Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan "Evet'e olan muhabbet gittikçe artıyor. Tüm bu yalanlar ortaya çıktıkça 'evet' artıyor. Şu anda bir oran zikretmeyeyim. Ama açık ara diyebilirim" dedi.
Güneydoğu'daki operasyonların ardından gelinen durumu değerlendiren Erdoğan, "Hükümetimiz bölgede yoğun bir çalışmayla bütün o hendekler, çukurlar, evlerin altında kazılmış tüneller, oluşturulmuş şehirler, bunların hepsi yıkılmak suretiyle şimdi yeni şehirler oluşturuyoruz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 TV ve 360 TV ortak canlı yayınında soruları yanıtladı.Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"Bugün İstanbul mitingimiz hakikaten bundan önceki mitinglerimiz gibi tüm coşkusuyla İstanbul oradaydı. Gerek Sayın Başbakan gerekse şahsım bu mitingden mutlu ayrıldık.
'Evet'e olan muhabbet gittikçe artıyor. Tüm bu yalanlar ortaya çıktıkça 'evet' artıyor. Şu anda bir oran zikretmeyeyim. Ama açık ara diyebilirim ve bu açık ara gidiş daha da artarak devam edecek, bu onu gösteriyor
"CHP'nin mazisinden haberi yok"
Önce tabi genel başkanı olduğu siyasi partinin her zaman övündüğü Gazi Mustafa Kemal’den haberi yok, mazisinden haberi yok. Benim aklımda kaldığı kadarıyla 1960’a kadar böyleydi. Genel başkanı olduğu siyasi partinin Gazi Mustafa Kemal’in kurucusu olduğu partinin mazisinden haberi yok. Gazi Mustafa Kemal CHP’nin Genel Başkanıyken aynı zamanda Cumhurbaşkanı değil miydi? İsmet İnönü Genel Başkanken aynı zamanda Cumhurbaşkanı değil miydi. Ey Kılıçdaroğlu milleti aldatma kandırma. Bir partinin genel başkanının aynı zamanda Cumhurbaşkanı olması tarafsızlığına helal getirmez. Tarafsızlık nedir. Tarafsızlık hizmette adalettir. Biz bu kadar yatırım yaptık. Bu yatırımları sadece AK Partililer faydalanır mı diyoruz. Tüm halkım kullanmıyor mu bu yatırımları. İzmir’de benim partim hiçbir zaman birinci parti değildi. Ama yaptığımız hizmetler ortada. Belediyenin yapması gereken hizmetleri de yaptık. İzmir ağırlıklı olarak CHP’lidir diye bakmadık. Tüm bunları yaparken Tarafsızlığımıza gölge düşürecek ne yaptık?
"Yalanla bu ülkede iktidar olmazsın"
Biz anlatıyoruz ama anlamamakta direniyor. Biz bu kava olmasın diye bu sistemi getiriyoruz. Bin 500 yardımcı atayabilir diyor. Akıl almaz bir şey. Biz göreve geldiğimizde kabine 36’dan oluşuyordu. Biz 25’e indirdik. Yönetim nedir biliyoruz. Yalanla bu ülkede iktidar olmazsın. Dürüst ol. Seni biz bir defa SSK Genel müdürlüğünden tanırız. Ne rezillikti. Bizi kuyruklarda inim inim inletti. Millet bunları tanısın. Hele hele genç jenerasyon o günleri bilmiyor. Zannediyorlar ki bugün istedikleri hastaneye gidiyor gibi o günde gidiyorlar.
"Herkes istediği hastaneye gidiyor"
Sağlık reformu yaptık. Bütün hastaneleri birleştireceğiz dedik yaptık. SSK farklı, emekli sandığı farklı, PTT hastaneleri farklı diye bir şey yok. Benim vatandaşım istediği hastaneye istediği gibi gidecek. Herkes istediği hastaneye gidiyor. Özel hastanelere de gidiyor.
Biz o günlere dönmemek için 16 Nisan’da ‘evet’ diyoruz. Sadece sağlık da değil ki eğitimde de reformalar yaptık. Yeterli mi? Hayır yeterli değil. Müfredatta değişiklik yapacağız. 70-80 kişilik sınıflardan 30 kişilik sınıflara geliyoruz. Öğretmen atamaları yapıyoruz. Öğretmenlerde de kaliteyi arttıracağız. En önemlisi insana yatırım yapmak. Biz de yapıyoruz ama Kılıçdaroğlu bunları anlamaz.
