Gündem

Erdoğan: "Hayır" diyeni anlayışla karşılarım ama 'hayır'la 'evet'i aynı kefeye koyamam

"15 Temmuz'da başladığımız işi 16 Nisan'da bitireceğiz"

15 Nisan 2017 15:04

Referandum kampanyasının son gününde İstanbul'daki farklı noktalarda mitingler düzenleyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan  "Hayır' diyeni anlayışla karşılarım ama 'hayır'la 'evet'i aynı kefeye koyamam. Eğer bunlara hepsini aynı yerde tartacak olursak niye bu kadar mücadele veriyoruz ki" ifadesini kullandı. Avrupa'yı sert şekilde eleştiren Cumhurbaşkanı "Bunların dostluğuna falan güvenmeyin. Bakıyoruz AB üyesi ülkeler Vatikan'a gittiler. Vatikan'da ne işiniz var? Vatikan AB üyesi mi? Değil? Bunların içinde Protestan, Ortodoks, ateist var. Bunların hepsi Katolik olan Vatikan'a gidiyorlar. Çünkü bunlar tek millet. Kimse bize gelip de 'şöyleydi, böyleydi' demesinler. Külahımıza anlatsınlar. 54 yıldır bu ülkeyi oyaladılar. İşte 16 Nisan bunun dönüm noktası olacaktır" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenen Erdoğan," Yarın sana öyle bir ders verecek ki, "7 kere bu millet sana olumsuz git dedi, gitmedin ama yarından sonra kontrollü koltuğu altından çekip alacaklar" diye konuştu. 

Tuzla'daki konuşmasından sonra Sarıyer'e geçen Erdoğan 15 Temmuz gecesiyle ilgili " O hainler F-16’larla uçtular. Zannettiler ki Cumhurbaşkanı Tarabya’dadır. Bilmiyorlardı ki o mağaranın önünü örümcek ağları örer göremezsin ve göremediler." ifadesini kullandı.

Erdoğan'ın Sarıyer'deki konuşması özetle şöyle:

"Bu milletin bir ferdi olmaktan iftihar ediyorum. Ya Rab, beni bu millete hizmetkâr ettiğin için sana hamdolsun. Açıklamaları yaparken yanımıza gençler geldi. “Buradan VIP’den Kılıçdaroğlu geçti.” O tabloyu tam bilmiyordum. Elimize görüntüler geçti. Saat 11 civarında VIP’ye geliyor, orada tanklar var. Ve ışıldaklı bir araçla oraya geliyor. Kılıçdaroğlu’nu almaya. Almaya geldiği zaman pazarlık yapılıyor. Bakırköy Belediye Başkanı’na kaçıyor. Hani tankların önüne sen çıkardın. Ne oldu, niye çıkamadın. Bu iş kürek işi değil, yürek işi yürek."

Erdoğan'ın istanbul Tuzla'da yaptığı konuşma özetle şöyle:

Kandil 'hayır' diyorsa, bölücü başının olduğu İmralı 'hayır' diyorsa, Pensilvanya'daki şarlatan 'hayır' diyorsa demek istikametimiz doğru değil mi? Yarın bir de sandıktan Allah'ın izniyle evetler patladığı zaman ne olacağını düşünün.

Anayasa değişikliği milletimize hem kendisinin hem çocuklarının geleceği için çok önemli bir yönetim sistemi teklif ediyor. Buna karşı çıkanlar dikkat ediniz, kendileri hiçbir teklif getirmiyor, sadece 'olmasın, yapılmasın, değişmesin' diyorlar. Siz bu kafayı çok iyi tanırsınız. Bunların ülkenin ve milletin hayrına dikilmiş bir tek ağaçları, üst üste konulmuş iki tuğlaları yoktur. Her şeye karşı çıkmayı, her şeye şimdi olduğu gibi 'hayır' demeyi siyaset sanıyorlar. Neye hayır dediklerini bilmedikleri için de sürekli saçmalıyorlar.

