Dünya
Deutsche Welle

'Erdoğan için hezimet'

Türkiye’de seçim AKP’nin mecliste 2002 yılından bu yana koruduğu salt çoğunluğu kaybetmesi ile sonuçlandı. DW Türkçe Yayınlar Sorumlu Baha Güngör, ülkenin çalkantılı bir dönemin eşiğinde olduğu görüşünde.

08 Haziran 2015 04:00


Türk halkı demokratik seçimini yaptı. Pazar günü yapılan genel seçimlerin iki mağlubu ve bir galibi olduğu aşikar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun elindeki araçlarla desteklenen muhafazakar iktidar partisi AKP seçimi kaybetti. HDP ise yüzde 10 barajını aştı ve hak ettiği şekilde meclise girmeyi başardı. Sonuçlar, Erdoğan için utanç verici bir hezimet anlamına geliyor.

Erdoğan, Türkiye'yi başkanlık sistemine dönüştürme amacına ulaşabilmek için elinden gelen her şeyi yaptı. Cumhurbaşkanı olarak tarafsız olma ilkesini ihlal etme pahasına, haftalarca AKP'ye oy istemek için ülkenin dört bir yanını dolaştı. Aynı zamanda muhalefet partilerinin liderlerine sözlü saldırıda bulunmaktan, hatta onları karalamaktan da kaçınmadı. Bu seçimlerde, Erdoğan ve halefi Davutoğlu'nun siyasi emellerine ulaşmak için dini kullanmaları da seçmen tarafından cezalandırıldı.

AKP 2002 yılında yüzde 34 oy olarak müthiş bir seçim zaferi elde etmiş, oy oranını sürekli olarak artırarak 2011 yılındaki genel seçimlerde oyların neredeyse yüzde 50'sini almayı başarmıştı. Ancak bu kez AKP yüzde 40'lık oy oranıyla yetinmek zorunda. Erdoğan'ın anayasayı değiştirmek ve arzuladığı başkanlık sistemini hayata geçirmek için istediği üçte ikilik meclis çoğunluğu artık sadece bir ütopya. İlk kez bu kadar büyük oranda oy kaybeden AKP hükümet kurabilmek için koalisyon partnerlerine muhtaç. Aksi takdirde parti muhalefette yer almaya mecbur olacak ki bunun AKP için ne tür sonuçlar doğurabileceği şu anda belirsiz.

Bu seçimin esas galibi ise Halkların Demokratik Partisi (HDP). Ancak HDP'nin tek bir gün bile dinlenme ve kendisini büyükseme hatasına düşme lüksü yok. Zira sonbaharda olası bir erken seçim durumunda parti yeniden meclis dışında kalabilir. HDP'nin eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, ödünç oyların kendilerinin meclise girmesine katkı sağladığını unutmamalılar. Erdoğan'ın kendi gücünü sağlamlaştırma ve Türkiye'yi çoğulcu demokrasiden uzaklaştırma girişimlerine tepki o denli büyüktü ki HDP'nin meclise girmesi için ödünç oylar verildi.

HDP, ismiyle müsemma şekilde tüm halkların demokratik partisi olduğunu ispat etmekle yükümlüdür. PKK'nın siyasi kolu olmadığına seçmenleri ikna etmelidir. HDP'nin MHP ile hemen hemen aynı sayıda milletvekili çıkartmasını MHP kolay kolay hazmedemeyecektir. 16 yıldır İmralı'da tutuklu bulunan PKK lideri Öcalan'ın serbest bırakılması yönünde atacağı adımların HDP için geri dönülemez sonuçları olabilir.

AKP'nin seçim cezası ne kadar ağırsa, diğer üç partinin kibirli davranmasının bedeli de o kadar ağır olur. Zira bu üç parti, AKP'nin siyasi kibrine duyulan tepkiden faydalandılar. AKP ve Erdoğan'a ise şimdilik sınırları gösterilmiş oldu.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle