21 Nisan 2018 23:29
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı çağrısının ardından erken seçim kararı alınmasına ilişkin, "Erken seçim, AK Parti olarak bizim presiplerimiz içinde olmamıştır. Son Cumhur İttifakı'nı beraber gerçekleştirdiğimiz müttefikimizin talebi durumu değerlendirmemizi gerektirdi" açıklamasında bulundu.
Suriye'nin Afrin bölgesinde yürütülen Zeytin Dalı Harekâtı'na ilişkin de değerlendirmede bulunan Erdoğan, "Afrin'de ÖSO'nun Mehmetçiğe bağlılığı, aynı şekilde Mehmetçiğin ÖSO'ya sevgisi bağlılığı böyle bir şey nasıl olabildi? Bu bana Çanakkale'yi çağrıştırıyor" ifadelerini kullandı.
Erdoğan "19 ülkeden 83 FETÖ yöneticisini getirdik. İstihbarat doğru çıkarsa Adil Öksüz'le ilgili adımı da atacağız" diye konuştu.
Erdoğan, Edirne'de sınırı geçtiği gerekçesiyle tutuklanan Yunan askerinin iade taleplerine ilişkin değerlendirmesinde "Yunanistan'daki FETÖ'cü askerlerin bize verilmesi lazım. Yunanistan'a FETÖ'cü askerleri verirseniz biz de iadeleri masaya yatırırız dedik" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NTV ekranlarında yayınlanan Siyasi İşler Özel programında Ahmed Arpatmoderatörlüğünde Okan Müderrisoğlu, Serpil Çevikcan ve Mustafa Kartoğlu’nun sorularını yanıtladı. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Böyle bir program yeni planlanmadı tabi. Benim çok önceden verdiğim sözdü gerek Okan’a gerek Serpil’e ve Mustafa beye. Böyle olunca NTV’de bu programı gerçekleştirelim dedik. Bu akşam bizi yurtdışında da izleniyor olacağız. Ülkemiz demokrasisi için, ekonomimiz için birlik beraberliğimz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bizim tabi hafta başında da sayın Bahçeli ile bu hafta içinde bir görüşme arzumuz olmuştu. Sayın Bahçeli’nin de Çarşamba günü saat 13.30 için bir mutabakatı olmuştu. Salı günü böyle bir durum ortaya çıkınca aynı gün benimde malum grup konuşmam vardı. Orada yine 2019’u vurguladım ben. Çünkü arkadaşlarımın henüz ne diyeceğini bilmiyordum. Daha sonra hemen tolantı odamızda arkadaşlarımı toparladım ve ilk değerlendirmeyi yaptım. Bu değerlendirmeden sonra bir de geniş çaplı değerlendirelim istedim. Sonrasında bizim bizim için artık erken seçim noktasında bir tarih ve bu konuyla ilgili takvimin belirlenmesi kalıyordu. Çarşamba günü sabahı tekrar arkadaşlarımla bir görüşme yaptım.
Sayın Bahçeli ile görüşmeye bu şekilde girdik ve görüşmemiz esnasında teklifimizi bizlerde aynen kendi tekliflerine karşı teklif olarak sundum. Olumlu yaklaştılar ve 24 Haziran’ı gerek ülkemizde okulların kapanmasını düşünerek gerek üniversite imtihanlarının yapılacağını düşünerek, malum YÖK Cumhurbaşkanlığına bağlı olduğu için. Burada çok seri karar alabilmenin bir ispatı da oldu bu. Hemen sayın başkana konuyu arkadaşlarım ilettiler ve hemen YÖK toplandı ve bir hafta sonraya imtihanları aldılar. Biz de 24 Haziran kararını aleniyete geçirmiş olduk.
24 Haziran tarihini erken seçim tarihi olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapmış olduğu basın toplantısında açıklamış oldum. Böylece 24 Haziran artık yaz tatiline filan gitmeden bayramın hemen ertesinde, üniversite imtihanlarına hemen hazırlık noktasında 1 haftalık süreyi koyarak giriyoruz. Tekrar ülkemiz ve milletimiz için inşallah hayırlara vesile olsun diyorum.
