29 Nisan 2018 20:30
Türkiye-Rusya ilişkilerinde tarihin en sıkıntılı dönemlerinden birininden geçilen Kasım 2015'teki uçak krizinden yaklaşık 6 ay sonra başlayan çabalarla birlikte son 17 ay içerisinde yapılan temaslarla bir dizi konuda önemli ilerlemeler kaydedildiği görülüyor.
Bunda özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in birebir yürüttüğü temas önemli rol oynuyor.
Türkiye, Kasım 2015'te Suriye'de operasyonlara katılan bir Rus jetini hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle vurarak düşürmüştü. Bu gelişme üzerine Rusya, Türkiye'ye bir dizi ekonomik yaptırım uygulamaya başlamış ve ilişkiler tarihin en sıkıntılı dönemlerinden birine girmişti.
İki ülke arasındaki yakınlaşma süreci ise 2016 ortasında başladı. Ancak 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Putin'in Erdoğan'ı arayarak hem destek hem de bilgi vermesi ilişkilerin normalleşmesinde önemli bir dönüm noktası oldu.
Bu gelişmenin üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan da 9 Ağustos 2016 tarihinde Rusya'nın St. Petersburg kentine gitti. Bu, hem Erdoğan'ın darbe girişimi sonrası yaptığı ilk dış ziyaret hem de iki lider arasında Kasım 2015'ten yana yapılan ilk görüşme oldu.
BBC Türkçe'nin resmi açıklamalara dayanarak yaptığı derlemeye göre, 9 Ağustos 2016'da yapılan bu ziyaretle başlayan süreçte, Erdoğan ve Putin, 10 kez baş başa görüştü.
İki lider, yine aynı dönemde, Ağustos 2016 ile Aralık 2017 arasında 18 kez de telefon görüşmesi yaptı.
Bu görüşme trafiği sonucu ilk etapta uygulanan kısıtlamaların tamamına yakın bir bölümü kaldırıldı, ticaret hacmi yüzde 20'nin üzerinde arttı, NATO sistemlerinin kullanılmasına rağmen S-400 hava savunma sisteminin alımı için anlaşma imzalandı, Türk Akımı doğalgaz boru hattı projesinin inşası başladı, Akkuyu Nükleer Santrali'nin inşasına başlanmasında sona yaklaşıldı ve Suriye'de iç savaşın sona erdirilmesi için bir dizi somut adım atıldı.
Atılan tüm bu adımlar, özellikle uluslararası kamuoyunda Türkiye'nin Batı'dan uzaklaşarak, Rusya ile yeni bir kampa geçtiği yorumlarının artmasına neden oldu.
İki ülke yakınlaşmasının en fazla etkisini gösterdiği konuların başında ise Suriye geliyor.
Özellikle Suriye'de iki liderin görüşme trafiğinin hızlandığı dönemlerin hemen arkasından somut bir kararın açıklandığı görülüyor.
Örneğin, Kasım ve Aralık 2016'da yapılan yüz yüze ve telefon görüşmelerinin ardından Halep'teki silahlı grupların tahliyesiyle ilgili anlaşmanın ve Suriye genelinde ateşkes ilanının hayata geçirildiği dikkat çekiyor.
Çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması da Mayıs ayındaki görüşmenin ardından gelirken, son dönemdeki temasların da Soçi'de başlayan siyasi çözüm çabalarına yoğunlaştığı anlaşılıyor.
Putin ile Erdoğan'ın Ağustos 2016'dan bu yana yaptıkları görüşmeler ve bu görüşmelerde alınan kararlar şöyle:
İki liderin buluşması, Türkiye'nin Kasım 2015'te hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle bir Rus savaş uçağını vurarak düşürmesiyle başlayan krizin ardından yapılan ilk yüz yüze görüşme ve Erdoğan'ın 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yurt dışına yaptığı ilk ziyaret oldu.
Erdoğan, krizin ardından iki ülke arasında yaz aylarında başlayan yakınlaşma sonucunda bu görüşmenin esasen Eylül ayındaki G20 Zirvesi için planlandığını ancak 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi nedeniyle öne çekildiğini açıkladı. Putin de ilişkileri kriz öncesi düzeyine getirmek konusunda mutabık kaldıklarını söyledi.
