Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de kurulması planlanan güvenli bölge konusunda değerlendirmede bulundu. "ABD'nin ifade ettiği makasın çok açık olduğunu görüyoruz" diyen Erdoğan "Birkaç hafta içinde askerlerimiz bölgeyi kontrol etmezse, kendi harekat planımızı devreye sokacağız" açıklamasında bulundu. Güvenli bölgede askerimizin kontrolü dışında çözüme razı olmayız açıklamasında bulunan Erdoğan, üç hafta sonra gerçekleştirilecek BM zirvesini "son fırsat" olarak niteledi.
NATO ile ilişkilere yönelik "Ne NATO üyeliğinden, ne de müttefiklerimizden vazgeçmek gibi bir niyetimiz yok" vurgusu yapan Erdoğan "Parasını ödediğimiz F-35'ler bize teslim edilmiyor. Türkiye'yi 3. dünyanın şamar oğlu ülkeleriyle karıştıranlar anlamadıysa bundan sonra bunu onlara göstermek boynumuzun borcudur" şeklinde konuştu.
Harp Okulları Diploma ve Sancak Devir Teslim Töreni'nde yaptığı konuşmada "NATO savunma konsepti bize önemli katkılarda bulundu" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
"Cumhuriyet döneminde de TSK dünyanın en modern savunma taktikleri ve araçlarıyla teçhiz edilerek ülkemizin bağımsızlığının garantisi olmuştur.
Darbe cunta ve vesayet dönemlerinde örselenmiş olsa da milletimizin bağrından çıka TSK ülkemizin teminatı olacaktır. FETÖ'nün pençesinden kurtardığımız TSK bugün her zamankinden daha güçle ve etkin bir şekilde görevine devam ediyor. Dünyanın her alanında adeta yeniden yapılandığı bir dönemde bizim de savunma stratejilerimizi yeniden gözden geçirmemiz kaçınılmaz hale gelmiştir. NATO son dönemde çuvallamış olsa da hala bizim için en önemli müttefiktir. Müttefiklerimizle dayanışmayı önemli görüyoruz. Ne NATO üyeliğinden ne de müttefiklerimizden vazgeçme gibi bir durum söz konusu değildir. Tam tersine daha güçlü bir yer edinmek istiyoruz.
Teröristlerin ülkelimizi tehdit ettikleri bir dönemde kimsenin samimi bir desteğini yanımızda bulamadık. Kendi gücümüzle hem DEAŞ'ıl hem de bölücü terör örgütünü bertaraf ettik.
"Güvenli bölgede kendi askerimizin kontrolünden başka çözüme rıza göstermeyiz"
Bölgedeki sorun DEAŞ değil bir takım güçlerin çıkar paylaşım savaşıdır. Bölgedeki kardeşlerimizin bu çirkin oyunun malzemesi haline dönüştürülmesine izin veremeyiz. Fırat'ın Doğusunda da terör örgütünün bölge halkı üzerindeki zulmü gizlenemez hale gelmiştir. Türkiye olarak güvenli bölge oluşturma isteğimizi dile getirdik. Herkes bu teklifi olumlu görmüş olsa da o dönem kimse hayata geçirmedi. Şimdi bunu tekrar konuşuyoruz. Bizim söylediklerimizle ABD'nin ifade ettiği makasın çok açık olduğunu görüyoruz. Gerçi müşterek harekat merkezinin kurulması gibi olumlu gelişmeler var. Ancak biz doğrudan kendi askerlerimizin kontrol etmesi dışında bir çözüme rıza gösteremeyiz.
Sadece burayı sadece güvenli bölge haline getirmeyeceğiz, burada inşa edeceğimiz yerleşim alanlarıyla Suriyeli vatandaşlarımızı ülkelerine kavuşturmayı hedefliyoruz.
"Birkaç hafta içinde askerlerimiz bölgeyi kontrol etmezse, kendi harekat planımızı devreye sokacağız"
3 hafta sonra ABD'de bulunacağımız temaslar son fırsattır. Tatmin edici adımlar atılmazsa orada kendi işimize bakmaktan, kendi göbeğimizi kendimiz kesmekten başka çare gözükmüyor. Bir kaç hafta içinde askerlerimiz bölgeyi kontrol etmezse, kendi harekat planını devreye sokacağız.
Şimdi gündemde F-35 projesi var. Parasını ödediğimiz uçaklar bize teslim edilmiyor. Biz gereği neyse onu yapacağız. Rusya ziyaretimizden rahatsız olmuşlar. Araştıracağız, savunma sanayine yönelik her şeyi araştıracağız. Bütün bu çalışmaları yürüterek inşallah yarınların Türkiye'sini daha güçlü hale getireceğiz. Türkiye'yi 3. dünyanın şamar oğlu ülkeleriyle karıştıranlar anlamadıysa bundan sonra bunu onlara göstermek boynumuzun borcudur.
Türk milleti özgürlüğü, geleceği söz konusu olduğunda şehadeki en büyük mertebe olarak kabul eder.