"Halkım buna gerekli cevabı verecek"
Artık bunların sonunun geldiği alametidir. Benim de söyleyecek sözüm var da. Benim polisime sen it diyemezsin. Sanırım o trafik polisi, görevini yapıyor. Halkım buna gerekli cevabı verecek.
"Yarın İzmir'deyiz buyur gel"
Denize dökeceğiz derken genel başkanın adına mı söylüyorsun kim adına söylüyorsun. Ben ne dedim bunları özel bir demokrasi müzesi yapacağız, bunları güzel objeler olarak orada değerlendireceğiz dedim.Sosyal medya patlıyor. Ne diyorlar? Yenikapı fotoğraflarını paylaşarak gel buradan dök diyorlar. Yarın İzmir'deyiz buyur gel. Orada yapalım, oradayız. Siyasette affedilmeyecek sözlerdir. Eline sahip olacaksın, diline sahip olacaksın, beline sahip olacaksın. Bu nedir ahlak sahibi. Bu ağızla kalkacaksın sen orada it diyeceksin. O adam köşe yazarlığı yapmış, cezaevine girmiş, kitap yazmış vs.
"AK Parti kurulduğu yıldan beri iktidar"
Bunlar çizgiyi sapıttılar. Bunlar siyasette söylenemeyecek sözlerdir. Bunların yapacakları herhangi bir şey kalmayacak. 16 Nisan bu türlerin yok olacağı tarihtir. Onlarca yıl bunlar iktidar parti olamadılar. Ak Parti kurulduğu yıldan beri iktidar oldu. Bunlar ondan kuduruyor.
"Sen hayatında neyi yönettin"
(CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu) Sen hayatında neyi yönettin, kaç kişi yönettin? Önce bunu söyle. Onun hayatında böyle bir şey yok. Onun için de ne diyor? 'Lokantayı bile icabında kapatabilecektir' Böyle bir şey olabilir mi, bir cumhurbaşkanının böyle bir görevi olabilir mi? Lokantayı kapatan kimdir? Bak onu da öğrenmesi lazım, ben ona söyleyeyim. Belediye başkanları lokanta kapatır.
"Hiçbir zaman demokrat olmadılar"
CHP geçmişinde şöyle bir anlayış var, kuralları koyarlar ve koydukları kuralları da milli iradeyle değil, CHP eliyle yürütürler, mantık budur. Hatırlayın, 40'lı yıllarda CHP il başkanları aynı zamanda bulundukları illerin valisiydi. Bunu bu ülke gördü. Bu neyi getiriyor Bunların demokrasi diye bir anlayışı yok. Bugün de taraf meselesinde söylediği gibi, 'Benim kurucu liderim Atatürk' diyor ama kurucu lideri Atatürk'ün aynı zamanda cumhurbaşkanı olduğunu da bilmiyor. İnönü'nün, aynı zamanda cumhurbaşkanı olduğunu bilmiyor. Önce bunları bir gör, demek ki olabiliyormuş. Bunlar bu ülkede yaşandı. Demokrasiye gelince CHP'nin geçmişinde bu noktada kirlilikler var, hiçbir zaman demokrat olmadılar.
"Milli şeflik dönemini nereye koyacaksın?"
Cumhuriyet Halk Partisi'nin bugüne kadar gelmiş geçmiş genel başkanları içerisinde demokrasi noktasında hassasiyeti olanı ne yazık ki görmedim. Hiçbir zaman da yani 'genel başkan ayrı, cumhurbaşkanı ayrı' böyle bir dertleri de olmadı. Zaten bunlar çok partili hayata hiç tahammül edemediler. Mesela şimdi 'tek adamlık' vesaire... Tek adamlıksa tek parti dönemiyse bu sizde var zaten. Milli şeflik dönemini nereye koyacaksın? Bunlar yaşanan şeyler. Ama bunlar oraları unutturmak istiyorlar. Ben gençlere onun için şunu hatırlatmak istiyorum; Gazi Mustafa Kemal ne diyor? 'Ey gençler, Cumhuriyet'i sizlere emanet ediyorum.' diyor ama Gazi Mustafa Kemal'in emanet ettiği Cumhuriyet'i, şu anda Kılıçdaroğlu gençlere emanet edemiyor. Parlamentoya girmelerine tahammül edemiyor.
