T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye’de ne yapılmak istendiğini, nasıl sinsice bir taktiğin uygulamaya konulduğunu da görüyoruz" dedi. Erdoğan Zonguldak'taki grizu patlamasına da değindiği konuşmasında, "Sanki Türkiye'de ilk defa grizu patlaması oluyor" dedi. Türkiye'nin 2 senedir IMF'siz yoluna devam ettiğini belirten Erdoğan, işsizliğin herkesin meselesi olduğunu söyledi.
Erdoğan, TOBB Genel Kurulu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’de yapılmak istenen bazı şeylere dikkati çekerek şunları söyledi:
'Sanki Türkiye'de ilk defa grizu patlaması oluyor'
"Türkiye’de ne yapılmak istendiğini, nasıl sinsice bir taktiğin uygulamaya konulduğunu da görüyoruz. Sanki Türkiye’de ilk defa, örneğin, bir grizu patlaması oluyor. Sanki ilk defa bir maden kazası oluyor gibi bu meselenin nasıl abartıldığını gördük, gördünüz. Ajite edilerek mutlaka ve mutlaka Hükümetle de doğrudan ilişkisi kurularak yansıtıldığını nazarı dikkatimizden kaçırmıyoruz.
Ülkenin farklı yerlerinde meydana gelen adi vakaların gereğinden fazla abartılıp gündemin ilk sıralarına taşındığını ilgili ya da ilgisiz her meselenin doğrudan Hükümetle ilişkili gösterildiğini ibretle izliyoruz. Daha önce üçüncü sayfalarda kalan haberlerin manşetlere nasıl çekildiğini dakikalarca, saatlerce ekranlarda döndürüldüğünü lokal olayların, menfi olayların adeta bir Türkiye manzarası gibi sunulduğunu da görüyoruz."
'Felaket tellallarına kulak asmadılar'
Erdoğan, 7,5 yıl boyunca ekonomi için yapılan karamsarlık yazma taktiğinin ekonomide tutmayınca şimdi toplumsal yapı üzerinde denendiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Şunu da rahatlıkla söylemek istiyorum. Bu ülkenin iş adamları, sanayicileri, yatırımcıları, tüccarları, girişimcileri 7,5 yıl boyunca o karamsar analizlere, kötümser yorumlara, felaket tellallarına kulak asmadılar ve onlar işlerini yaptılar. Aynı şekilde bugün de işimize bakacağız. Ve bu senaryolar inanıyorum ki toplumumuzda da karşılığını bulmayacak. Türkiye’de iyi şeyler oluyor." Türkiye’de güzel gelişmeler yaşandığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Başka reformlara kapı aralıyor. Bu motivasyonla bu birliktelik ruhu ile yolumuza devam edeceğiz. Elbette riskleri dikkate alacağız. Elbette uyarıları, yapıcı eleştirileri dikkate alacağız. Biz bu güne kadar TOBB başta olmak üzere tüm sivil toplum örgütlerimizle tam bir istişare içerisinde olmaya azami dikkat gösterdik. İşte en son mali kuralda onun öncesinde Anayasa değişikliğinde yine TOBB’un önerilerini dikkate aldık. Çalışmalarımıza yansıttık, bu şekilde devam edecek, bu şekilde Türkiye’ye daha fazlasını kazandıracağız.
Şu rakamlara özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Son yedi yılda ekonomimiz yılda yüzde 4,3 oranında büyüme kaydetti -ki buna 2009 kriz yılı dahildir-. Bizim dönemimizdeki yedi yılı, bizden önceki yedi yılla kıyaslıyorum.