Davutoğlu'na: Bazıları evet diyen de, hayır diyen de kardeşim diyor

Yarın akşam inşallah bu millet kendi bayramını yapacak. Bazıları şöyle diyor, 'evet' diyen de 'hayır' diyen de, kardeşim. 'Hayır' diyeni anlayışla karşılarım ama evetle hayırı aynı kefeye koyamam, aynı kefede, aynı torbada nasıl durur, olur mu böyle bir şey? Anlayışla karşılarız o ayrı mesele. Niye? Demokrasi bu. Ama eğer hepsini aynı yerde tartacak olursak neden bu kadar mücadele veriyoruz ki? Değil mi?

"Oy namusumuzdur"

Artık saatleri konuşuyorum. Tüm dostlarımızı, ahbaplarımızı arayacağız. Rehavete yer yok, ihmal yok, sandıklara yükleneceğiz, hafife almayacağız. Çünkü yarın akşam inşallah bu millet kendi bayramını yapacak. 16 Nisan'da 15 Temmuz'da başladığımız işi bitireceğiz. Yarın çok önemli, mutlaka sandığa, ilgili arkadaşlarımız resmi sonuçlar açıklanıncaya kadar takip edecekler. Unutmayın oy namusumuzdur. İnşallah 16 Nisan ile Ak yürüyüşü devam ettirmiş olacaksınız" dedi.

"Kontrollü koltuğu altından çekip alacaklar"

(Kılıçdaroğlu'na hitaben) Yarın sana öyle bir ders verecek ki, "7 kere bu millet sana olumsuz git dedi, gitmedin ama yarından sonra kontrollü koltuğu altından çekip alacaklar.

Yalan makinesi olan Kılıçdaroğlu tutmuyor artık tutmuyor. Ne diyor yine, ‘Erdoğan bana haber verse 15 Temmuz gecesi havalimanına gelirdim' Ben çağrımı yaptım milletim geldi ama sen gelemedin.

"Dünyada bu uzunlukta köprü yok, Batı ondan dolayı çıldırıyor"

Siz bu kafayı çok iyi tanırsınız, bunların ülkenin hayrına dikilmiş bir tek ağaçları yoktur. Hayır demeyi siyaset sanıyorlar, neye hayır dediklerini bilmedikleri için sürekli saçmalıyorlar. Bunlar dünyanın bir numarası olacak havalimanına da hayır diyorlar. Çanakkale Köprüsü'nün iki kule arası mesafe 2023 metre! Dünyada bu uzunlukta köprü yok. O da bir numara. Biz ilklerin ülkesiyiz. Batı ondan dolayı çıldırıyor.

18 maddenin içinde olmayan şeyleri bu adam söylüyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ülkemizin gelişmesi için ihtiyacı olan istikrar ve güven ortamını güçlendirecektir. Niye bizimle birlikte çalışmadın (Kılıçdaroğlu)?

"Bundan daha adil bir yarış olabilir mi?"

Cumhurbaşkanlığı adaylığını sadece partilere milletvekillerine bırakmadık. 100 bin imza ile milletimiz cumhurbaşkanı adayı çıkarabilecek. Bundan daha adil bir yarış olabilir mi?

"Düğün salonlarında kampanya yürüttüler, niye?"

Tuzla daha büyük projeler için, aş için, istihdam için, EVET demeye hazır mı? Unutmayın gerçeklerin üzeri yalanlarla örtülemez. Ne yaparlarsa yapsınlar kaybedecekler. 81 vilayetin tamamına gittik. Bunlar gitti mi? Düğün salonlarında kampanya yürüttüler. Niye? İnanmıyorlar davalarına! Aşık olduğumuz bu millete Cumhuriyetin tarihinin en büyük reformunu yapalım istedik, onun için çok çalıştık.

