Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Gülen cemati mensuplarının örgütle ilgili tüm bildiklerini anlatmaları gerektiğini savunarak " Eyy FETÖ mensupları, bildiklerinizi anlatmazsanız sizi alır cezaevine koyarız" dedi.
Erdoğan, Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen'i kast ederek "Bu hoca değil; anneyi evladından koparacak kadar bir alçak" ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet'i kuran kadronun doğup büyüdüğü toprakların Türkiye Cumhuriyet devletinin sınırları dışında kaldığını belirterek "Cumhuriyet bizim ilk değil son devletimizdir. Bu ülkenin sınırlarını gönüllü kabul etmiş değiliz" diye konuştu.
15 temmuz darbe girişiminin ardından gündeme gelen idam tartışmalarına ilişkin de Erdoğan "Meclis'ten kabul geçerse hiç düşünmeden onaylarım" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa'da toplu açılış törenine katıldı. 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'ndaki törene Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve AKP Bursa Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile eski İçişleri Bakanı ve AKP Bursa Milletvekili Efkan Ala da katıldı. Toplu açılış töreninde halka hitap eden Erdoğan, idam tartışmalarına değinerek, "Parlamentomuzda bu karar geçtiği anda bana geldiğinde ben bu kararı onaylarım. Çünkü devlet, kendisine karşı işlenen suçlara af yetkisinde mümkündür. Yoksa kişilere karşı işlenen suçu devlet olarak biz affedemeyiz. En son 15 Temmuz ihanetini yaşadık mı? Ama ondan önce bu milletin önüne duvar gibi örülen çok önemli bir yanlış vardır. Tek parti döneminde bu millete yapılan en büyük yanlış, insanlarımızın tarihiyle, geçmişiyle, kültürüyle, medeniyetiyle bağlarının zayıflatılmasıdır" ifadelerini kullandı.
"Hiçbir ülkenin egemenlik hakkıyla ilgili sorunumuz bulunmuyor"
Her ülkenin fiziki sınırlarına saygı duyulduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bugün biz Suriye, Irak, Kırım, Batı Trakya, Bosna deyince birileri sanki uzaydan gelmiş gibi yüzümüze bakıyor. Hatta daha da ileri gidip tam bir cahil cesaretiyle 'Türkiye'nin Irak'la, Bosna'yla ilişkisi ne olabilir?' diyorlar. Halbuki bugün başka dünyalardan bahseder gibi sözünü ettiğimiz bu coğrafyalar bizim canımızın birer parçasıdır. Gaziantep'le Halep'i, Rize'yle Batum'u, Bursa'yla Üsküp'ü birbirinden farklı düşünmek mümkün mü? Bu şehirler fiziki olarak başka ülkelerin sınırları içindedir ama bizim gönül sınırlarımız oraları kapsayacak şekilde geniştir. Biz her ülkenin fiziki sınırlarına saygı duyuyoruz. Hiçbir ülkenin egemenlik hakkıyla ilgili en küçük sorunumuz bulunmuyor. Bizim derdimiz oralarda yaşayan kardeşlerimizin, oralarda bulunan ecdat yadigarı mirasın korunmasıdır. Çünkü bizim tüm bu coğrafyanın her köşesinde atalarımızın ayak izi var. Döktüğü kan, yattığı mezar var. Şu anda dünyanın 30 ayrı ülkesinde bizim şehitliklerimiz var. Bunlar bizden kopuk olabilir mi?" diye konuştu.
