Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G-20 Zirvesi için gittiği Japonya'da Mukogawa Üniversitesi'nde fahri Doktora Unvanı tevdi töreninde konuştu. "40 yıllık siyasi hayatımda elde ettiğim tüm başarının gerisinde mutlaka kadınların gayreti, emeği, fedakarlığı bulunuyor" diyen Erdoğan, Japonya'daki 80 kadın üniversitesini incelemesi için Türkiye'nin Japonya Büyükelçisi'ne görev vereceğini belirterek, "Ülkemde de bunun adımını atacağız" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından bölümler şöyle:
"Üniversite yönetimini ayrı ayrı kutluyorum. G-20 zirvesi vesilesiyle gerçekleştirdiğim Japonya ziyaretine böylesine anlamlı bir programla başlamak benim içim bir mutluluk kaynağıdır. Ziyaret sırasında yapacağımız temasların hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bizler Asya'nın doğu ve barı ucunda yer alan iki ülkeyiz. Aramızdaki kilometrelerce mesafeye rağmen Türkler ile Japonlar arasındaki iletişim takdirle karşılanıyor. Bizler iyi ve kötü günlerimizde hep birbirimizin yanında durmaya hep özen gösterdik.
Tarihinde çok ağır travmalar yaşasalar da her seferinde yepyeni bir başlangıç yapmışlardır. Türkiye'nin tarihi de tıpkı Japonya gibi küllerinden yeniden doğuşu tarihidir. Bir hususa dikkat çekmek istiyorum; bizim inancımıza göre her zorluğun ardından muhakkak bir kolaylık vardır. İlk başta aleyhimize görünen şeyin ardında hayır olabilir. Gerek kişisel siyasal serüvenimizde gerekse milletimizin tarihinde yüzlerce örnek bulunuyor. Okuduğum bir şiir nedeniyle çarptırıldığım hapis cezası bazı çevreler tarafından 'son' olarak görülse de bizim için yeni bir başlangıç oldu. 2002'de çok daha güçlü bir kadroyla adeta yeniden dirildik. İlk başta bize acı çektiren, üzüntü veren hadiselerin daha sonra hayırlara vesile olduğunu görüyoruz. Bizim tarihimizde bir İnebahtı muharebesi vardır. Bizim sakalımızı tıraş ettiler ama öyle bir an gelir ki kollarını keseriz. Kesilen sakal gür biter ama kol yerine gelme.' Onun için bu tür yenilgiler bir bitiş değildir.
Türkiye cumhurbaşkanı olarak himayemizde düzenlenen Ara Güler sergisine siz Japon dostlarımızı davet etmek istiyorum.
Ülkemiz 8 yıldır Suriye'de süren iç savaşla mücadele ediyor. Hem coğrafi konumumuz hem de tarihi, kültürel ve beşeri bağlarımız sebebiyle kriz kuşağında yaşanan her hadise ile ilgilenmek mecburiyetinde kalıyoruz. Bölgemizdeki tüm krizlerde özgürlüğün, adaletin ve hakkın yanında yer aldık. 3,6 milyonu aşkın sınırlarımıza dayanan Suriyeli göçmen, Irak ve Afganlarla beraber 4 milyona dayanıyorlar. Birilerine rağmen kapılarımızı ve gönlümüzü mültecilere açtık.
Ne yazık ki pek çok batılı komşumuz yüksek duvarlar arkasına saklanmayı dikenli tel örgülerin arasında kusur aramayı tercih etti. Masum çocukların gözyaşları maalesef birilerini harekete geçirmeye yetmedi.
Birçoğu yavrularıyla beraber günlerce o bombaların altından kaçmak zorunda kaldılar.
Çoğu zaman ucuz iş gücü olarak görülen kadınların emeği sömürülüyor. Kadınlara hak ettikleri imkânlar ne yazık ki verilmiyor. Ayrımcılığın artığı, kadınlara yönelik dışlayıcı politikaların yaygınlık kazandığı, aile kavramının erozyona uğradığı bir dönemde Türkiye olarak son 17 yılda kadın hakları konusunda birçok tarihi reforma imza attık. Siyasi sorumluluk üstlendiğim her yerde kadınlarımızla birlikte yol yürümeye her zaman özen gösterdim. 40 yıllık siyasi hayatımda elde ettiğim tüm başarının gerisinde mutlaka kadınların gayreti, emeği, fedakârlığı bulunuyor. 4,5 yıllık İBB başkanlığı görevimizde sadece siyasi değil tüm sosyal faaliyetlerde de kadınlarımız en başta yer alıyordu. 12 yıllık başbakanlığım döneminde kadınlara ilişkin sorunların çözümü daime önceliklerimin ilk sıralarında yer aldı. Ülkemizin kadınların çalışması, üretmesi, yönetmesi en önemli hedefimiz oldu.
Partimizin kadın kolları 4,5 milyon üyesiyle çok güçlü, organize bir tabana hitap ediyor. Üniversite hocalarımızdan yargı kadrolarına, mimarlıktan bankacılığa kadar kadınlarımız önceye oranla çok yüksek rakamlarla yer alıyor. Kadın istihdam oranı bizim dönemimizde yüzde 30'a yükseldi.
Biz Türkiye olarak etnik kimliğine, inancına bakmadan mazlum ve mağdurlara sahip çıkmaya devam edeceğiz. Vicdanların çölleştiği günümüz dünyasında insanlığın vicdanı olacak, hak, adalet ve özgürlük mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz. Mukogawa Kadın Üniversitesi'nin şahsıma verdiği doktora unvanı bu zorlu mücadelemizde bize güç ve cesaret verecektir. Bu üniversiteyi inceleyeceğim. Bunun yanında toplam 80 kadın üniversitesini şu anda büyükelçime de görevi veriyorum, incelemek suretiyle ülkemde de bunun adımını atacağız."