Gündem

Erdoğan: İsrail özür dilemezse ilişki düzelmez

Başbakan Tayyip Erdoğan, "İsrail, bu yasa dışı eylemden dolayı resmen özür dilemedikçe,

23 Temmuz 2011 03:00

T24 - Başbakan Tayyip Erdoğan, "İsrail, bu yasa dışı eylemden dolayı resmen özür dilemedikçe, hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına tazminat ödemedikçe, Gazze'ye yönelik ambargoyu kaldırmadıkça iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi düşünülemez" dedi.



'Filistin Büyükelçiler Konferansı", Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın da katılımıyla İstanbul'da başladı.

Konferansın açılışında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'dan Gazze'ye insani yardım götürürken 31 Mayıs 2010 sabahı uluslararası sularda, uluslararası hukuka da insanlık hukukuna da aykırı bir şekilde İsrailli askerler tarafından katledilen, şehit edilen 9 kişiyi tek tek isimlerini sayarak özlemle yad ettiğini ve bir kez daha Allah'tan rahmet dilediğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''O fedakar kardeşlerimizin hatıralarını, mesajlarını ve maruz kaldıkları katliamı unutmadık, unutmayacağız. Sözlerimin başında şu gerçeği bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum, İsrail, uluslararası hukuka ve her türlü insani değerlere aykırı bu yasa dışı eylemden dolayı resmen özür dilemedikçe, hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına tazminat ödemedikçe, Gazze'ye yönelik ambargoyu kaldırmadıkça, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi düşünülemez. Zulüm üzerinden siyaset yapanlar, zulümlerinin ebedi, güçlerinin mutlak olduğunu zannedenler er geç yüreklerindeki kin ve nefrete yenileceklerdir. Hiçbir inanç, hiçbir düşünce sistemi masum insanların hunharca, barbarca katledilmesini mazur görmez ve göstermez. Bizim kitabımız Kur'an-ı Kerim 'kim bir canı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı yaşatırsa, bütün insanları yaşatmış gibi olur' diyor. Aynı yaklaşımı İncil, 'adam öldürme, zina etme, hırsızlık yapma, yalan yere tanıklık etme, annene babana saygı göster ve komşunu kendin gibi sev' diye ifade ediyor. Tevrat ise 'adam öldürmeyeceksin' diye emrediyor. Öyleyse, Filistin halkına reva gördüğünüz zulmü ne ile izah ediyorsunuz? Öyleyse masum insanlara kurşun atmayı, sırtından vurmayı ne ile izah ediyorsunuz? Çocuklara ilaç ve gıda götüren bir gemi dolusu merhamet elçisine nasıl silah doğrultuyor ve nasıl kurşun sıkıyorsunuz?''

"İsrail masum inasanlara kurşun sıkmayı ne ile izah ediyor" diyen Erdoğan "Bu dava sadece Filistin'in meselesi değil, Filistin davası Türkiye'nin davasıdır. Adım atmaktan imtia eden İsrail, uluslararası barışın önünde engeldir" dedi. Erdoğan sözlerini şöyle dürdürdü:

"Sivil halkın zarar görmemesi için tedbirler alınmalıdır.  Bölgelerin sorunlarına çözüm bulunması bölge ülkelerinin ortak çabasıyla olur. İsrail-Filistin meselesi kasıtlı olarak sadece Filistin meselesi olarak gündeme getirilmiştir. İsrail, Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti olduğunu kabul etmelidir. Filistin özlemini çektiği devletine bir an önce kavuşmalıdır. Mızrak çuvala sığmıyor. Artık herkes Gazze'de ne yaşandığını biliyor.  Hala Gazze'de ablukayı konuşmak bir trajedidir. Filistinliler kendi içlerinde çözüm sağlamadıkça bizim çabalarımız destek görmeyecek.Türkiye, Filistin'de uzlaşı hükümetinin kurulması için gereken çabayı gösterecek. Kardeş kanının dökülmesine artık kimsenin tahammülü yok. Filistinli kardeşlerimize ekonomik destek vermeye çalışıyoruz. Kalbimin bir yarısı Mekke'de, bir yarısı Medine'de, üstünü de Kudüs örter."


'Statükö artık sürdürülemez'

Erdoğan, Filistin davasının, ayaklar altına alınmak istenen insanlık onurunu dik tutma ve ayağa kaldırma mücadelesi olduğunu söyledi.

Erdoğan, bu nedenle bu davanın sadece Filistin'in ve Filistinlilerin değil, adaletten, hak ve özgürlükten yana olan, hangi inanca sahip olursa olsun, insani değerleri savunan her insanın davası olduğunu belirterek, İsrail-Filistin meselesinin onlarca yılın meselesi olduğunu ve sadece Orta Doğu için değil, küresel barış için de hayati bir mesele olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin bölgesinde yaşanan olayların, Orta Doğu'daki sorunların merkezinde İsrail-Filistin ihtilafının yattığı gerçeğini gölgeleyemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Gelinen aşamada uluslararası camianın dikkati ağırlıklı olarak Libya, Mısır ve Suriye'deki gelişmelere odaklanmış olabilir. Ancak biz, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarının göz ardı edilmesine müsaade edemeyiz. Zira Filistin davası, Türkiye'nin davasıdır. Filistinli kardeşlerimizin bütün dertleri bizim derdimizdir. Filistinlilerin 60 yılı aşkın bir süredir kendi devletlerine kavuşamamış olmaları, insanlık adına asla kabul edilebilir bir durum değildir. Aradan geçen sürede ara sıra barış ışığı yansa da maalesef her defasında bu ışığı karartan bir sabotaj, mutlaka vuku bulmuştur. Ancak artık statükonun sürdürülemeyeceği anlaşılmıştır. Kin, nefret ve çatışma siyasetinin çıkmaz sokak olduğu bizatihi bu çıkmaz sokağa girenler tarafından kabul edilmeye başlanmıştır. Uluslararası sistemin, belirli devletlere suç işleme ayrıcalığı, uluslararası hukuku çiğneme imtiyazı sağlamak ve bu devletleri şımartmak suretiyle, insanlığın meselelerine çözüm bulamadığı ve bulmayacağı artık aşikardır. Bir yandan güvenlik kavramına vurgu yapan, diğer yandan, kalıcı barış ve istikrar ortamının hakim olması için adım atmaktan imtina eden bir İsrail, açık söylüyorum, sadece İsrail-Filistin meselesi için değil, uluslararası barışın önünde de engel olmaya devam edecektir. Bu, sürdürülebilir ve tahammül edilebilir bir mesele değildir.''