"Yat, yat, uyu. uyu, uyu, yat', bizi öyle yetiştirmeye çalıştılar"
Eğitim sisteminin geçmişine yönelik eleştiride bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birileri de çıkmış bize geçmişimizi toptan unutturmaya çalışıyor. Biz unutsak da tarih unutmuyor. Karşımızdakiler hiç unutmuyor. Maalesef bir dönem bu büyük milleti kendi tarihinden, kendi geçmişinden koparmak için kasıtlı bir politika izlenmiştir. Uzun yıllar boyunca öyle çarpık bir eğitim sistemi uygulanmıştır ki ilkokulda, ortaokulda, lisede okuduğu kadarıyla tarihinden haberdar olan evladımız bu ülkenin ve bu milletin geçmişinin 90 yıldan ibaret olduğunu sanır. Bize ne okuttular biliyor musunuz? Şimdi artık yok tabii. 'Yat, yat, uyu. Uyu, uyu, yat'. Bizi öyle yetiştirmeye çalıştılar. Uyuya uyuya, yata yata bir nesil büyür mü? Olsa olsa karpuz tarlasında karpuz büyür. Atalarımız bin yıl boyunca Malazgirt Zaferi ile Anadolu'ya girmişler sonra da Gazi Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışıyla yollarına devam etmişler. Böyle bir çarpık durumla karşı karşıya bizi bıraktılar. Halbuki aradaki uzun dönemde bu topraklara Türkiye ismini veren Anadolu Selçukluları"
"Cumhuriyeti kuran kadronun bir bölümünün doğduğu topraklar devletimizin sınırları dışında kaldı"
'Cumhuriyet bizim ilk değil, son devletimizdir' diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Bu devletin sınırlarını gönüllü olarak kabul etmiş değiliz, onu da söyleyeyim. Unutulmamalıdır ki cumhuriyeti kuran kadronun çok önemli bir bölümünün dahi doğduğu, büyüdüğü topraklar yeni devletimizin sınırları dışında kalmıştır. Neyi kast ettiğimi anlıyorsunuz değil mi? Uzun zamandır yaşadığımız kesintisiz savaşların, kayıpların etkisiyle biraz nefes alabilmek için o dönemde buna 'Tamam' denmiş olabilir. Asıl yanlış dönemin tartışmalı şartları içinde yapılan bu fedakarlığa teslim olup devlet ve toplum hayatını buna göre inşa etmeye çalışmaktır. İşte biz bunu kabul etmiyoruz. Böyle bir şey yok. Artık bu yanlış tarih ve medeniyet algısından vazgeçmek gerektiğini söylüyoruz"
"Yeni dönemde önceliğimiz bu olacak"
Yeni dönemde önceliğin eğitim sistemi olacağını vurgulayan Erdoğan, "Coğrafyamıza verilen Türkiye ismi bizim için gurur kaynağıdır. Artık yeni nesillere tarihimizi, kültürümüzü, medeniyetimizi bu hakikatler ışığında öğretmeli daha doğrusu eğitim vermeliyiz. Müfredat ona göre hazırlanıyor. Ona göre de gençliğimizi yetiştireceğiz. Milli eğitim sistemimiz, hem millilik hem de eğitim öğretim boyutuyla ideal düzeye gelmeden hiçbir meseleyi çözemeyiz. İnşallah yeni dönemde önceliğimiz bu olacaktır" dedi.
"Zannettiler ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ele geçireceğiz"
15 Temmuz darbe girişimine yönelik açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Darbecilerin Bursa'daki temsilcisi konumundaki bir albayın cebinde ele geçirilen görev listesi, o gece savcıların ve hakimlerin FETÖ'ye karşı başlattığı operasyonun temel belgesi olmuştur. FETÖ denen ihanet çetesi, kurumlarda örgütlenip, arkasına dışarıdan da destek bulunca bu milleti ve bu vatanı esir alabileceğini sandı. Bunlar 3-5 kişi bir araya gelince kendilerini dev aynasında görmeye, bu kibirle de sağa sola saldırmaya başladılar. Zannettiler ki 'Biz 40 yıl Silahlı Kuvvetler'de, poliste, yargıda, devletin kurumlarında örgütlendik. Biz bundan sonra istediğimizi yapıp Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ele geçireceğiz'. 17-25 Aralık'ta denediler olmadı. Ondan sonra 15 Temmuz'da 3-4 günlüğüne tatile gitmiştim. Bir Bursalı kardeşimizin mekanındaydık. Orada bizi öldürmek için Marmaris'te adımı attılar" diye konuştu.
