T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlen 24. IPMA (Uluslararası Proje Yönetim Birliği) Dünya Kongresi'nde konuştu. Erdoğan, "Terör meselesi ortadan kalktığında yalnız bırakılmışlığı unutmayacağız" diyerek bazı Avrupa ülkelerini terörü doğrudan veya dolaylı desteklemekle suçladı.
Erdoğan, '24. IPMA Dünya Kongresi''nde yaptığı konuşmada, İstanbul'un, sadece kıtaları, sadece farklılıkları buluşturan değil, aynı zamanda geçmişle bugünü buluşturan, geçmişle geleceği kucaklaştıran bir şehir olduğunu dile getirdi.
Dünyanın en büyük projelerinden biri olan, Avrupa ve Asya kıtalarını Boğaz'ın altından tüp geçitle birbirine bağlayacak olan MARMARAY Projesi'ne dikkati çeken Erdoğan, projenin kazılar sırasında ortaya çıkan tarihi eserler nedeniyle bugüne kadar yavaş ilerlediğini anımsattı.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu şehrin neresine kazma vursanız, oradan tarih fışkırıyor, oradan çok eski devletlere, çok eski medeniyetlere ait izler ortaya çıkıyor ve biz, tam bir hassasiyetle bunları korumanın, yaşatmanın mücadelesini veriyoruz. İstanbul, çok büyük bir değişim ve dönüşüm yaşarken, tarih modernin içinde kaybolmuyor, tersine daha bir açığa çıkıyor ve daha bir gözle görünür hal alıyor.''
Terör saldırıları
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
''Şunu burada özellikle ifade etmek durumundayım: New York'a, Londra'ya, Madrid'e yönelik terörist saldırılar gibi, İstanbul'a yönelik terörist saldırılar da esasen insanlığa, esasen hoşgörüye, esasen birlikte yaşama kültürüne yönelik insanlık dışı saldırılardır.
Nasıl ki New York'a, Londra'ya, Madrid'e yönelik saldırılar, tedhitten başka bir amaç taşımıyorsa, insanları terörize etmekten başka bir gaye taşımıyorsa, İstanbul'a yönelik saldırılar da aynı şekilde sadece ve sadece sindirmeyi, korkutmayı, yıldırmayı amaçlıyor.
Bu uluslararası toplantı vesilesiyle, siz seçkin konuklarımızın şahsında tüm dostlarımıza, tüm dünyaya bir kez daha seslenmek istiyorum: Türkiye'nin zaman zaman maruz kaldığı terör eylemleri, Türkiye'ye, Türk milletine olduğuna kadar, insanlığı hedef alan, insanlığın ortak değerlerini hedef alan saldırılardır.
Terörün asıl hedefi, hoşgörü zeminini, birbirine karşılıklı saygıyı, ortak yaşam kültürünü yok etmektir. İşte onun için biz, teröre karşı tüm dostlarımızdan, tüm dünya ülkelerinden samimi destek bekliyoruz. Kuru açıklamalar, günü kurtarmaya dönük politikalar, geçiştirmeler, oyalama taktikleri değil, biz artık somut adımlar, somut neticeler istiyoruz. Bunu da önemli bir proje olarak, sosyal bir proje olarak gördüğüm için burada ifade ediyorum.
Bizim gördüğümüz kadar, New York'un, Londra'nın, Madrid'in gördüğü kadar, diğer ülke başkentlerinin de terörün artık bir insanlık suçu olduğunu görmelerini istiyor ve arzuluyoruz.
Hem İstanbul, hem de tüm Türkiye, hoşgörüye, özgürlüğe, demokrasiye yönelik bu saldırıları elbette aşacaktır ve aşıyor da.
Türkiye'de demokrasinin standartları ilerliyor, özgürlükler genişliyor ve Türkiye ekonomisi istikrarlı şekilde büyüyor. Böyle bir ortamda terörün zemini de çürüyor, bataklık kuruyor. Yarın, terörün kökü kazındığında, terör meselesi ortadan kalktığında, belki yaşanan acıları unutabiliriz; ama yalnız bırakılmışlığı unutmayacağımızı, affetmeyeceğimizi ve tarihi hafızamızdan bunun izlerinin hiç silinmeyeceğini belirtmek isterim.
Avrupa'nın bazı ülkelerinde bugün bile, terör örgütüyle bağlantısı bilinen, ispatlanan, dernek, vakıf ya da medya maskesi altındaki oluşumlar serbestçe faaliyet gösteriyorlar.
Bütün uyarılarımıza, bütün taleplerimize rağmen, kendilerine ulaştırdığımız belgelere rağmen bazı ülkeler teröre doğrudan ya da dolaylı destek vermekten kaçınmıyor.
Bütün önlemlerimize, tedbirlerimize rağmen, zaman zaman ortaya çıkan tatsız manzaraların, terör örgütlerinin olduğu kadar, onlara müsamaha gösteren ülkelerin de eseri olduğunu açıkça ifade etmek durumundayım.
Ve bir kez daha tekrarlamak istiyorum: Terörün hedefi Türkiye değil, terörün hedefi insanlık. Dolayısıyla tüm insanlığın, tüm ülkelerin, terörü lanetlemesini, teröre karşı ortak hareket etmesini hayati derecede önemli görüyorum.''