Sayın Bahçeli’nin grup konuşmasına başladığı anı dinledim sonra yola çıktım. Yolda bir kısmını dinleme imkanım oldu. Meclis’e geldiğimde Başbakan Binali bey (Yıldırım) ve Başbakan Yardımcım Hayati bey (Yazıcı) vardı. Onlarla kısa bir değerlendir yaptık. Sonra kendi grup konuşmama çıktım.
Erken seçim, AK Parti olarak bizim presiplerimiz içinde olmamıştır. Son Cumhur İttifakı'nı beraber gerçekleştirdiğimiz müttefikimizin talebi durumu değerlendirmemizi gerektirdi. Bahçeli'nin konuşması öncesinde durumu değerlendirmemiz söz konusu değil. Ben 1,5 yıl daha Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturma rahatlığına erişebilirdim. Sadece ülkemizin huzuru, refahı nerede diye düşünüyoruz. Milletimiz devam derse devam ederiz, tamam derse saygı duyarız.
Ana muhalefetin bir erken seçim hırsı var onun da hırsını rahatlatalım istedik. Şimdi er meydanında milletimiz hesabını soracak.
Demokrasi, hak ve özgürlükler, adalet, kalkınma ve atılım noktasında yaptıklarımız ortada. Bu noktada bizim herhangi bir sıkıntımız yok. Tüm dünya Türkiye'deki gelişmeleri izliyor. Bütün siyasi askeri ekonomik alanlarda Türkiye, bütün kuşatılmışlıklara rağmen yarma harekatı yapmıştır.
Bütün alanlarda bütün dünya Türkiye’deki gelişmeleri izliyor. Siyasi, askeri, ekonomik bütün bu alanlarda Türkiye bütün kuşatılmışlara rağmen bir yarma harekatı yaparak malum bir Fırat Kalkanı harekatını gerçekleştirmiştir. 166 bin kişi bu harekattan sonra buraya dönmüştür. Ardından bir Afrin Harekatı’nı gerçekleştirmiştir. Burada da dönüşler başlamıştır. İçeride de teröre çok büyük darbe vurulmuştur ve hala devam ediyor. Zaho’da Hakurk’ta bu darbe harekatı devam ediyor. Gabar’da Cudi’de Tendürek’te Kandil’de buralarda operasyonlarımız kararlılıkla devam ediyor.
Şu an itibariyle Afrin’de 4 bin 254 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Kuzey Irak’ta 346 terörist etkisiz hale getirilmiştir. İçeride 240 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Ben bu noktada silahlı kuvvetlerimizi, korucularımızı, jandarmamızı, polisimizi gerek şahsım gerekse milletim adına kutluyorum, tebrik ediyorum; bütün bunların yanında Özgür Suriye Ordusu’nu da tebrik ediyorum.
Bizim 56 şehidimiz var. Bizim 56 şehidimizin yanında ÖSO yüzlerce şehit vermiştir. Bu konuda en ufak bir ayrım yok Mehmetçiğimize olan onların sadakatı bağlılığı, Mehmetçiğimizin onlara olan sevgisi sadakati nasıl bunlar bir oldular beraber oldular da bu operasyonlarda bu başarıyı sağladılar, bana adeta Çanakkale’yi andırıyor.
Çanakkale’de nasıl sadece Mehmetçiğimiz yoktu, Bosna Hersek’ten tutun dünyanın başka yerlerinden Müslümanlar gelip nasıl Mehmetçiğimizle beraber olduysalar burada da benzer tabloyu görüyoruz. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize Allah’tan özellikle şifalar diliyorum.
Batının tehdit projeksiyonu var. Güneydeki YPG/PKK/DEAŞ bunlar söyleniyor. DEAŞ'a karşı savaştır gibi laflar ediliyor. Nereye kadar buna inanacağız. 5 bin tır ABD buraya silah gönderiyor. 2 bin kargo uçağıyla buraya malum silahlar geliyor. Buraya biliyorsunuz 20 kadar üs var bunlar indiriliyor. Biz şunu düşünüyoruz Kuzey Suriye'de bu üsler kime karşıdır? 911 km sınır kimin sınırı? İkinci derecede olsa olsa İran olabilir, üçüncü derecede Rusya var. Rusya ikinci derece de denilebilir 5 üssü var. Türkiye birinci derece. Türkiye NATO'da değil mi? Biz paramızla ABD'den silah alamıyoruz ama ABD bu teröristlere bu silahları ücretsiz verebiliyor. Demek ki tehdit öncelikle stratejik ortaklardan geliyor. Göbeğimizi kendimiz kestik adımımızı attık.
