T24 - Bursa'da İsrail'e yüklenmeye devam eden Başbakan Erdoğan, ''Bu devlet, bu ülke, bu millet vefasız, şuursuz değildir. Hele korkak hiç değil'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Bursa Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nin önünde gerçekleştirilen toplu açılış törenine katıldı.
Törende yaptığı konuşma yaptığı konuşmada, ''Bu devlet, bu ülke, bu millet vefasız, şuursuz değildir. Hele korkak hiç değil'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bizim Osman Gazi'den, onun torunları olan Fatih'ten, Selim'den, Süleyman'dan ve Mustafa Kemal'den öğrendiğimiz işte budur. Biz nasıl ki şehitlerimizin, gazilerimizin ulu insanlarımızın bize emaneti olan bu vatan topraklarını namusumuz, şerefimiz bildiysek aynı şekilde adaleti, hakkı, zalime karşı durmayı, mazlumun yanında olmayı onlardan öğrendik.
Şunun altını buradan çiziyorum, bizim bölgemizde de istikrarı tesis etmekten başka bir gayemiz yok. Orta Doğu'da, Kafkasya'da, Orta Asya'da, Balkanlar'da adaleti, demokrasiyi, insan haklarını tesis etmekten başka gayemiz yok.''
'Bir sandık domates bile İsrail'in iznine tabi'
Türkiye'nin İsrail hükümetiyle sorun yaşadığını, İsrail hükümetinin zorbalığına, korsanlığına, hukuk tanımazlığına karşı sesini yükselttiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hem içeriden hem dışarıdan 'Türkiye batıdan uzaklaşıyor' diye yaygara koparıyorlar. Bunlar demokrasiden, insan haklarından, temel hak ve özgürlüklerden, uluslararası hukuktan dahi bihaberler. Bizim itirazımız var.
Biz zulme, haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, korsanlığa, devlet terörüne itiraz ediyoruz. Biz bir şehrin, Gazze'nin içindeki tüm insanları açık hava hapishanesinde yaşatanlara itiraz ediyoruz. Hani insan hakları? Hiçbir yerden dünyaya çıkışları yok. Bir sandık domates bile İsrail'in iznine tabi.
Nerede insanlık, nerede dünya devletleri? Biz buna itiraz ediyoruz. O kapıların açılmasını istiyoruz. Biz Ortadoğu'yu ateşe atan, Ortadoğu'yu bir yangın yerine çevirmeye çalışan zihniyete itiraz ediyoruz.''
'Gazze karşısında sussak Osman Gazi'nin kemikleri sızlamaz mı?'
Başbakan Erdoğan, alandakilere ''Gazze karşısında sussak, şu Osman Gazi'nin kemikleri sızlamaz mı?'' diye sorarak, şöyle devam etti:
''Kudüs karşısında gözümüzü yumsak şu Orhan Gazi'nin ruhu sızlamaz mı? Adaletsizliğe, hukuksuzluğa, zulme, korsanlığa, devlet terörüne kulaklarımızı tıkasak Sultan Muratların, Sultan Beyazıtların hatırası çiğnenmez mi?. Bu monşerlerden bazıları şunu söylüyor; 'Burası bizim için bir milli dava değildir'.
Burası bizim için tarihi davadır. Burada bizim tarihten gelen sorumluluğumuz var. Kudüs, üç dinin merkezidir. Müslümanların, Hristiyanların, Musevilerin. Orada bu din mensuplarının hepsinin hakkı var. En başından itibaren biz bunu seslendirdik, bu onurlu duruşu sergiledik. Bundan sonra da geri adım atmadan, bu onurlu duruşu uluslararası diplomatik çevrelerde, tüm kurum ve kuruluşlarda seslendireceğiz, takip edeceğiz.''
'Dik duruşumuzu devam ettireceğiz'
BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile dün (5 Haziran 2010) yaptığı görüşmeyi anımsatan Başbakan Erdoğan, bu konuyu Genel Sekreter ile ''uzun uzadıya konuştuğunu'' bildirdi.
Erdoğan, en baştan beri dünyanın dikkatini bu insanlık dışı politikalara çekmeye çalıştıklarını vurguladı.
Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile de bu konuyu konuştuklarını dile getirerek, ''Onunla da yaptığımız görüşmede aynen söylediklerimi kendilerine ifade ettim. Gelişmeleri bu istikamette şu anda olumlu görüyoruz.
Temenni ediyoruz ki bu neticeyi alırız. Gazze'de abluka kalkıncaya kadar, katliamlar duruncaya kadar, Orta Doğu'daki, Akdeniz'deki devlet terörünün hesabı soruluncaya kadar biz dik duruşumuzu devam ettireceğiz'' diye konuştu.
'Kudüs yanarsa Dünya yanar'
BM Güvenlik Konseyi'den çıkan kınama kararının bir adım olduğunu ancak netice olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Şimdi BM, girişimlerimiz neticesinde 3 veya 5 kişilik bir araştırma komisyonu kuruyor. BM Güvenlik Konseyi'nden çıkan bu kınama bildirisiyle birlikte bu araştırma komisyonunun yapacağı çalışmalar bizim için çok çok önemlidir.
Temenni ediyoruz ki buradan bir netice alalım.
Unutmayın, hep söyledim, bugün de söylüyorum; Kudüs yanarsa Orta Doğu yanar. Kudüs yanarsa dünya yanar. Çünkü küresel bir çağda yaşıyoruz. Dünyanın bir ucundaki olay artık diğer ucunu da etkiliyor. Bir yerdeki sorun orada lokal kalmıyor. Geniş bir coğrafyayı, dünyayı etkiliyor.
Onun için Kudüs ağlarsa İstanbul ağlar. Gazze üzülürse Ankara üzülür. Filistin acı çekerse Bursa bunu yüreğinde hisseder. Biz aynı duygu ikliminin insanlarıyız. Aynı coğrafyanın, aynı medeniyetin mensuplarıyız. Medeniyetler İttifakı'nın eşbaşkanıyız, BM Güvenlik Konseyi'nin de üyesiyiz. Nasıl sessiz kalırız?"