Bugüne kadar yaptığı tüm konuşmalarda "Hamdolsun, kriz Türkiye'ye teğet geçecek" diyen Başbakan Tayyip Erdoğan, ezberini bozdu ve ilk kez krizin iş ortamıyla işgücü piyasasını olumsuz etkileyebileceğini kabul etti.
Erdoğan, "Küresel krizin en önemli ve kitlesel etkisinin, işsizlik ve hane halkı gelir kaybı olarak tezahür edeceği beklentiler arasında yer alıyor" dedi.
Ekonomi Koordinasyon Kurulu, Başbakan Erdoğan başkanlığında tüm sosyal tarafların katılımıyla küresel kriz ve etkilerini değerlendirmek için dün Başbakanlık'ta toplandı.
Açılışı yapan Başbakan Erdoğan, krizin Türkiye üzerinde de finans ve ticaret kanalıyla etkisini artırmaya devam ettiğini ifade etti. Erdoğan, olumsuz etkilerin olabilecek en alt düzeyde tutulması ve sürecin Türkiye için bir fırsata dönüştürülmesi amacıyla gerekli tedbirleri aldıklarını, almaya da devam edeceklerini söyledi.
İşsizlik sigortası fonu tartışma konusu
Başbakan Erdoğan, küresel kriz sürecinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de iş ortamını, iş gücü piyasasını ve sosyal yapıyı olumsuz etkileme riski bulunduğunu ifade etti. İşsizliğin bekledikleri oranlara gerilemediği değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, "Ancak istihdamdaki artışın karşılanmış olması, düşen enflasyon ortamında işsizliğin daha yüksek seviyelere çıkmamış olması da önemli başarıdır" diye konuştu.
Krizin Türkiye'de de iş ortamını, iş gücü piyasasını ve sosyal yapıyı olumsuz etkileme riski bulunduğunu kabul eden Erdoğan, böyle bir dönemde sosyal dayanışma ve yardımlaşmanın öneminin arttığını kaydetti.
Toplantıya katılan sendikaların raporlarında ise işsizlik sigortası fonuyla ilgili bölüm dikkat çekti. Türk-İş'in katılımcılara sunduğu raporda, işsizlik sigortası fonundan işçilerin yararlanma koşullarının geliştirilmesi gerektiğini, bunun için de fona erişim imkanlarının kolaylaştırılması, fondan yararlanma süresinin uzatılması, işsizlik ödeneği miktarının büyütülmesi istendi. Raporda ayrıca, fonun kesinlikle amacı dışında kullanılmaması gerektiğine de vurgu yapıldı.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), ise fonun kullanıma açılmasını istedi. TİSK'in raporunda "İşçi çıkarılması kaçınılmaz olan şirketler açısından kıdem tazminatları işsizlik fonundan ayrılacak karşılıklarla oluşturularak bir borç fonu aracılığıyla ödenmelidir" görüşüne yer verildi. Raporda, zorlanan, ancak borçlarını ödeyebilecek durumdaki şirketler arasında bir öncelik sıralaması yapılarak bu şirketlerin kurulacak bir "Varlık Yönetimi Şirketi" aracılığıyla ayakta kalmalarının sağlanması gerektiği de belirtildi.
