay bir hale gelmiştir. Ülkelerimiz arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğinin gelişmesinde müteahhitlik sektörünün de önemli bir yer alabileceğine inanıyorum.

Türk müteahhitlik sektörü birçok coğrafyada üstlendiği iddialı projelerle tüm dünyanın haklı beğenisini ve takdirini kazanmış, bugün 70 ülkede toplam 155 milyar dolarlık iş hacmine erişmiştir. 'Dünyanın en büyük 225 uluslararası müteahhidi' listesinde bulundurduğu 31 firmayla dünyada ikinci sırada yer alan Türk müteahhitlik sektörünün Brezilya'da da birçok önemli alt ve üst yapı projesine imza atabileceğini düşünüyorum. Afro-Avrasya coğrafyasının tam merkezinde bulunan Türkiye'nin sahip olduğu eşsiz coğrafî konum, ülkemizi uluslararası yatırımcılar için cazip bir pazar haline getirdi.

73 milyonluk genç nüfusu, dinamik ve serbest ekonomisi, büyük iç pazarı, rekabetçi endüstrisi ve iyi yetişmiş iş gücüyle Türkiye, uluslararası firmalar için sayısız fırsatlar sunuyor. Nitekim son yıllarda izlenen ekonomik politikalar Türkiye pazarına güveni artırdı ve Türkiye'ye yönelik doğrudan yabancı yatırımların akışında önemli artışların kaydedilmesine yol açtı. Türkiye, 2007 yılında çektiği 22 milyar dolar uluslararası yatırım, sonraki yıllarda krize rağmen elde ettiği yüksek miktarlarla bir cazibe merkezi olduğunu ispat etti.''


Brezilyalı işadamlarına çağrı

Konuşmasında dış politik gelişmelere de değinen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Dış politikadaki aktif tutumumuz, barışçı yaklaşımlarımız, güvenilir bir ülke konumunda bulunmamız Türkiye'yi yine bir cazibe merkezi konumuna yükseltti.

İç politikadaki ve ekonomideki reformlarımız devam ediyor ve bu reformlarla da Türkiye bir istikrar ve güven ülkesi konumunu pekiştiriyor. Ben, Türkiye'nin, Brezilyalı işadamları için çok büyük bir fırsat olduğunu burada teyit etmek istiyorum. Türkiye'nin güvenilir işadamları, güçlü müteahhitleri, tecrübeli sanayicileri, sağlam ekonomik yapısı, istikrarlı siyasi yapısı Brezilyalı dostlarımızı Türkiye'ye daha yoğun şekilde sevk etmelidir inancındayım.

Türkiye ile Brezilya arasında bugün yeni bir dönem başlıyor. İran meselesinde ortaya koyduğumuz başarılı işbirliği, Medeniyetler İttifakı projesindeki ortak çabalarımız ve bugün de işadamlarımız arasındaki diyalog, her iki ülke için de yeni kapıları araladı, aralıyor. Bu yeni sürecin ülkelerimize, halklarımıza, ekonomi çevrelerine hayırlı olmasını diliyorum.''

Öte yandan Başbakan Erdoğan'a, sanayiye yaptığı katkılardan dolayı Sao Paulo Sanayi Federasyonu (FIESP) Nişanı takdim edildi.