T24 - Başbakan Erdoğan, son dönemde yoğunlaşan kriz tartışmaları ile ilgili olarak, "Daha önce teğet geçecek dedim. Bu sefer teğet geçeceğe de benzemiyor. Daha güçlüyüz" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Silvan'da 13 askerin şehit düştüğü terör saldırısına ilişkin Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığının hazırladığı raporların örtüştüğünü açıkladı.
Erdoğan, Azerbaycan'a hareketi öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Silvan'da 13 askerin şehit edilmesine ilişkin Genelkurmay Başkanlığının açıklamasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, ''Genekurmayımızın dün yaptığı açıklama zaten çok detay, geniş olarak ele alınmış teferruatlı bir çalışmanın ve dün de aramızda yapmış olduğumuz zirve neticesinde yapılan bir açıklama. Orada ikinci bir açıklamayı gerektirecek şu süreç içerisinde herhangi bir şey söz konusu değil. Zaten ihmallerle alakalı da orada ifade çok açık net, ortada bunu da yargıya sevk etmek suretiyle bu işin takibi yapılacaktır'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Silvan'daki terör olayıyla ilgili olarak, İçişleri Bakanlığı'nın hazırladığı rapora ilişkin bir soruyu yanıtlarken de, ''İçişleri Bakanlığımızın yaptırmış olduğu bu incelemede, onun da neticeleri geldi. Arada çok ciddi bir fark söz konusu değil. Örtüşüyor genel itibariyle, bundan dolayı İçişleri Bakanlığı'nın böyle bir açıklama yapmasına gerek görmedik'' dedi.
'Norveç medyası kızın fotoğrafı için izin istedi'Medyanın desteği noktasında şikayetçi olduklarını ifade eden Erdoğan, dün Norveç'in başkenti Oslo ve Utöya Adası'ndaki saldırılar sonrasında kendisine ulaşılamayan Türk kızı Gizem Doğan'ın ailesini telefonla aradığını söyledi. Erdoğan, ''Kendileriyle görüştüm. Diyorlar ki 'benim kızımın resmini yayınlamak için bizden izin istediler'. Bakın burası çok anlamlı 'izin istediler' diyor. Soruyorum, biz de böyle bir şey var mı?'' diye konuştu.
Bazı medya kuruluşlarının moral güçleri olması gereken kuruluşları demoralize etmek için ellerinden gayreti gösterdiklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Medyanın yaptığı iş bu. Böyle bir şey olmaz, biz burada eğer teröre karşı ortak mücadele vereceksek, her zaman söylüyoruz terörün en önemli çıkarı, propagandasını yaptırtmaktır. Şu anda terörizmin, sırt sırta olduğu temsilcileriyle medyanın el ele vermesini, kusura bakmayın anlamak mümkün değil.'' ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin ''Anayasa değişikliği konusunda hükümetiniz ve AK Parti olarak mutabakat arayışına başlayacaksınız. Bu konuda muhalefet turuna çıkacaksınız. Bu konuda takvim belli mi?'' sorusunu ''Bu süreç 1 Ekim'den sonra başlayacak olan bir süreçtir. 1 Ekim'den sonra başlayacak olan bu süreçte muhalefet bizim bu çağrımıza, davetimize nasıl cevap verir bilemiyorum. Şunu çok açık, net söyledik, söylüyoruz: Biz herhangi bir dayatmanın içerisinde değiliz'' şeklinde yanıtladı.
'Kriz bu kez teğet geçeceğe benzemiyor'Batı'da, Avrupa'da kriz olabileceğini, ancak Türkiye'nin bunların hepsine hazırlıklı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Daha önce 'teğet geçecek' dedim. Bu defa pek teğet geçeceğe de benzemiyor. Daha iyiyiz, daha güçlüyüz. Hiç endişeniz olmasın. Herkes mümkün olduğunca şuna dikkat etmeli; biz bir şeyi ayırt etmemiz lazım, verim ekonomisini mi savunacağız, israf ekonomisini mi savunacağız. Eğer israf ekonomisiyle hareket etmezsek, verim ekonomisinin safında yer alırsak hiç endişeniz olmasın. Harcamanı da buna göre yapmaya devam et. Ama tabii ki israf, her zaman için herkesi tehdit eder. Aileleri de, iş adamlarını da, aynı şekilde devleti de.''
Başbakan Erdoğan, Türk Lirası'nın değer kaybetmesine gerekçe olarak gösterilen cari açığa karşı ne gibi önlemler almayı düşündükleri ve Türk Lirası'nın değerini rekabet açısından nasıl değerlendirdiğine ilişkin soruyu yanıtlarken, ''Bir iki yıl önce Türk Lirası'nın değer kazanmasından birçok çevreler rahatsız oluyordu. Şimdi değer kaybından rahatsız oluyor. Merak etmeyin biz bunun ortasını bulacağız tekrar ve çok rahat bulacağız'' diye konuştu.
BDP'ye: Vergi ödemeyen cezasını çekerBaşbakan Erdoğan, aynı gazetecinin ''BDP'li bazı milletvekilleri özellikle merkezi yönetimin bölgeye kaynak aktarması gerektiğini söylediler, gerekirse vergi ödeme konusunda çok daha farklı adımlar atacaklarının sinyallerini veren açıklamalarda bulundular. Değerlendirmeniz nedir?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''İkinci sorunuz bana göre tabii çok çok aklın, mantığın kabul edeceği bir soru değil. Türkiye 780 bin kilometrekaresiyle, 74 milyon vatandaşıyla bir bütündür. Kimse bu ülkenin bütünlüğü üzerinde herhangi bir operasyona giremez. Kimse küçük akıllarıyla bu ülkenin bütünlüğünü parçalama gayreti içerisine giremez. Bu ülkenin en batısındaki nasıl vergisini ödüyorsa, en doğusundaki de bu vergisini ödeyecektir. Ödemediği zaman bedelini ödemek durumunda kalır. Kimseye bir ayrımcılık bu ülkede yapılamaz. 'Vergi vermeyeceğim, merkezi yönetim bana ayrıca destek verecek'. Yağmacı Hasan'ın böreği nerede böyle ya? O zaman adil devlet nerede olacak?''