Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kayseri’de Milli İradeye Saygı mitinginde konuştu. Erdoğan konuşmasında Duran Adam eylemlerini eleştirerek, "En büyük hayali bunların tüm Türkiye’nin duran adam olmasıydı. Hamdolsun artık kendileri duran adam oldular" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:
"Ben inanıyorum ki bu meydanda vandallıktan rahatsız olan CHP, MHP, BDP, BBP’li, SP’li kardeşlerim de var. Bugün Anadolu, Trakya, tek yürek halinde. Vandallığa, barbarlığa, yağmacılığa isyan ediyor. Sizin isyanınız şiddete başvuran isyancılara karşı. Bugün tüm Türkiye huzurunu gasp etmek isteyenlere, kuklalara, piyonlara karşı isyanını yüksek sesle haykırıyor. Kazlıçeşme’de 1,5 milyona yakın insana aynı soruları sordum. Öyle bir haykırdı ki doğuda Pekin, batıda New York onları duydu."
Başını kuma gömenler sesinizi duymayacak
"Sizi başını kuma gömenler duymayacaktır. Uluslararası medya, Türkiye’deki bir kısım medya duymayacaktır. Halkın iradesine karşı olanlar sesinizi duymayacaktır. Ben sizden öyle bir cevap bekliyorum ki sesinizi Bağdat, Şam, Beyrut, Kudüs duysun."
Bizimle misin Kayseri?
"Kayseri, demokrasiye sahip çıkıyor muyuz? Sandığa sahip çıkıyor muyuz? Milli iradeye sahip çıkıyor muyuz? Türkiye’ye sahip çıkıyor muyuz? Bizimle misin Kayseri? Bir miyiz? Beraber miyiz? Kardeş miyiz? Birlikte Türkiye miyiz? Allahıma hamdolsun işte Türkiye bu."
Kayseri, cumhurbaşkanımız, kardeşim Gül'ün şehri
"İşte Anadolu bu. Kayseri, Selçuklu’nun şehri, Osmanlı’nın şehri, bu Kayseri cumhuriyetin şehri. Kayseri cumhurbaşkanımız kardeşim Abdullah Gül’ün şehri. Yiğitliğin, mertliğin, helal kazancın şehri."
Onlar genç de bunlar değil mi?
"Bu yakıp yıkanların asıl maksadını en iyi Kayseri bilir. Bize ne diyorlar, ‘Başbakan gençleri dinlemiyor’ diyorlar. Çağırdım, kendilerini Bakanlar Kurulu toplantısından daha fazla dinledim. Peki o dinlediklerim genç de buradakiler genç değil mi? O yakanlarla beraber olanlar siz bu gençliğin sesini nereye koyacaksınız?Onlara bak bunlara sırt dön. Yok öyle 25 kuruşa simit. Bunun yeri sandık. Öyleyse sandığa saygı duy."
Milletin sesini duyurmak için bu meydanlar en meşru yerler
"Biz bir kısım gençlerimize, bunların içinde şiddete başvuranlar var, ama bunların yanında maalesef bu oyuna gelenler var, onları tenzih ediyorum. Fakat buradan sorumluluk gereğimiz olarak hukuk içinde şu mitingleri yapmaktan rahatsız olanlar var.
‘Ne olur Başbakan miting yapmayın, bunu anlatmayın’ diyorlar. Tamam bu mitingleri yapmayacağız da her gün bu yakıp yıkmalarınızı, kamu araçlarına, binalarına saldırmanızı mı dinleyeceğiz. Size milletin sesini duyurmak için bu miting meydanları en meşru yerlerdir bunu göstermek istiyoruz. Kırıp dökmeyin, yakıp yıkmayın yazıktır, bunlar milletin malıdır. Şu ana kadar 200 trilyonu aşkın zarar var. Bu milletin kasasından çıkıyor."
