Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan Karar gazetesi yazarı Akif Beki, Erdoğan, cuma günü AK Parti Konya İl Başkanlığı'nın etkinliğindeki “Hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunun yürürlükte olduğu dönemler artık geride kalmıştır” açıklamasını hatırlatarak,p diye sordu.
Beki, “Güçlünün haklı olmadığı, haklının güçlü olduğu bir düzen' kurma özlemini, eskiden beri dile getirirdi. O vaadin, artık gerçekleştiğini ilan ediyordu. O sırada Yargıtay, vicdanlara sığmayan Soma davası kararını bozmuştu. 6 yıl önce 2014’te, 301 madenci hayatını kaybetti. Yargılama yıllara yayıldı. Davaya bakan asıl hakim değiştirildi. Tutuklu sanıklar, ‘basit taksirle ölüme neden olma’ suçundan ceza aldıkları için tahliyeye hazırlanıyordu. Neyse ki Yargıtay bozdu. Dört sanığın ‘301 kez olası kastla adam öldürmek’ten mahkûm edilmesi gerektiğine hükmetti. Adaletsizliğin kısmen Yargıtay’dan döndüğü haberlerine gönderme sanmıştım sözlerini. Cumhurbaşkanı, artık yapanın yanına kar kalmadığını, hesabının sorulduğunu, adaletin ağır aksak da olsa yerine vardığını söylüyordu. Fakat devamını okuyunca, 6 yıl önceki Kobani olayları nedeniyle HDP’lilere tutuklamadan bahsettiğini anladım." ifadesini kullandı.
Beki, "Daha geçen yıl HDP’lilerin seçime girmesi serbestti. Fakat kazanmaları hukuken sakıncalı çıktı. Sandıkta aldıkları 65 belediyeden ellerinde, kayyum atanmamış 6 belde kaldı. Önceki yıl seçilenlerden 7 HDP’linin daha milletvekilliği de düşürüldü düşürülecek. Bu arada YSK, koronanın parti kongrelerini etkilemediğine ama baro kongrelerini etkileyebileceğine karar verdi. Hıfzısıhha Kurul kararı ve İçişleri genelgesiyle, istenmeyen baroların seçimleri ertelendi. Takvimleri kanunla belirlendiği halde. 'Anayasa’ya aykırı' deniyor. Gelin görün ki; 10 bireysel başvurudan 9’unda hak ihlali bulan, kararlarını iktidara beğendiremeyen Anayasa Mahkemesi de topun ağzında. Güçlü mü haklı, haklı mı güçlü şimdi; siz deyin." görüşünü savundu.