Uluslararası hukuk öne çıkarılarak süreç devam etmeli. Suriye tarafından ciddi tehditler aldığımız yerler var.
Buradaki bütün hedef, Yüksek Seçim Kurulu'nun açıklayacağı seçim takvimidir. Onlar resmi seçim takvimini açıklayacak ki biz de gerçi önceden bazı hazırlıklar var ama kendi takvimimizle onu örtüştüreceğiz. Böylece yol haritamızı da ona göre belirleyeceğiz. Temayül olmadan milletvekili adaylarını belirlemek doğru olmaz. Her an seçime rahatlıkla girebilecek noktadayız.
Soru: "Hükümetimiz ve partimizin tavrı 2019 Kasım seçimlerine kadar dişimizi sıkmaktan yanaydı" dediniz. Neden dişlerinizi sıkıyorsunuz?
Öyle bir bürokratik oligarşi varki bu olgarşi atacağınız her adımda adeta bileklerinizde bir kelepçe. Ben ilk milletvekili seçildiğim andan itibaren bürokrasiye karşı mücadele verdim. Ama parlamenter sistemde bir yere kadar başarabiliyorsunuz. Yasama yürütme ve yargı şimdi daha farklı çalışacak. bu güçler devleti bağlayan değil, devleti destekleyen bir güç olcak.
ABD'de Tillerson dünyanın en büyük petrol şirketinin başındaydı. Dışişleri Bakanlığı'na getirildi. Trump hiç haber vermeden kendisini o görevden aldı. Onun kabinede aldığı maaşın ExxonMobil'de aldığı maaşla mukayese edilebilecek hali var mıydı?
MHP'yle normal şartlarda dahi azami müştereklerimiz var. Ama bir CHP'yle doğru dürüst asgari müştereğimiz bile yok. Niye? CHP gerektiği zaman teröristlerle kol kola girebiliyor. Ellerimizde çok belgeler var. Cumhur ittifakında bizim belirleyici 4 esasımız tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ve yerli ve milli olmamız. Böyle bir şey öbürlerinde olmadığı için bunlarla yapılması mümkün değil. Benim milletim bu ittifakın hasılasını görecek. Bu ittifaka sarılacak. Bunu başarmamız şart ki milletimiz muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkabilsin.
Okan Müderrisoğlu: Yerli ve milli bir ittifak deyince karşı cephe gibi düşünülebilecek hani bu ittifakın dışındakiler gayrimilli mi oluyor ve oraya verecek vatandaşlar kendisini dışlanmış mı hissedecek?
Recep Tayyip Erdoğan: Onu öyle değerlendirmek doğru olmaz. Şimdi ana muhalefetin bir defa ülkemin kalkınmasına bakış anlayışı milli değil, yerli değil. Bakıyorsunuz sizi batıya gidip sürekli şikayet eden bir ana muhalefet anlayışını milli olarak değerlendirebilir misiniz? Türkiye’ye sürekli olarak cephe açan ülkelere gidip sizi şikayet eden bir siyasi partiyi milli olarak değerlendirebilir misiniz? Şu anda arkasında terör örgütünün olduğu malum sözde bir parti biliyorsunuz ülke ülke dolaşıp bizleri şikayet ediyor. Sen gel ülkende çalış, halkına kendini anlat ve halkın da seni en ideal şekilde değerlendirsin. Ama anlatamayınca Türkiye’de bir hukuk devleti olduğuna göre bu hukuk devletinin içinde bu kurallar senin için de işleyecektir, diğerleri için de işleyecektir. Biz neredeyse anayasayı değiştirme çoğunluğuna sahip olduğumuz zamanda bile Anayasa Mahkemesi bizimle ilgili kapatma davası açtı.
O zaman ana muhalefet ‘Ankara’da savcılar var’ diyordu. Biz bunları yaşadık. Şimdi yeni bir sürece inşallah yerli, milli, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet anlayışıyla gireceğiz ve yoğun bir çalışmayla da inşallah bu asrın bir Türk asrı olmasını dünyaya göstereceğiz.
Yerli jet uçaklarını da yapmak durumundayız. Denizaltı için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Özel sektörü teşvik ediyoruz, bu işte özel sektör olsun. CHP'nin bakışı yerli ve milli değil. Türkiye'yi şikayet edeni milli olarak değerlendirir misiniz?
Okan Müderrisoğlu: Sizce ana muhalefet partisi lideri iktidara adaysa ve yepyeni bir sistem yani Cumhurbaşkanı olacak kişi ülkeyi yönetecekse ana muhalefet partisi lideri Cumhurbaşkanı adayı olmalı mı? Ve sayın Kemal Kılıçdaroğlu eğer aday olmayacak ise artık siyasette iddiası kalır mı? Farklı arayışları var hatta AK Partili eski birtakım isimleri bile bu noktada kendi değerlendirme skalasında Cumhuriyet Halk Partisi’nin farklı düzeyde nabız yoklamasına konu ettiğini biliyoruz.
Recep Tayyip Erdoğan: Gönlüm daha doğrusu şahsen ana muhalefetin başındaki zatın burada olmasını ister. Bu yarışa girsin. Bazen o kadar özgüvenli sözleri oluyor ki başkasını aramasına gerek yok kendisi çıksın meydana, milletin ona hangi oranda ne kadar oy vereceğini görmesinde de çok büyük fayda var. Yüzde 40 dedi alamadı yüzde 25’lerde kaldı. Hadi gel buyur aday ol bak bakalım millet sana ne kadar oy veriyor görelim. Ama bunun dışındaki diğerlerini ben teferruat olarak kabul ediyorum. Onları zaten konuşmamızı zaman israfı olarak kabul ediyorum.
Serpil Çevikcan: Bir adayda da karar kılamamış görünüyor Cumhuriyet Halk Partisi.
Recep Tayyip Erdoğan: Artık onu ben bilemiyorum siyasi partilerin içişlerine karışmıyoruz.
Mustafa Kartoğlu: Siz karşınızda nasıl bir aday görmek istersiniz?
Recep Tayyip Erdoğan: Karşımıza kim çıkarılırsa kim çıkarsa onunla birlikte bir yarışa gireriz.
Ahmed Arpat: Cumhur İttifakı’ndan bahsederken, “Bu ittifaka katılacak başka partilerde olacaktır, olabilir” demiştiniz. BBP destek vereceğini açıkladı. Bu bağlamda Saadet Partisi’ni sormak isterim. Saadet Partisi ile yollar ayrıldı mı? Tabii İyi Parti ile ilgili bir değerlendirmede alabilir miyiz sizden.
Recep Tayyip Erdoğan: Özellikle görüştüğüm partilerle ilgili olarak konuşayım. Saadet ile iki üç kez görüşme yaptık, bir netice maalesef alamadık. Gördüğümüz kadarıyla Cumhuriyet Halk Partisi ile daha uyumlu daha ideal anlamda bazı görüşmeleri oluyor. Ama BBP ile görüşmelerimiz oldu onlarla ilgili bu noktadaki ittifakımız çok farklı bir zeminde oluşacaktır. Onunla ilgili yarın arkadaşlarımızla değerlendirmelerini yapıp adını koyacağız.
Ahmed Arpat: İyi Parti ile ilgili çok değerlendirme alamıyoruz sizden.
Serpil Çevikcan: Seçimlere girip girememe meselesiyle ilgili.
Recep Tayyip Erdoğan: O YSK ile Yargıtay Başsavcılığı’nın müşterek yapacağı veya yaptığı görüşmelerin ki bugün görüşmeler olacaktı, oranın vereceği karar neyse o karara hepimizin saygı duyması lazım. Şu anda o noktada bizim bir sıkıntımız söz konusu değil.
OHAL'in olmadığı dönemlerde terör bölgesi diyebileceğimiz bölgelerde çok sıkıntılar yaşandı. Bazıları onların oylarını kullanmak suretiyle PKK destekli partiler seçildi. OHAL ile çok daha sağlıklı ve rahat bir kampanya yürütme şansını tüm partiler kazanacaktır.
ABD'nin bu noktadaki beyanlarına ben önem vermiyorum. Kendimiz ne diyoruz bu önemlidir. AGİT sürekli olarak gözlemcilerini gönderdi. Türkiye'de hiçbir zaman seçim şaibeleri yaşanmamıştır. Biz yüzde 86 katılımla seçim gerçekleştirmiş ülkeyiz.
Ahmed Arpat: Mitingler planlıyor musunuz tüm Türkiye’yi dolaşacak mısınız? Yurtdışındaki seçmen ve oradaki mitingler, bu noktada Avusturya ve Hollanda’dan bir takım açıklamalar geldi.
Recep Tayyip Erdoğan: Bir defa batının burada takınacağı tavır tüm dünyada demokrasiye batının nasıl bağlı olduğunu gösterecektir. Ana muhalefetin mühür noktasındaki yaklaşımı ise buradaki sandık kurulundaki mühürden öte YSK’nın mührüdür. YSK zaten mühür işlemini filan bitirerek bunları torbalıyor ve ilgili yerlere bunları gönderiyor. Bu konuda bir sıkıntı söz konusu değil. Ve yurtdışı olayına gelince benim büyük ihtimalle yurt dışındaki hazırlığımız tamam. Şöyle 10-11 bin kişilik spor salonunda şu anda ülkeyi açıklamayacağım orada bir uluslararası kuruluşun toplantısında inşallah bulunacağım ve orada Türk vatandaşlarıma sesleneceğim. Büyük ihtimalle de Avrupa’yı orada toparlayacağız. Demokrasi mücadelesi öyle kolay kolay kısıtlanabilecek önü kesilebilecek bir mücadele değildir. Sizin bir yerde önünüzü kesseler öbür yerden çıkarsınız. Ama tabii Avusturya’nın başındaki zatın attığı bu adımlar tamamiyle kendisine ters dönecek adımlardır. Bunlar da bunun bedelini uluslararası toplumlarda ödeyeceklerdir. Ülkemde ise bu kongrelerle ilgili dolaştığım iller var ve bu illerden sonra bizim bir değerler silsilesi var. Bu seçmen değerlemelerini arkadaşlarıma yaptırtıyorum ve bu değerlemelerden sonra da gideceğim iller olacak gidemeyeceğim iller olacak. Ama azami illerimize verimlilik esasına göre inşallah gitmekte kararlıyım.
Serpil Çevikcan: 28 Şubat davası kararları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Recep Tayyip Erdoğan: Yargı meselesi. Sembol dava olmanın yanında tabii yaş meselesi de bunlarla ilgili önemli. Bu yaş durumundan bu konularla ilgili de yargı nihai kararını verecek. Bu nihai karar değil tabii daha süreç devam edecek. Bu kararların bitişi ve bu sanıkların yaşlarının durumu vesaire bunlarla ilgili yasal durumlar söz konusu. Temenni ederim ki buradaki mağdurların, mazlumların bir defa her şeyden önce tatmin olmasıdır. Bu süreci de daha fazla elde tutmamızın bir anlamı yok. Yargının kararı esastır ve bu esasa da biz uyarız.
Okan Müderrisoğlu: Birincisi yüksek kur ve yüksek faiz, Türkiye’nin bu çerçevede bir kıskaca alınmakta olduğu konuşuluyordu. Erken seçim kararı alındıktan sonra o tansiyon biraz düşmüş gözüküyor. Bir de yine erken seçim kararını açıklarken ekonomide alınması gereken kararlardan söz ettiniz. 2023 hedefleri önünde bazı psikolojik teknik engeller var dediniz. Biraz bu tarafını açar mısınız?
Recep Tayyip Erdoğan: Bu kur meselesinde ben yerli ve milli parayı çok önemsiyorum. Yapacağımızı ithalat ve ihracatlarda yerli ve milli paraya ne kadar girebilirsek hükümetler arası anlaşmalarla bunu ne kadar güçlendirirsek inanıyorum ki kur baskından paramızı ve karşı ülkenin parasını kurtarmış olacağız. Eğer bu işi altına endeksli olarak yaparsak o işimizi daha da kolaylaştırır. Ama mesela diyelim ki İran’la bu noktada alışverişimiz var. İran Tümen’i ile TL karşılıklı olarak alışverişleri bu şekilde yapmak. Yani İranlı turist geldiği zaman burada rahatlıkla Tümen’le her türlü alışverişini yapacak otellerde istediği gibi kalabilecek. Türkler orada aynı şekilde TL ile yapabilecek. Mesela Rusya ile aynı şekilde Ruble-TL aramızda çalışabilecek. Çin ile aynı şekilde bunları yapabileceğiz. Ama en ideali altını devreye sokmaktır. Faiz meselesine gelince ben faiz enflasyon ilişkisinde hep doğru orantıyı yani faizi ne kadar yükseltirseniz enflasyon da o kadar yükselecektir, faizi ne kadar düşürürseniz enflasyon da o kadar düşecektir. Bunu biz göreve ilk geldiğimiz zaman yaşadık. Yüzde 63 o zamanlar faiz vardı; enflasyon 30’du o zaman. Biz faizi düşürdükçe enflasyon düştü. Hatırlarsanız 13 Haziran olaylarında faiz 4.6’ydı. Gezi Olayları’nda pardon. Ve enflasyon ciddi manada tavan yapmıştı. Taksim olayları Gezi olayları oldu bir anda faiz ne yazık ki çift haneliye o dönemde çıktı. Benim değerlendirmem yine aynı biz faizi indirdiğimiz andan itibaren işte başkanlık sistemi bunu da getirecek inşallah enflasyon da onunla beraber düşecektir.