CHP ortalığı karıştırdın
"Ey solcular, ey CHP sana sesleniyorum: Ortalığı karıştırdın, yapmadığın iş kalmadı, mikser gibi karıştırdın, takıldın o aşırı uçların peşine ve ondan sonra bu ülkenin yönetimine her türlü hakareti yaptın. Aynı şeyi diğer muhalefet de görüyoruz"
İçişleri bakanıma '24 saatte Taksim Meydanı'nı temizle' dedim
"AKM’yi işgal ettiler. NE yapacaktık? Polisimize ne diyecektik? Bırakın işgal devam etsin mi diyecektik. Teröristlerin resimleri, paçavraları orada asılı duracak, Başbakan’a hakaretler orada asılı duracak, biz de ‘Bırakın polisimiz dokunmasın’ diyeceğiz.
İçişleri Bakanıma "24 saat içinde AKM’yi, taksim meydanını, Anıtı temizleyeceksiniz" dedim.
17 gün sabrettik
"17 gün sabrettik. Gezi Parkı oradaki bir işgalci grubun değildir, Park tüm halkımındır. Parkları işgal edemezsiniz. Bu ayasaya aykırıdır Taksim meydanı miting meydanı da değildir."
Torunum 'Dik dur eğilme bu millet seninle' diyor
"3,5 yaşındaki torunum sabah kapıyı çalıyor. ‘dedeciğim bir şey söyleyebilir miyim’ diyor. Söyle diyorum. ‘Dik dur eğilme bu millet seninle’ diyor. Ne oldu da bunlar yapıldı. Ne yaptık biz size? Bunlar sandık sonucunu hazmedemediler. Milleti de milli iradeyi de hazmedemediler. Bu ara tencere tavacılar bayağı para kazandı"
Eğer öyleyse sen de makarna dağıt
"İstanbul’da 1 milyonu aşkın bir araya geldi, Kayseri’de yüz binler bir araya geldi. Bunlar ‘Biz okumuş insanlarız. Biz sanatçıyız. Biz yazarız, sermayedarız, imtiyazlıyız, biz her şeyi biliriz’ diyorlar. Bizim oyumuzla Kayseri’deki Ahmet’in, Mehmet’in, çobanın oyu bir olmaz diyorlar. Kendilerine halk diyenler şu birlikteliğe bidon kafalı diyorlar, koyun diyorlar, on yıllar boyunca bunu yaptılar. Eğer öyleyse sen de makarna, pirinç dağıt."
Zahide Nine analarını ağlattı
"Bak Taksim’de servisleri siz yaptınız o sermaye çevresiyle, o kaymak tabakayla. Hadi diğer zaman da da yapmaya devam edin. Bu iş bununla oluyorsa yağın. Boğaz’a karşı viski için Çankaya’da sefa sürdüler on yıllarca boyunca. TV’de gördünüz, Zahide Nine analarını ağlattı. Zahide Nine, İstanbul’da Vandalların önüne geçip ‘yeter artık’ dedi. O Zahide ninenin eli öpülür. O Zahide Nineler Nene Hatun’ların varisidir."
Sizden cumhurbaşkanı olmaz dediler, senden muhtar bile olmaz dediler
"Siz okuyamazsınız, baş örtüsü ile okullara gelemezsiniz, siz üretemezsiniz, bizim ürettiklerimizi bizim istediğimiz fiyata tüketeceksiniz, siz sanatkar olmayacaksınız, siz bilimden anlamazsınız, sizden cumhurbaşkanı olmaz dediler. Oldu mu? Sizden muhtar bile olamaz dediler. Oldu mu? Sizin tuzaklarınızın üzerinde bir tuzak var. Onu göremiyorsunuz. O, mutlak kudret sahibinin tuzağıdır."