1995’ten 2002 yılına kadar ekonomimiz yılda yüzde 2,9 oranında büyüme kaydetmiştir. Daha da öteye gidelim, iki önceki yedi yıla bakalım. Yani 1988-1995 döneminde de ekonomimiz yılda ortalama yüzde 3,6 oranında büyümüştür. Bizim dönemimizde ise yıllık ortalama büyüme yüzde 4,3. Kendimizi kendimizle kıyaslamak yetmez. Son yedi yılda diğer ülkelere baktığımda, Çek Cumhuriyeti ve Brezilya yılda ortalama yüzde 3,6 oranında büyümüşler. Aynı dönemde Meksika yılda ortalama yüzde 1 büyürken, Macaristan yüzde 1,6 büyümüş. Bu büyüme performansı bir tesadüfün eseri değildir.
Bunu bir tesadüf gibi görmek, bir konjonktüre bağlamak, açık söylüyorum, en başta sizin emeklerinizi inkar olur, sizin alın terinizi, sizin girişimlerinizi yok saymak olur ve girişimcilerimize haksızlık olur. Sadece geçmişe değil, geleceğe baktığınızda, tahminlere baktığınızda Türkiye için umut verici beklentiler görüyorsunuz. IMF’nin en son açıkladığı Dünya Ekonomik Görünümü Raporu’na göre 2010 yılında yüzde 5.2 büyüme oranı ile Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisi olacağız. Yine OECD’ye göre, 2011-2017 yıllarını kapsayan dönemde yıllık ortalama yüzde 6,7 büyüme oranı ile OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomi olmamız bekleniyor."
İstanbul'un dışına çıkmayan iş adamı profili
Başbakan Erdoğan, küresel ekonomik krize nereden bakıldığının da son derece önemli olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"Ankara’nın dışına çıkamayan siyasetçilere, bürokratlara alışkınız. Ama Ankara’nın dışına çıkamayan, İstanbul’un dışına çıkamayan bir iş adamı profilini ben artık Türkiye’de hayal edemiyorum. Küresel kriz, adı üstünde küresel boyutlu bir krizdir. Dünyanın hemen her ülkesini az ya da çok etkilemiştir. Elbette Türkiye’yi de etkilemiştir. Ben, bunu hiçbir zaman reddetmedim. Ama şu gerçekleri de artık görmek durumundayız. 2009’un ilk çeyreğinde dip yaparak aynı yılın son çeyreğinde yüzde 6’lık bir büyüme kaydeden yegane ekonomi biz olduk. Türkiye, OECD ülkeleri arasında mali piyasalara müdahale etme gereği duymayan tek ülke."
'Kimse bize inanmak istemedi'
Başbakan Erdoğan "(IMF’siz biz yola devam ederiz) dedik kimse bize inanmak istemedi. İşte bugün Türkiye ikinci seneyi aştık, IMF’siz yoluna devam ediyor. Kendi öz kaynaklarıyla, yöntemleriyle, krizi arkada bırakıyor" diye konuştu.
Cari açık konusunun yeniden gündeme taşındığını ifade eden Erdoğan, "Bu konuda da herkes rahat olsun daha önce nasıl yakından izledik ve gerektiğinde tedbirlerimizi aldıysak bugün de yakından izliyoruz" dedi.
'İşsizliği dayanışma ile çözeriz'
İşsizliği düşürmek için yaptıkları çalışmalara da değinen Başbakan Erdoğan, şunu kaydetti:
"Bu sorun tek başına hükümetin gayretleriyle teşvikleriyle girişimleriyle çözülecek bir sorun değil. Kimse alınmasın, darılmasın, küsmesin.
Bu, Türkiye’nin meselesidir. Bu bizim ortak meselemizdir. İşsizliğin neticesinde ortaya çıkan toplumsal sorunlar sadece beni, sadece bu milletin bir kesimini değil, hepimizi olumsuz etkiliyor. Biz bu meseleyi hep birlikte, dayanışma ile çözeriz. Hükümet ile iş ortamını iyileştirmek noktasında, vergiler, sigorta primleri, kanunlar noktasında üzerimize düşeni yaptık. İmkanlar elverdikçe yenilerini de yapıyoruz."