Başbakan Erdoğan, bu ayki Ulusa Sesleniş konuşmasında ağırlıklı olarak Suriye rejimini eleştirirken, 'Türkiye'nin güvenliğine tehdit teşkil edecek girişimlere biz asla müsamaha göstermeyiz. Türkiye, bu oldu bittilere asla göz yummaz' dedi.
Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında, Türkiye'nin, Suriye politikasına yönelik eleştirilere tepki göstererek, “Türkiye'nin büyük bir ülke, güçlü bir devlet olmasından rahatsızlık duyan çevreler, bölgesel meselelere olan ilgimizi farklı yerlere çekerek, Türkiye'yi hedef haline getirmeye gayret gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye'nin, en uzun ortak sınırın paylaşıldığı ülke olmasının yanı sıra ortak tarihi ve kültürel değerleri sebebiyle de önemine dikkati çeken Erdoğan, sınırın her iki tarafında akrabalar, dostlar, kardeşler bulunduğunu vurguladı. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Suriye'de bir halka topluca zulmedilirken, biz susabilir miyiz? Suriye'de her gün şehirler bombalanırken, biz tepkisiz kalabilir miyiz? Suriye'de her gün kan akarken, kan akıtılırken, biz bunu seyredebilir miyiz? Eğer susarsak, eğer tepkisiz kalırsak, eğer seyirci olursak, soruyorum, biz kendi tarihimize, tarihimizin büyük şahsiyetlerine, onların da ötesinde kendi vicdanımıza bunu nasıl izah edebiliriz? Bin yıldır bölgede olan, bin yıldır bölgenin başı sıkıştığında, tüm imkanlarıyla bölge insanının yanı başında bulunan Türkiye'nin, bugün yaşananlara seyirci kalması, kalabilmesi mümkün müdür? Krizler, sıkıntılar, sorunlar karşısında hemen sırtını dönen, yüzünü dönen, umursamaz bir Türkiye, büyük bir ülke, büyük bir devlet olabilir mi?”
Ortadoğu'daki her gelişmenin, her krizin, her sorunun, doğrudan doğruya Türkiye'yi ve Türk ekonomisini ilgilendirdiğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, bölgedeki istikrarsızlığın, doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye'nin istikrarını, refahını, ticaretini, turizmini, yatırımlarını etkilediğini söyledi.
Erdoğan, “Suriye'deki olaylar, bizim dikkatle ve hassasiyetle takip etmemiz gereken olaylardır. Türkiye, Suriye'nin içişlerine karışmadan ama Suriye'nin istikrar ve refahını da gözeterek, durması gereken yerde durmuş; tutarlı, akılcı, hakkaniyet ölçüsünde bir politika izlemiştir. Türkiye, kendisine yaraşanı yapmış; büyük bir devlet olarak hakkın, hukukun, adaletin yanında yer almıştır. Suriye'de yeni bir dönem başladığında Türkiye alnı ak, vicdanı ak şekilde yolunda ilerleyecektir.”
'Suriye uluslararası kamuoyu için turnusol kağıdı oldu'
Bazı ülkelerin, bazı uluslararası kuruluşların, “akan kana seyirci kalmanın, tepkisiz kalmanın, sessiz kalmanın ağır bedelini muhakkak ki vicdanlarında kara bir leke olarak taşıyacağını” belirten Erdoğan, “Suriye, bir kez daha uluslararası kamuoyu için turnusol kağıdı olmuştur. Kendi çıkarları için akan kana seyirci kalanlarla insanlığın, insafın, vicdanın yanında saf tutanlar belirgin bir hale gelmiş, ayrışmıştır. Suriye konusunda yarım ağız konuşanlar, rejimin yanında yer alanlar, en kanlı katliamları gerçekleştirirken bile rejime destek verenler, bugün mahcup olmuş, millet nezdinde bir kez daha itibar kaybetmiştir” ifadelerini kullandı.
Suriye'nin toprak bütünlüğü
Suriye'deki olaylar karşısında Türk milletinin kendilerinden beklediklerini yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, “Hiç kimsenin endişesi olmasın Türkiye, akılcı, adaletli, hakkı ve hukuku gözeten tavrıyla tarihinden aldığı miras ve misyonla en doğru politikaları savunmaya ve uygulamaya devam edecektir. Türkiye, vakur, ne yaptığını bilen, kendi çıkarlarını da kardeş halkların çıkarlarını da gözeten bir anlayışla kararlı, azimli şekilde yoluna devam edecektir” diye konuştu.