Okan Müderrisoğlu: Kuru durdurmak için faizi arttırın şeklinde baskılar da var.
Recep Tayyip Erdoğan: Ben kur faiz ilişkisini şu anda batılılar gibi düşünmüyorum. Burada bizim için kur noktasında en ideal olanı yerli ve milli para konusudur. Kesinlikle kur baskını ortadan kaldırır. Faizi de düşürdükçe o de kuru ciddi manada aşağı çekecektir.
Okan Müderrisoğlu: Kararlar noktasında çok belirgin yapısal kararlar mı başkanlık sisteminde devreye girecek.
Recep Tayyip Erdoğan: Ben işte Cumhurbaşkanlığının bu kararname çıkarma yetkisi bu işi kolay kılacaktır, daha rahat adım atma noktasına getirecektir. Kurumlardaki çalışmalar çok farklı olacaktır. Buna göre adımlarımızı atarak çok seri karar alma noktasına ulaşacağız.
Serpil Çevikcan: Türkiye FETÖ’nün kanser hücrelerini ne kadar temizleyebildi? Sayın Bahçeli FETÖ’nün Cumhur İttifakı’na nifak sokmaya ya da Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sabote etmeye yönelik bir takım planlamalar içinde olduğu yönündeki endişelerini sizinle paylaştı mı acaba?
Recep Tayyip Erdoğan: Son görüşmeyi kastediyorsanız böyle bir şeyimiz olmadı. Ama şu anda gerek sayın Bahçeli’nin gerek benim FETÖ ile mücadeledeki tavrımız çok açık net belli. Bu konudaki mücadele kararlı şekilde devam edecek. Benim buradan taviz vermem mümkün değil. Çünkü bu FETÖ denen adam benim milletimi böldü parçaladı, ümmeti böldü parçaladı. Anayı evladına, evladı anasına aileyi kendi içinde parçaladı. Birçok bildiğim arkadaşlar var ki şu anda evlatlarında bu noktada ayrı yaşar hale geldiler. Bunlar müsebbibi bu adamdır. Bu adama şu anda Amerika sahip çıkıyor. Arkasında Amerika var. 400 dönümlük bir yerde paşa paşa yaşıyor. Verilmiş olan kararlar var, yargının verdiği kararlar var. Siz bizden kalkıp Brunson’ı istiyorsanız ve bu noktada atılan adımlara bakın. Şu anda orada yargılanmış değil oturan bir adam. Ama bununla ilgili Türkiye’de mahkemelerimn verdiği karar var. FETÖ ile ilgili vermiş olduğu karar var. Ağırlaştırılmış müebbet kararları var. Siz bu kararları yok farzedeceksiniz ve bizden gayrikanuni bir talepte bulunacaksınız. Önce bir defa siz de şu anda bir suçluyu suçluların karşılıklı iadesi anlaşmasından hareketle deport etmenin yolu yok mu? Niye etmiyorsun? Sen aramızdaki anlaşmaya da sadık kalmıyorsun. Burada suçluların karşılıklı iadesi var. Bu adamların okullarında ne kadar bedel aldıkları ortada. Bunu biz ilgililerine söylüyoruz. Siz kendi bütçenizden bu okullara yılda 700-750 milyon dolar para ödüyorsunuz. Adeta terörü finanse ediyorsunuz. Ondan sonra kalkıp bizden böyle talepte bulunuyorsunuz. Bu nasıl bir stratejik ortaklıktır. Eğer bir adım atacaksak siz üzerinize düşeni yapacaksınız biz üzerimize düşeni yapacağız. Ama böyle bir mütekabiliyet yok. Olmadığı zamanda kusura bakmasınlar.
