Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye sadece sağlıkta değil ekonomi de diğer ülkelerden pozitif ayrıştığını göstermiştir. Keza istihdam rakamlarında da olumlu bir ivme yakaladık. İkinci çeyrekte salgın tedbirleri sebebiyle kısmi bir gerileme olsa da yılın tamamı için çok ümitli bir tablo bekliyor. Objektifliğini ve inandırcılığını yitirmiş kredi derecelendirme kuruluşlarının tahminlerini dikkate almıyoruz." dedi.
Erdoğan, İslam Ekonomisi Konferansı'nda konuştu.
Erdoğan, "Koronavirüs salgınıyla beraber tüm dünyada köklü değişikliklerin yaşanacağı yeni bir döneme girmiş bulunuyoruz. Her ne kadar bu salgın öncelikle sağlıkla ilgili olsa da sonuçları itibariyle hayatımızın hemen her alanını etkilemektedir." diye konuştu.
Erdoğan, "İşgücü piyasasından ticarete, kişisel ilişkilerden kamu güvenliğine kadar pek çok alanda salgının artçı sarsıntılarına şimdiden şahit oluyoruz. Son günlerde, kimi Batılı ülkelerde yaşanan sokak olaylarının gerisinde ırkçılıkla beraber salgının gün yüzüne çıkardığı adaletsizlikler de vardır. Bu süreçte ekonomik olarak en müreffeh ülkelerin, kendi vatandaşlarına maske temin etmekte dahi zorlandığını, asgari sağlık hizmetlerini sağlayamadıklarını gördük. Sağlık sigortası olmayan insanların ölüme terk edildiği utanç verici sahnelerle karşılaştık." düşüncesini dile getirdi.
Erdoğan, "Yaşlı bakım evlerinden yansıyan görüntüler hepimizi derinden sarsmış, insanlık adına, geleceğimiz adına endişelerimizi daha da arttırmıştır. Sadece maddi zenginliğin, sosyal adalete ve eşitliği temin etmeye yetmediği bu süreçte acı bir şekilde ortaçta çıkmıştır. Ne yazık ki dünyanın birçok ülkesinde zayıfı değil güçlü korumak üzerine inşa edilmiştir. İnsanlar ancak güçleri, paraları oranında hizmetlerden faydalanabilmektedir. Ekonomik bakımdan yeterli güce sahip olmayan insanlar bu tarz kriz durumlarında kaderlerine terk edilmektedir." ifadesini kullandı.
Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:
"Türkiye olarak bu salgın dönemini en az hasarla atlatan ülkelerin başında yer aldık. Güçlü sağlık altyapımız yanında vatandaşlarımıza sunduğumuz kapsamlı ekonomik ve sosyal destek paketleriyle zor bir sınavı başarıyla verdik. Gelir durumu ne olursa olsun; hiçbir insanımızı sahipsiz bırakmadık. Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamanın yanında dünyanın 125 ülkesine sağlık yardımında bulunduk.
Uluslararası kuruluşlardan borç almak yerine kendi kaynaklarımızı harekete geçirdik. Ticari ilişkilerimizin yoğun olduğu ülkelerle merkez bankaları aracılığıyla takas anlaşmalarıyla kazan-kazan temelinde bir işbirliği modeli geliştirdik.
Böylece mali bağımsızlığımızdan taviz vermezden, Türkiye’yi yeni bir vesayet ilişkisine sokmadan, ekonomimizin ihtiyaç duyduğu likiditeyi sağlamış olduk. Kısa süre içerisinde açıklanan 2020 yılı ilk çeyrek büyüme rakamları yüzde 4,5 ile Türkiye’nin sadece sağlıkta değil ekonomi de diğer ülkelerden pozitif ayrıştığını göstermiştir. Keza istihdam rakamlarında da olumlu bir ivme yakaladık.
İkinci çeyrekte salgın tedbirleri sebebiyle kısmi bir gerileme olsa da yılın tamamı için çok ümitli bir tablo bekliyor. Objektifliğini ve inandırcılığını yitirmiş kredi derecelendirme kuruluşlarının tahminlerini dikkate almıyoruz.
Normalleşme takvimini hayata geçirmemizle birlikte üretim, ticaret ve turizm yeniden canlandı. Krizden güçlenerek çıkmayı planlıyoruz."