Türkiye Baharı 3 Kasım 2002’de yaşandı
"Yoksulunuz yoksul kalacak, köylüsünüz köylü kalacaksınız dediler, siz koyunsunuz, biz sizi güdeceğiz dediler. İşte Anadolu, Trakya bu oyunu bozdu. Kayseri bugün bu oyunu bir kez daha bozdu. Vandalların yakıp yıkmasına bakıp buna Türkiye baharı diyen var. Türkiye baharı 3 Kasım 2002’de yaşanmıştır. Biz artık baharı yaşıyoruz, yazı yaşıyoruz Biz Erciyes’in kış şartlarını bile bahara dönüştürdük. Bunların dili var hakkı söylemez, kulağı var duymaz. Türkiye 3 Kasım 2002’de statükoya itiraz etmiştir. Cuntacılara, çetecilere en güzel cevabı vermiştir. 3 Kasım 2002’de millet hakkına, hukukuna, demokrasiye sahip çıkmıştır. Bu mitingler sendikacılık, zam mitingleri değil, ne mitingleri diye soruyoruz. Cevap yok, bilen yok."
Gezi Parkı'nda yeşili katleden bir proje yok
"Tutturmuşlar Gezi Parkı… Dert başka. Enteresan olan da ben o bölgenin çocuğuyum. Kasımpaşa’nın çocuğuyum. O Taksim Gezi Parkı’nın A’dan Z’ye çok iyi bilirim. 4,5 yıl da belediye başkanlığım var. Orada yeşili katleden bir proje yok. İstanbul’da olmayan ama orada olan bir kültürü ayağa kaldıralım istiyoruz. Şehir müzesi yapalım, o ağaçlar orada olsun. Araçlar yerin altında olsun diyoruz. Karşımıza dikilenler 'Yok yok orada dursun' diyor. Bunları anlamak mümkün değil"
Biber gazına hayır araç egzosuna evet
"Polisin biber gazına hayır ama araçların egzozuna evet. İstanbul çevreci otobüslerle benim dönemimde tanıştı. Çöp dağlarından CHP’nin çöp dağlarından İstanbul’u bu kardeşiniz kurtardı."
Karar milletindir
"Biz çoğunluğun azınlığa tahakkümünden yana değiliz ama azınlığın çoğunluğa tahakkümüne de izin vermeyiz. Millet size yetki verdiyse hükümet olarak kullanacaksınız
Kullanmazsanız millet size ‘yetki verdim kullanmadın, hadi güle güle’ der. Söz de yetki de karar da milletindir. Hiçbir tuzak bunu bozamayacak. Hiçbir oyun, senaryo bunu bozamaz. Uluslararası medyanın, çetelerin piyonları ne yaparsa yapsın Türkiye bu tuzağa düşmeyecek."
Ana muhalefet bunun hesabını verecek
"Reyhanlı saldırısı oyununu siz bozdunuz. Reyhanlı’da 53 vatandaşım öldü. Bu ülkede STK’lar bu 53 vatandaşın ölümünden dolayı ne kadar üzüldüler acaba? Hiç sesleri çıktı mı? Çünkü tezgah başkaydı. Ama ana muhalefet de bunun hesabını verecek. Yeri gelince onun da hesabını soracağız. Bu oyun da bozuldu bozuluyor."
Biz yola devam, bunlar duran adam diyor
"Biz durmak yol yola devam diyoruz. Bunlar duran adam diyor. Bunların hayatları boyunca yaptıkları en iyi şey durmak ve durdurmaktır. Başta ana muhalefetin başı olmak üzere bizi yıllarca SGK kuyruklarında, devlet kapılarında, tüpgaz kuyruklarında durdurdular."
En büyük hayalleri Türkiye'nin Duran Adam olmasıydı
"En büyük hayali bunların tüm Türkiye’nin duran adam olmasıydı. Hamdolsun artık kendileri duran adam oldular. Ama biz durmayacağız, Allah’ın izniyle bu tuzağı da alt üst edeceğiz. İlk andaki duyarlı birkaç kesim hariç bunlar için ağaç da Gezi Parkı da bahane. Vitrinde ağaç var, Gezi Parkı var. Ama vitrinin gerisinde büyüyen güçlenen Türkiye var."