Bu görüşmeyle birlikte ticaret, yatırım ve enerji alanlarında bir dizi somut adım atılmaya başlandı. Görüşmenin ardından Rusya'nın Türkiye'ye uyguladığı tur satış yasağı kaldırılırken, charter uçuşlar da yeniden başladı.
Ayrıca, Suriye'de krizin çözümüne ilişkin görüş ayrılıklarını giderilmesi ve mutabakat sağlanması amacıyla sürecin iki ülke dışişleri bakanlıkları ve istihbarat birimlerinin katılımıyla yürütülmesine karar verildi.
İki lider, G20 Zirvesi'ne katılmak üzere bulundukları Çin'de bir araya geldi. İki saat süren bu buluşma, St Petersburg'daki görüşmenin bir devamı niteliğinde oldu.
Yapılan açıklamalara göre, iki lider, siyasi, ekonomik ve enerji alanında bundan sonrasına dair atılabilecek adımları ele aldı.
Bu görüşmeden birkaç gün sonra, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Erdoğan'ın Çin'den ayrılmadan önce Putin ile bir kez daha görüştüğünü açıkladı.
Putin, 23'üncü Dünya Uluslararası Enerji Kongresi'ne katılmak üzere İstanbul'a geldi. Putin ile Erdoğan, İstanbul'da 1 saat 40 dakika süren bir görüşme yaptı. Bu görüşmenin ardından bir dizi anlaşmaya imza atıldı.
Rusya, Türkiye'den ihraç ettiği domates hariç tüm tarım ürünlerindeki kısıtlamaları kaldırırken, iki ülke ortak yatırım fonu kurma kararı aldı.
Enerji bakanları, iki hattan oluşacak olan ve toplam 31,5 milyar metreküp kapasiteye sahip olması planlanan Türk Akımı doğalgaz boru hattı projesinin anlaşmasını imzaladı.
Ayrıca, Akkuyu Nükleer Santral projesiyle ilgili çalışmaların devam edilmesi konusunda liderler görüş birliğine varıldı.
Putin, o dönemde Suriye hükümeti ile silahlı gruplar arasında sert çatışmaların yaşandığı Halep'ten silahlı grupların çıkarılması konusunda Erdoğan'la birlikte çalışacaklarını söyledi. Erdoğan da Halep'te akan kanın durmasını istediklerini belirtti.
Toplantı 2 saat 40 dakika sürdü. Görüşmede ağırlıklı olarak ekonomi alanındaki işbirliği konusu ele alındı. Görüşmenin ardından Rusya'nın başta inşaat olmak üzere Türk şirketlere uygulanan kısıtlamaların kaldırılması ve çalışanlara vize yasağına son verilmesi kararı aldığı açıklandı.
Görüşmenin bir diğer önemli gündem maddesi de Suriye oldu. Putin, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Suriye'deki ateşkesin genel anlamda "Rusya, Türkiye ve İran sayesinde muhafaza edildiğini" söyledi ve Erdoğan'a yaptığı katkılardan dolayı teşekkür etti.
Erdoğan, Putin'in daveti üzerine Rusya'nın Soçi kentine gitti. Görüşmenin ardından vize ve domates ihracatı haricinde tüm kısıtlamaların kaldırıldığı açıklandı.
Putin, bu görüşmeyle "normalleşme sürecinin" tamamlandığını ve ilişkilerin iyileşmeye başladığını söyledi.
Ancak bu toplantıda esas Suriye ile ilgili kritik bir karar alındı. Putin ve Erdoğan, başta İdlib olmak üzere Suriye'de çatışmasızlık bölgelerinin kurulması konusunda mutabık kaldı.
Putin ve Erdoğan, ilerleyen aylarda hayata geçirilecek olan dört çatışmasızlık bölgesiyle ilgili ilk görüşmeyi de Soçi'de harita üstünde gerçekleştirmiş oldu.
İki lider, Almanya'nın Hamburg kentinde düzenlenen G20 Zirvesi sırasında bir araya geldi. Görüşme yaklaşık bir saat sürdü.
Erdoğan, "Suriye, Irak, bununla ilgili bölgedeki beklentiler çok yüksek. Ben görülmemizi bu bakımdan da önemiyorum" dedi.