Mustafa Kartoğlu: Bir kısmı Türkiye’ye yakalanıp getirildi başka ülkelerden. Devamını da bekleyebilir miyiz?
Recep Tayyip Erdoğan: Şu an itibariyle 83 FETÖ’cüyü toplayıp Türkiye’ye getiriyoruz. Bu kararlılıkla devam ediyor. Bunların tabii gözaltı yargı süreçleri var. Milli İstihbarat Teşkilatımız bunların yerinde paketleyip alıp getiriyor. Şimdi değişik ülkelerde bunların takibi, aranması, yakalanması filan tabii bir zaman alıyor. Ama kararlıyız. Nasıl PKK’lıların inlerine gireceğiz dedik bunların gittikleri yerlerde yine inlerine girip güvenlik güçlerimizle, istihbarat örgütlerimizle alıp getireceğiz. Şimdi en son Gabon’da olanların eşleriyle birlikte alıp geldik. Alıp geleceğiz. Çünkü biz bu şehitlerimizin ahından kurtulamayız. Bu gazilerimizin çektiği acıları dindiremeyiz. Bunu yapmak durumundayız bu makamda bulunduğumuz sürecede. Biz de o mağdurların ailelerinin yerinde olabilirdik. Onun için eğer acırsak acınacak hale geliriz. Şu anda mesela cezaevinde olan vesaire bunun bir örneği. Bugün yüzlerce kişi ağırlaştırılmış müebbet gibi cezalara çarptırıldıysa bunun bir sebebi var. Yargı durup dururken bu cezaları vermiyor ki. İşledikleri suçun cezası bu olduğu için veriyor. Avukat arkadaşlar bu mahkemeleri çok yakın takipte tutmak suretiyle de devam ettiriyorlar. Darbe girişimine yönelik şu ana kadar 285 dava açıldı. 137 davada karar verildi. 1433 sanığa hapis cezası verildi. Bunlardan 1433 sanığın 530’u müebbet, 399’u ağırlaştırılmış müebbet. 504’ü ise 1 yıl 2 ay ile 20 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldılar. Diğer taraftan şu anda 19 değişik ülkeden biz 83 FETÖ yöneticisini getirdik ve 10 ülkede FETÖ bağlantılı 76 okul kurduğumu vakfa devredildi. 25 ülkede de FETÖ iltisaklı okulların devri veya yeni okulların açılması için perotokollerde imzalandı. OHAL kapsamında yayınlanan KHK’larla 107 bin 175 kişi kamu görevinden ihraç edildi. FETÖ’nün birinci aşama mahrem ve kripto yapısına mensup TSK içinde de şu anda binlerce kişi deşifre edildi.
Mustafa Kartoğlu: Adil Öksüz’ün kaçışı gündeme geldi ve daha sonra kendisine ulaşılamadı. Onunla ilgili bir bilgiye ulaşıldı mı?
Recep Tayyip Erdoğan: Burada hangi ülkede olduğunu söylemek uygun olmaz herhalde ama iz sürüyoruz, bazı bağlantılar kurulmuş vaziyette. Temennim odur ki aldığımız istihbarat doğru çıkarsa herhalde onunla ilgili adımı da gerçekleştirmiş olacağız.
Okan Müderrisoğlu: Milletvekili listelerine FETÖ’cülerin sızması ihtimalini bu süreçte önlemeyi nasıl sağlayacaksınız?
Recep Tayyip Erdoğan: Burada artık kolay değil. Çünkü çok hassasız. Her türlü incelemeyi araştırmayı yaptırıyoruz yaptıracağız. Ben böyle bir sızmanın olabileceğine ihtimal vermiyorum.
Ahmed Arpat: Türk Silahlı Kuvvetleri içinde nasıl bir yapıdan bahsediyoruz?
Recep Tayyip Erdoğan: Bunlar son dönem yönelik tespitler tabi. Çalışmalar devam ediyor. Değişik şeyler olabilir. İstihbaratında kendine has görevleri var. İstihbarat konuşulursa istihbarat olmaz.