"Aşk ile çalışan yorulmaz"

Biz hesap gününe inanıyoruz. Sadece Allah'a kulluk ederiz, onun dışında yok. Yardımı da ondan bekleriz. Her gece Bugün Allah için halkımız için ne yaptık bu hesabı kendimize sorarız. İşte o hesabı en iyi şekilde verebilmek için çalışıyoruz. Diyorlar ki yorulmaz mısın? Diyorum ki 'Aşk ile çalışan yorulmaz.'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kartal'da ise şu ifadelerde bulundu:

Erdoğan'dan Avrupa'ya: Size ne ya!

Kartal bu ne muhteşem tablo. Bu ne güzel tablo. Biz kendi geleceğimiz için bir karar vermenin çabası içindeyken, bakıyoruz ki kimi Avrupa ülkeleri alenen kampanya yürütüyorlar. Size ne ya! Size ne? Avrupa'nın milletvekillerine ne? Parlamentosunun önünde Erdoğan'ın resmi şakağına silah dayatılmış, "Erdoğan'ı öldürün" diyor. Nerede bu? İsviçre Parlamentosu. Allah'ıma hamdolsun, demek onlara dahi bu korkuyu vermişiz. Biz düşmana korku, dosta muhabbet erleriyiz. Bizim farkımız bu. Nerede İsviçre'nin yönetimleri? Niçin bu teröristlere orada haddini bildirmiyor. İşte bunların ne olduğunu anlayın.

"Erdoğan çok sert evet, kime sert kime yumuşak davranacağımızı iyi biliriz"

Bakıyoruz AB üyesi ülkeler Vatikan'a gitti. Vatikan'da ne işiniz var? Vatikan AB üyesi mi? Değil. Bunların içinde protestan, ortodoks, ateist var. Bunların hepsi katolik olan Vatikan'a gidiyor? Hepsi diziliyorlar, nasihatlarını aldılar, kuzu kuzu ayrıldılar. Çünkü bunlar tek millet. Bize gelip de şöyle, böyle demesinler. Külahımıza anlatsınlar. 54 yıldır bu ülkeyi oyaladılar. İşte 16 Nisan bunun dönüm noktası olacak. Erdoğan çok sert, evet. Biz kime sert, kime yumuşak davranacağımızı çok iyi biliriz. Ama hiçbir zaman baş eğmeyiz. Bunlara hakikati, doğruları söylediğimiz için rahatsız oluyorlar.

"ETA gibi silahları gömmedikleri sürece hayat hakkı yokm"

Avrupa'nın bizimle sorunu halkoylamasındaki tavrı değil. Açtıkları hendeklere, çukurlara bu töristleri gömdük ya! Rahatsızlık buradan geliyor. Yaklaşık 20 ayda yaklaşık 11 bin teröristi etkisiz hale getirdik. O silahlar gömülmediği sürece ETA gibi yapmadığı sürece bu ülkede onlara yaşam hakkı yok. Bayan bakanımızı arabaya mahkum ediyorlar. Oraya toplanmış olan vatandaşlarımızın üzerine atlarını, itlerini salıyorlar. O itler Hüseyin Kurt'umuzun baldırından parça kopardı.

"Şimdi bize mahkemelere gitmeyin diye haber gönderiyorlar"

Şimdi bu işi uluslararası mahkemelere taşımayın diye haber gönderiyorlar. Yaptıklarınız yanınıza kar kalmayacak? Nerede sizin adaletiniz, nerede insan hakları? Araştıracağız, ne gerekiyorsa onu yapacağız. Bunların kimseye söyleyecek sözü kalmadı. Biz demokrasiye yaklaştıkça onlar uzaklaşıyorlar.

"Bugünün hasta adamı Avrupa Birliği"

Bugünkü hasta adam Avrupa Birliği. Ticaret hacmi daralıyor. IMF'ye borcumuz var mı? Yok. Geldik sıfırladık. Ekononmiyle, vizeyle, ticaretle tehdit edenler dönüp kendilerine baksınlar. Türkiye'nin önünde bunlar durabilir. Şu anda biz G-20 ülkesi miyiz? Şimdi hedef ilk 10.