Putin de Türkiye'nin rolü sayesinde Suriye'deki durumun daha da iyiye gittiğini ve "terörle mücadelede önemli bir mesafe" katedildiğini söyledi.
Bu döneme kadar iki ülke ilişkilerinde Suriye ve ekonomik ilişkilerin ağırlıkta olduğu görülürken Eylül ayıyla birlikte savunma alanında da işbirliğine yönelik işaretler güçlenmeye başladı.
Bu görüşmeden iki hafta önce, 12 Eylül'de Türkiye, Rusya'dan S-400 hava savunma sisteminin satın alınması için anlaşmanın imzalandığını ve kapora yatırıldığını açıkladı.
İki liderin görüşmesi için bu kez Putin, Erdoğan'ın daveti üzerine Ankara'ya geldi. İki liderin görüşmesinde ağırlıklı olarak Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin bağımsızlık referandumu ve Suriye konuları ele alındı.
Erdoğan, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması konusunda Putin ile mutabık kaldıklarını söyledi.
Putin de Suriye'deki çözüm çabalarına yaptığı katkılardan dolayı Erdoğan'a teşekkür etti ve Mayıs ayında üzerinde uzlaşmaya varılan çatışmasızlık bölgesi girişimi hayata geçirilerek "önemli bir başarıya imza atıldığını" söyledi.
Putin ayrıca, Suriye'de çözüm için siyasi şartların artık oluştuğunu da sözlerine ekledi.
Görüşme 2 saat 10 dakika sürdü. Görüşmenin ardından Putin, ilişkilerin kriz öncesi düzeyine döndüğünü ilan etti. Erdoğan da savunma alanındaki işbirliğini artırmaya dönük adımlar atılacağını söyledi.
Putin ayrıca, bu görüşmeden kısa bir süre önce ziyaret ettiği Tahran'da Ruhani ile yaptığı temaslar hakkında Erdoğan'a bilgi verdi.
Suriye konusunda ayrıca Putin, "Astana sürecinin garantörleri olan Rusya, Türkiye ve iran arasındaki çalışmalar başarıyla devam ediyor" dedi.
İki lider bu kez baş başa görüşme değil, Suriye'deki çözüm çabalarının ele alındığı ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin de hazır bulunduğu üçlü bir zirve için bir araya geldi.
Putin, Erdoğan ve Putin, Suriye'de çözüm çabaları için bir yol haritası niteliğinde olan ortak bir bildiri yayınladı.
Liderler, Suriye'de siyasi bir çözüme ulaşılması için "yakın gelecekte" Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin toplanması konusunda uzlaşmaya vardı. Ayrıca Suriye halkının desteğini alacak bir anayasa ve Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde adil seçimlerin yapılmasına da destek verildi.
Türkiye, bu kongreye PKK'nın uzantısı olarak nitelendirdiği ve "terör örgütü" olarak tanımladığı Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve silahlı kanadı Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) katılmasına karşı olduğunu açıkladı.
Rusya da Türkiye'nin itirazlarının not edildiğini bildirdi.
Putin, önce Suriye'de Devlet Başkanı Beşar Esad, sonra da Mısır'da Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi ile görüştü ve akşam saatlerinde Ankara'da Erdoğan ile bir araya geldi.
Putin, Suriye'deki durumun ele alındığını ve ülke topraklarının "neredeyse tamamının teröristlerden kurtarıldığını" söyledi.
Rusya lideri, "Suriye Ulusal Kongresi'nin önümüzdeki yılın başında görüşmesini konuştuk. Katılımcıları, Suriye'nin devlet yapısını, yeni anayasayı ve BM denetiminde seçimlerin yapılmasını görüştük" dedi ve çatışmasızlık bölgeleri konusunda çabalarından dolayı Erdoğan'a bir kez daha teşekkür etti.
Erdoğan da ikinci bir Soçi zirvesinin toplanacağını belirterek, "Astana garantörleri olarak Cenevre'deki sürece katkı sağlayacağız" diye konuştu.
Putin ile Erdoğan arasında son 14 ayda yapılan telefon görüşmeleri de şöyle:
© Tüm hakları saklıdır.