Anayasanın yukarıda sayılan maddeleri arasında kurulacak dengenin, hakların kesiştiği noktalarda hangi hakkın öncelikli olarak korunacağı hususunun her somut olay için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirme yapılırken, bir taraftan kişilik haklarının ve özel hayatının gizliliğinin korunması, talep edenlerin sosyal konumu, unvan, makam ve görevleri, bunlar itibarı ile kamuya karşı sorumluluğu, şöhreti ve geçmişinde eylem ve söylemleri sebebiyle kamuoyunun ilgisine mazhar olup olmadığı, diğer taraftan somut olayın niteliği, bilinmesinde kamu yararı bulunup bulunmadığı, haber değeri olup olmadığı, görünür gerçekliğe uygun olup olmadığı ve bir diğer taraftan da olayda düşünce basın hürriyetini kullandığını iddia edenin beyan ve yayınlarının içeriği, bunların düşünce, kanaat, eleştiri, yorum kapsamında kalıp kalmadığı, yayının biçim ve içeriği arasında bir denge olup olmadığı, özel bir hakaret ve aşağılama kastı taşıyıp taşımadığı gibi birçok hususun birlikte düşünülmesi ve karar verilmesi gerekmektedir.
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yolu İle İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un 9. maddesi gereğince erişimin engellenmesi kararıyla kişilik haklarının korunmasının sağlanması, istisnai bir koruma tedbiri olup, başvuruya konu internet yayınlarına erişimin engellenmesi için görünüşte haklılık bulunması, zararın süratle giderilmesinin zaruri olması ve yayının kişilik hakkını apaçık bir şekilde ihlal ettiğinin daha ilk bakışta anlaşılması halinde uygulanabilecektir."
Zaytung’un paylaşımı ve Ekşi Sözlük’te yer alan iki entry’nin ise düşünce ve ifade hürriyeti kapsamında kalan yorumlardan ibaret olduğu, talepte bulunanın kişilik haklarının ihlal edilmediği belirtilerek, talebin reddedilmesine karar verildi.