"Ondan hoca moca olmaz, kardeşi kardeşten ayıracak kadar bir alçak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ne hocası, ne hocası? Ondan hoca moca olmaz. O, bu ümmeti birbirine düşürdü. Bu milleti birbirine düşürdü. Anneyi evladından, babayı evladından, kardeşi kardeşten ayıracak kadar bir alçak. Bunu yaptı. Şimdi de hepsi toparlandılar. Tek tek adalete hesap veriyorlar. Biz, devlet olarak adil davrandık, adil davranıyoruz. Yoksa bizim askerimiz, polisimiz bunlar ormana kaçtıkları zaman Marmaris'te yakaladıkları yerde onları öldürebilirlerdi. Ama öldürmediler, yargıya teslim ettiler. Bu millet bu kadar asil. Birileri diyor ki 'Bunlara biraz zulmediliyor'. Ne zulmü? Her şey adaletle götürülüyor. Hatalar, yanlışlar varsa bunları da zaten devletimiz her an düzeltmeye hazır. Ama adalete verdikleri hesap yetmeyecek. Bu ihanet çetesinin mensuplarının tüm ömürleri millete hesap vermekle geçecek"
"Yarın bunların da ellerine silah almayacağını kim bilebilir?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Açık konuşuyorum. Ben şahsıma yönelik her türlü saldırıyı, ihaneti, hakareti affedebilirim. Ama milletime, ülkeme yönelik hiçbir ihaneti benim şahsen affetme, görmezden gelme, üstünü örtme hakkım yoktur. Çünkü FETÖ millete, ülkeye, kutsallarımıza ihanet etmiştir. Bunun için FETÖ ile kökünü kurutana kadar mücadele etmek boynumuzun borcudur. Birileri 15 Temmuz gecesi eline silah almamış olabilir. Ama eline silah alanların hepsi gücünü onlardan alıyordu. Yarın bunların da ellerine silah almayacağını kim bilebilir? İhanet virüsü vücuda girmiş zehir gibidir. Bir yerde kalmaz. Her hücreyi etkiler, aynen kanser virüsü gibi. Şimdi bu vücudu bizim bunlardan temizlememiz lazım"
"Sizi nerede bulursak bulalım, aynen o cezaevlerine tıkarız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "17-25 Aralık hadisesine kadar bu örgütün gerçek yüzünü görmeyenleri anlayışla karşılamak mümkündür. Ama 17-25 Aralık'tan sonra örgütün içinde kalmaya devam edenler, ne yaptıklarını, niçin yaptıklarını bilerek, bedelini göze alarak, bu tercihte bulunmuşlardır. Hele 15 Temmuz'a rağmen bildiklerini anlatmayan ne kadar örgüt mensubu varsa asla masum değildir. Buradan sesleniyorum. Türkiye'de FETÖ örgütüne mensup olan veya onlarla bağlantısı olanlar, eğer sizler gelip bildiklerini anlatmayacak olursanız kusura bakmayın; sizi nerede bulursak bulalım, alır sizi de aynen o cezaevlerine tıkarız. Zihnini ve gönlünü Pensilvanya'daki şarlatana tapulamış olanların bu ülkeyle de bu milletle de bir irtibatı kalmamıştır" diye konuştu.
"Musul'da kurulmaya çalışılan mezhep savaşı senaryosunu bozmak için aktif rol üstleniyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Henüz tespit edilememiş olanlara sözüm şudur. Artık bu milletin yakasını bırakın. Bu milletin iliğini sömürmekten, sırtındaki kambur olmaktan vazgeçin. Dikkat ediniz, bu musibetten kurtuldukça Türkiye'nin önü açılıyor. İşte Suriye'de, Irak'ta olanları görüyorsunuz. Her geçen gün daha iyi. PKK terör örgütüne karşı tarihimizin en etkili operasyonlarını gerçekleştiriyoruz. Şu anda El Bab'a doğru yürüyoruz. Bütün mesele Irak'ta, Musul'da kurulmaya çalışılan mezhep savaşı senaryosunu bozmak için de aktif rol üstleniyoruz. Bugün Türkiye, 15 Temmuz sabahından daha güçlüdür"