18 yaş bir kırılma noktası değil mi? Bunları orada veriyorsun da, seçmeyi veriyorsun, seçilmeye gelince vermiyorsun. Zor olan seçmektir, seçilmek değildir. Hatırlayın bir zamanlar bir siyasi bir şey söylemişti; 'Ben 4 ayaklı merkebi Taksim Meydanı'na koyarım, onu seçtiririm.' demişti. Niye? Zor olan o değil. Zor olan seçmek, seçmek. Gelecek, ideal olanı, uygun olanı seçecek. Madem ki 18 yaşa seçmeyi veriyorsun, seçilme hakkını da ver. İşte şimdi bunu kazanıyoruz. Biz diyoruz ki, bizim gencimiz bu hakka sahip olmalı. Gençliğimize biz inanıyoruz, güveniyoruz. Siz de üstelik partimizin kurucusu diye iftihar ediyorsunuz, Gazi Mustafa Kemal de böyle söyledi; 'Gençler, Cumhuriyeti size emanet ediyorum.' Bitti. Daha bu konuda konuşma. Yola devam.
Bundan sonra halk karar verecek, halka gidecek ve halk inşallah Kasım 2019'dan sonra, hem iki sandıkta, bir tanesinde cumhurbaşkanını seçecek, bir diğerinde de parlamentoyu seçecek. İki sandık kuruluyor. Bundan rahatsız oluyorlar. Belki de şunu düşünüyorlar; acaba oralardan bize sıra gelecek mi gelmeyecek mi? Bu endişeye kapılıyor olabilirler. Parlamentoda bizim gücümüz, yerimiz ne olacak? Bunu düşünüyor olabilirler. Bu bir ön kesme harekatıdır.
"Kazılmış tüneller, oluşturulmuş şehirler, bunların hepsi yıkılmak suretiyle, yeni şehirler oluşturuyoruz"
Daha çok yapacağımız işler var. Fakat hepsinden öte yapılan bir iş var. Şu anda hükümetimiz bölgede yoğun bir çalışmayla bütün o hendekler, çukurlar, evlerin altında kazılmış tüneller, oluşturulmuş şehirler, bunların hepsi yıkılmak suretiyle şimdi yeni şehirler oluşturuyoruz. İnşallah 1-2 yıl içerisinde Güneydoğu'ya gidildiği zaman Güneydoğu'yu farklı göreceksiniz. Bunu bu hükümet eğer bir aşkı, bir derdi olmasa yapılır mıydı? Onun için ben Kürt kardeşlerime şunu söylüyorum; sizin adınıza ortalıkta dolaşanlar, hiçbir zaman sizi savunmadılar, sizi sevmediler, sizin derdinizle dertlenmediler. Bizim devlet olarak gönderdiğimiz paraların bir kısmını kendi ceplerine koyarken, bir kısmını dağa gönderdiler, Kandil'e gönderdiler, teröristlere verdiler. Dolayısıyla bu oyuna bir daha gelmeyelim.
"Ak Parti'ye üye olurum"
Benim doğrusu en büyük şu anda düşüncem, birinci derecede düşüncem şudur; bu partinin (AK Parti) kurucu genel başkanıyım, dolayısıyla bu hak doğduğu andan itibaren partime üye olurum ve partime üye olarak hizmetime devam ederim.
Bana göre atılan adım gecikmiş adımdır. Gecikmiş adımın atılmasını takdirle karşıladım. Yeter mi? Bana göre yetmez. Devlet terörü estiren Esed var. Bir milyona yakın insanı öldüren katil var. Bazıları kınıyor. Neyi kınıyorsunuz? Kusura bakmasınlar neyi kınıyorsunuz. 6-7 yıldır Türkyie Cumhuriyeti'nin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı olarak ben bunu kınayanlara söyleyen birisiyim. Burada bir hedef saptırma var. İkide bir kimyasal silah diyorlar. Bu bir kandırmadır. Kimyasal silah uluslararası kurallara göre yasaklandıyı öne getiriyorlar. Kimyasal silahı konuşalım ama Konvansiyonel silahlarla ölen insan sayısı çoktur. Neden bunu gündeme getirmiyorlar.
"Suriye'de kimyasal silah bal gibi var"
O üs kimyasal silahların kullanıldığı üs olarak göreve girdi. Hedef saptırıyorlar. Kimyasal silah Suriye’de yok diyorlar. Bal gibi var. Elimizde radar görüntüleri var.
Temennimiz Amerika’nın yaptığıyla kalmasın Rusya’da devreye girsin. Ben sık sık Sayın Putin’le görüşüyorum. Son açıklamada da Esed’e desteğimiz sınırlı değil dediler."