Serpil Çevikcan: Fırat Kalkanı ve Afrin harekatı önemli bir başarı tabii ki. Fakat bu kurulmak istenen terör koridorunun şah damarını kesme bağlamında bir nihai durum değil. Bu yöndeki diğer çalışmalar nelerdir? Bir de şu anda yeni bir Afrin yaratılıyor. Oradaki son durum hakkında daha detaylı bir bilgi verebilir misiniz bize?
Recep Tayyip Erdoğan: Biz şu anda belki şah damarını kesmiş olamayabiliriz ancak şah damarı çok ciddi darbe yedi ve kanamada. Zira, sayılar içeride, bakın ciddi manada düştü. Artık yüzlerle konuşuluyor. Bunlar kısa bir sürenin değil çok uzun bir terörle mücadelenin ürünü. Son 3 yılda yurtiçi ve Kuzey Irak’ta YPG-PKK ile mücadelede 16 bin 650 terörist etkisiz hale getirildi. Mesela Afrin bölgesi 20 Ocak’tan bu yana 4 bin 254 terörist etkisiz hale getirildi. Fırat Kalkanı harekatıdna 3 bin 60 DEAŞ mensubu. Bu sayın Macron’a duyuruluyor. Çünkü sık sık bizi DEAŞ’ı koruyan böyle gösteriyor. Yurtiçindeki operasyonlarda 146 DEAŞ mensubu etkisiz hale getirildi. DEAŞ’la iltisaklı 14 dernek kapatıldı. 53 bin 781 kişiye ülkeye giriş yasağı konuldu. 5 bin 540 kişi DEAŞ’la bağlantılı olarak sınırdışı edildi. 5 bin 402 zanlı gözaltıan alındı, 902’si tutuklandı. Bu mücadeleyi bütünüyle veriyoruz. Burada artık gerek polisimiz, gerek jandarmamız, gerek silahlı kuvvetlerimiz gerek eski adıyla korucular yeni adıyla güvenlik korucuları bu konuda çok ciddi deneyim sahibi. Bir de korucular artık gençleştirildi. O babalar emekli edildi. Şimdi onların bir çoğunun ya çocukları ya yeğenleri onlar bu güvenlik korucuları olarak çalışmaların içine dahil edildi. Aklımda kaldığı kadarıyla 50 bine yakın böyle bir ekibimiz var. Bütün bunlar bu mücadelenin dağ taş demeden içindeler. Afrin’in yeniden imarı Fırat Kalkanı’nda olduğu gibi orada bir yönetim oluşturuldu bu yönetim bizdeki deneyimli tecrübeli arkadaşların riyasetinde oradada ÖSO’dan olsun oranın yerli insanlarından olsun oluşturulan ekiplerle o çalışmalar sürdürülüyor. Hatta bizden bazı belediyelerin kardeş şehir deriz ya benzer anlayışla temizlikler şunlar bunlar bizden giden çöp araçlarıyla vesaire yapılıyor. Güvenlik taraması el yapımı bombalar vessaire yine bizim güvenlik güçlerimiz tarafından yürütülüyor. Böylece bir an önce oranın idari anlamda da yapısının güçleneceğine inanıyoruz. Orayı kendi ayakları üzerinde durur hale getireceğiz.
Yunanistan'daki FETÖ'cü askerlerin bize verilmesi lazım. Yunanistan'a FETÖ'cü askerleri verirseniz biz de iadeleri masaya yatırırız dedik.
SAT komandoları anında müdahale edipğ bayrağı indirip, kayalıkları kendi haline dönüştürdü. Suların ısınmasını istemiyoruz. Böyle bir gayretin içinde değiliz. Biz her ne kadar sorunlarımız olsa da komşumuz olarak bakıyoruz. Ege'de böyle gerilimler yaşamayalım istiyoruz. Oturup masaya konuşalım istiyoruz.
Rum vatandaşlarımız Yunanistan'a gitmek zorunda kaldı. Bizim de hatalarımız var bunları görmemiz lazım. Sen mi daha fazla aldın, ben mi daha fazla verdim falan bu kavgaları bırakalım. Gemiler geçsin, uçaklar geçsin v.s. Biz istiyoruz ki artık bunları bırakalım.
© Tüm hakları saklıdır.