Türkiye olarak en başından bu yana Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumasını savunduklarını hatırlatan Erdoğan, Suriye'nin bölünmesine, etnik ve mezhebi bir ayrışmaya gitmesine biz en başından itibaren karşı çıktıklarını, Suriye'de, her etnik grubun, her mezhebin, her inancın kendini özgürce ifade edebileceği, yönetimde kendisini temsil edebileceği, eşit vatandaşlar olarak ülke idaresinde görev ve yetki alacağı parlamenter demokratik sistemi samimiyetle savunduklarını vurguladı.
‘Yangından mal kaçırma anlayışı...’
“Kanlı Esed rejiminin, bölgenin istikrar, barış ve huzurunu hedef alacak şekilde, giderayak bir takım provokasyonlara girişmesini asla ve asla kabullenmeyiz” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Esed rejiminin on yıllar boyunca zulmettiği, kimliklerini bile tanımadığı kesimleri bugün ateşe sürüklemesi karşısında herkes dikkatli ve sağduyulu olmalıdır. Yangından mal kaçırma anlayışıyla ortaya konan tavır ve eylemler, hiç kimseye fayda sağlamaz.
Özellikle Türkiye'nin güvenliğine tehdit teşkil edecek girişimlere biz asla müsamaha göstermeyiz. Suriye'nin kuzeyinde, Esed rejiminin katliamları acımasızca devam ederken, burada bir takım oldu bittilere girişilmesi, üzerinde dikkatle durulması, düşünülmesi gereken bir manzaradır. Türkiye, bu oldu bittilere asla göz yummaz. Güvenliğimizi tehdit eden, iç barışımıza ve huzurumuza yönelik her girişim, her eylem karşısında kararlı bir duruş sergilemeye, aktif tutum izlemeye devam edeceğiz.”
Arakan Müslümanlarının durumu
Myanmar'ın Arakan bölgesinde yaşanan insanlık dramı karşısında açıklamalarda bulunan Erdoğan, bu dram karşısında sessiz kalmayacaklarını söyledi.
“Arakan'da, Müslümanların kadın çoluk çocuk demeden katledilmelerine, tehcir edilmelerine uluslararası toplum seyirci kalmamalıdır” diyen Erdoğan, Dışişleri Bakanlığı'nın bu konuda Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri nezdinde girişimde bulunduğunu hatırlattı.
Myanmar siyasi yetkilileri nezdinde de girişimlerin devam ettiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, bir yandan da bölgeye yardım çalışmalarının başlatıldığını vurguladı.
İstanbul 5. kez aday
Londra Olimpiyatları'na Türkiye olarak rekor sayıda sporcuyla katılım sağlandığını vurgulayan Erdoğan, “Bizim için asıl sevindirici olan, Türkiye'nin sportif alanlarda her geçen yıl daha büyük başarılara imza atması, her geçen yıl, dünyadaki spor kamuoyuna, sporseverlerle sesini daha fazla duyurmasıdır. Son birkaç yıldan bu yana, bilhassa dünyanın en önemli, en büyük, en çok ilgi çeken spor organizasyonlarına, müsabakalarına ev sahipliği yapmaya başladık” dedi.
İstanbul'un 2020 Yaz Olimpiyat ve Paralimpik Oyunlarını düzenlemeye aday şehirler içinde yer aldığını hatırlatan Erdoğan, “İstanbul beşinci kez olimpiyatlara aday oluyor. Ancak bu kez olimpiyatlara, her zaman olduğundan çok daha kuvvetli bir iradeyle talibiz. İnanıyorum ki olimpiyatlar İstanbul'da düzenlenmesi halinde, olimpiyat tarihinin en anlamlı sayfalarından birisi gerçekleşmiş olacaktır. İstanbul sadece olimpiyatlara aday değildir. İstanbul, olimpiyat meşalesinin aydınlığıyla medeniyetler çatışması gibi karanlık senaryolara karşı meydan okumaya adaydır” diye konuştu.